kapat
21.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 


Sıradaki gelsin

Jardel gitti. Zaten gideceği de belliydi. Geldiği günden beri eleştirildi. Yok koşamıyormuş, yok vurdumduymazmış, yok çok para alıyormuş... Bu eleştirileri listelesek sayfalar dolar taşar. Adam için 'alkolik' ve 'tiryaki' dediler, halde kasa bile taşıttılar.

Kimse onun ilk kez yabancı bir ülkeye gittiğine dikkat etmedi. Çünkü Portekiz onun için yurtdışı değildi, burada anadilini konuşuyordu. Uyum sorunu tartışılamazdı bile. Kimse takımın onu istemediğini farketmeye yanaşmadı. Takım istemiyordu; çünkü çok para alıyordu, koşmuyordu! Orta yapacak yerde topu geriye çekmeler, arka direkte Jardel bomboşken ön direkte üç adamın tuttuğu oyunculara paslar... Hep yalnız kaldı. Yönetim bile onu yalnız bıraktı. 16 milyon dolar bonservis bedeli ödedikleri bir adam için 1000 dolar ödeyip tercüman bile tutmadılar. Dertlerini hiç dinlemediler.

Bütün bunlara rağmen Jardel geçen sene Türkiye Ligi ve Avrupu Kupası maçlarında toplam 34 gol attı. Ona en çok pas veren Hakan Ünsal, Hagi ve Ergün'ün uzun sakatlıklarına rağmen... İstenmeye istenmeye o da istememeye başladı. İpler ondan sonra koptu. Jardel'e "Disiplinsiz, idmana çıkmıyor" dediler. Adamcağız çıktı "Sakatım" dedi, derdini anlatamadı. Sonra gitti iki yerinden ameliyat oldu. Gazetelerde satır arasında geçti.

Ve sonunda gitti. Ama giderken G.Saray yine kazandı. Büyük futbolcu olduğunu giderken bile anlıyorsunuz. Anlamamakta ısrar edenler olsa bile... Biz hala üzümün çöpü, armudun sapı tartışmaları yapalım. Nouma gibi bir futbolcudan sonra Jardel gibi bir golcüyü de kaçırdık.

Şimdi sıradaki gelsin!

İkinci şans

Son günlerde Fransız ve İspanyol basınında Nicolas Anelka'nın pişmanlığı konuşuluyor. PSG'li Anelka "Dünyanın en büyük takımında oynamak istiyorum.

Kimse aynı hatayı iki kere yapmaz. Real'den ayrılmam hataydı. Koşa koşa dönerim" diyor. Ama ne yazık ki ülkemizde aynı hatayı iki kez yapıp, gittiği futbolcu fabrikasında sezonu "kulübede" tamamlayanlar var.

Büyük parti

Fatih Terim, artık Milan'ın başında. 'Milanlı' diyemeyeceğiz çünkü çok iyi biliyoruz ki kendisi 'Galatasaraylı'. Hatta bundan da öte, Galatasaray ruhunu en iyi taşıyan insanlardan biri. Terim, Pazartesi akşamı "Milan ile Türkiye'ye gelip maç yapmak istiyoruz" dedi. İşte fırsat. Hagi'ye dev bir jübile tasarlanıyordu. Ali Sami Yen'de Hagili Galatasaray, Terimli Milan'a karşı. Ne son ama... Ve 10 numaralı forma o maçta tribüne asılıyor, bütün kırgınlıklar, küslükler unutuluyor. Terim derin derin bir Ali Sami Yen havası soluyup, devamında San Siro'da yola çıkıyor. Galatasaray'a bu yakışır: Dev jübile, büyük barışma partisi ve mutlu son. Bu kadar kargaşanın içinde Galatasaraylıları biraz sevindirmek istiyorsanız bu sese kulak verin. En azından bir deneyin. Birşey kaybetmezsiniz. İnsanlar birbirlerine kırgın olabilirler. Ama unutmayın ki birbirlerini sevenler birbirine kırılır.

www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır