  
Üçüncü nesili kaybettik!
Bayram Tuncer yıllar önce Hollanda'ya yerleşmiş... Halen Hollanda Maliye Bakanlığı'nde hesap uzmanı olarak çalışan Tuncer, gönderdiği e-mail'de "Gurbetteki gençlerimizin kültürümüzden uzaklaşmaları yadırganacak bir şey değil" diyor ve ekliyor:
"Bunun anne ve babayla da ilgisi yok.. Bu çocuklara memleketimizin kültürünü onları ancak sık sık Türkiye'ye göndererek sağlayabiliriz..."
Peki; Almanya'da, Hollanda'da, Danimarka'da, Belçika'da, İsviçre'de doğup büyüyen 2'nci ve 3'üncü nesil, bırakın dedelerinin, babalarının doğup büyüdüğü Türkiye'ye yerleşmeyi, bu ülkeyi ziyaret etmek istiyor mu?
Bayram Bey, "Hayır" diyor...
Sebep?
Bayram Tuncer, özetliyor:
"Onlar Türk televizyonlarından haberleri izleyince dehşete düşüyor... Dayak, kan, kin!.. Hepsi Türkiye'yi bunlardan ibaret zannediyor... Hollanda'da yılbaşı kutlamalarında bir kahvede yangın çıktı, 12 kişi öldü... Buradaki televizyon kanalları sadece yangın sonrası kahvenin görüntüsünü verdi... Yaralıların halini veya ölen kişilerin vücudunun ne hale geldiğini göstermedi...
Ama Türk kanallarındaki haberlerden izliyoruz; bir öğrenci ölüyor, cenazesi okuluna götürülüyor... Herkes ağlayıp, feryat ediyor... Ve bunlar uzun uzun gösteriliyor..."
Tuncer bu tespitlerini ve gözlemlerini anlattıktan sonra şu soruyu gündeme getiriyor:
"Bu olayları televizyonlardan izleyen çocuklar Türkiye'ye gider mi?"
Bayram Tuncer e-mail'ine bunun gibi birçok örnekler sıraladıktan sonra mesajını şöyle bitiriyor:
"Ben bütün bunlara 'bana ne' demiyorum... Çünkü doğup büyüdüğüm ülkemi çok seviyorum... Ama ya çocuklar? İzledikleri karşısında dehşete düşen yavrular... Onlara bütün bunları izah edemiyorum.."
*
SON SÖZ: Bayram Tuncer belli ki "Kaybettiğimiz nesil" başlıklı yazımı Internet'ten okuduktan sonra yüreğini kağıda dökmüş... Her kelimesinin ve cümlesinin altına imzamı atıyorum.. Ve ne acıdır ki; bu ülkeye en büyük kötülüğü reyting uğruna güzellikleri saklayıp, çirkinlikleri sergileyen bizlerin yaptığını bir kez daha anlıyorum..
Uçmayın! Ayağınız yere bassın!
TURİZM Bakanı Erkan Mumcu'nun İstanbul'u Paris yapma projesi insana "Vay be!" dedirtiyor...
Projenin adı "Üç İstanbul..."
Neden?
Çünkü üç ayrı bölgede üç büyük proje gerçekleştirilecek...
Kilyos'a; tatil köyü, golf sahaları, otel, marina, alışveriş merkezi, doğa parkı ve "Kanal Evler" inşa edilecek...
Beyoğlu ve çevresindeki tüm tarihi binalar elden geçirilecek.. Bununla yetinilmeyip Karaköy'e marina inşa edilecek. Eminönü'ndeki işyerleri Güneşli'ye gönderilecek... Güneşli Dubai benzeri bir serbest bölge haline getirilecek..
Kaynağı olmayan bu hayali projeleri alkışlamamak mümkün değil! Ancak, Sayın Bakan'ın biraz ayağı yere bassa, önce lağımları patlamayan, sıvasız kaçak yapılarda oturulmayan, her yağmurda su basmayan bir İstanbul yaratılsa...
Ve en acısı "Geliyorum" diyen depreme karşı binlerce canı kurtaracak yatırımları yapıp, bina güçlendirmeleri için ise 1 milyar doları bulsa daha gerçekçi davranmış olmaz mı?
Serbest kürsü
Alenen hırsızlık
Siz çiftçiye oy için olmayan parayı vermeye kalkın, sonra bunun bedelini köprülerden geçen İstanbullu'nun cebinden almaya çalışın. Kapkaççılar ya da cepçiler hırsızlığı hissettirmeden yapıyor, ülkeyi yönetenler ise alenen. Beceriksiz ve hep kendini düşünen yöneticiler sayesinde bu ülkede yaşamaktan utanır hale geldim. Yeter artık! Örgütlenip bu durumu hemen protesto edelim. Yoksa bu gidişle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne düşeceğiz. Ekrem Polat
Tüketicinin sesi
Pamukbank
* Samsun'dan Ufuk Özkan, Pamukpara Kataloğu'ndan bir kol saati siparişi verdiğini belirterek, "6 ay oldu saat elime geçmedi. Defalarca başvurdum ama bir sonç alamadım. Hakkımı yasal yoldan arayacağım" diyor.
Türk Telekom
* İstanbul'dan Aslan Behar hızlı internet için "kablo net"e abone olduğunu ancak hattın sürekli kesildiğini söylüyor. Behar ayrıca, bağlanamamasına rağmen başka bir servis sağlayıcısını her aramadan Telekom'un 35 milyon lira aldığını öne sürüyor.
Akdore
* Zonguldak'taki Akdore Mağazası'ndan aldığı Reebok marka spor ayakkabısının dikişlerinin yırtılması üzerine firmaya götüren Süleyman Kurtay, Reebok'un İstanbul'daki merkezinden "Kullanım hatası var" yanıtını alıyor.
Axa Oyak
* İstanbuldan'dan Ömer Duyar, BMW marka otomobilinin çalındığını ve kaskosunun bulunduğu Axa Oyak Sigorta'ya tüm evrakları ilettiğini belirtip, "3 aydır ne olumlu ne de olumsuz bir yanıt alabildim" diyerek şikayet ediyor.
Kelebek
* K.Maraş'tan Narin Eskigün, Kelebek Mobilya'dan aldığı oturma odası takımında çökme ve tüylenme oluştuğunu, firma merkezinin çökmeyi kabul ettiğini ancak tüylenen kumaşı değiştirmeye yanaşmadığını söylüyor.
Vestel A.Ş.
* İzmir'den Enis Küçükcuma, Vestel kampanyasından bilgisayar aldığını, 2000 yılında yeni bir kampanya açan Vestel'in eski bilgisayarları upgrade etme sözü vermesine rağmen yenisini hala teslim etmediğini söylüyor. Küçükcuma, arıza yapan eski bilgisayarının da 1.5 aydır tamirde olduğuna işaret ediyor...
|