 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
Magazin |
|
Astroloji |
|
|
|
Para Durumu |
|
Hava Durumu |
|
|
|
Bizim
City |
|
Sizinkiler
|
|
|
|
Sarı Sayfalar |
|
İstanbul |
|
|
| Cumartesi Eki |
|
Pazar Eki |
|
|
|
Künye
|
|
E-Posta |
|
Reklam |
|
Arşiv |
 |
|
Kadir derebeyi gibi Çelik asıl sözünü sevgilisi Buket Saygı'nın Kadir İnanır'a açtığı taciz davasının bitiminde söyleyecek: Adam Buket'e, '25 yıllık gazeteci dostlarım beni korur' dedi, bunları anlatacağım Çelik, 'Ben gözümle gördüğüm, elimle tuttuğum o mesajları bilirim. Mahkeme ne karar verirse versin, o adamın gözümdeki değeri değişmeyecek. O bir derebeyi' diyor Çelik hep çok konuşur. Çok konuştuğunu bildiğim için önceden uyarıyorum; "Senin anlattıklarına sayfalar yetmez. Onun için fazla dağıtmayalım" diyorum. Ama yeni albüm çıkarmış (8.inci) ve motivasyon davasında kendini ortaya atmış, bir başka hayatın (sevgilisi Buket Saygı) kavgasını da yüklenmiş bir insanın tabii ki anlatacak çok şeyi var. Ve o gün gazetede okuduğum bir noktadan yola çıkıp, teybimin kayıt düğmesine basıyorum. * İnternet sitende kendini anlatıyorsun. Okuyanlar 'Bu çocuk megaloman' diyor. Hiperaktif misin, megaloman mısın? Çok hızlı düşünürüm. Zekiyim demeyeceğim çünkü o zaman megaloman olduğumu söylüyorlar. Hizmetsever olduğumu söyleyebilirim. Fikrim varsa paylaşmayı çok severim. * Çok konuşmanın nedeni milyonların sözcüsü olmak mı? Tabii ki konuşacağım. Çıkıp da şunu mu söyleyeyim: Ben halkımı çok seviyorum. Türkiye'yi temiz tut, yeşili koru... Ben bunu söyleyemem. Başka şeyleri konuşurken de kendimi hep riske atıyorum. * Taciz davasında ortaya çıkıp olayları anlatırken, her şeyi göze almış mıydın? O toplantıda 1.5 sene sonra ne olacağını anlatmıştım. 'Bize neler söyleneceğini, neler yazılacağını ve hangi iftiraların atılacağını biliyorum. Her şeyi bu şartlar altında söylüyorum. Lütfen bunu unutmayın' dedim. Ama herkes es geçti. Önümüzdeki Eylül ya da Ekim'deki mahkemeye kadar nelerin olacağını da biliyorum.
DAHA HİÇ KONUŞMADIM Benim bunu yapmamın iki nedeni var. Birincisi o benim hayatımdaki kadındı. İkincisi ise, bir noktadan sonra olaylar onu aşmıştı. Onu bir yere kıstırmışlardı. Ben de 'Ne yapıyorsanız gelin burada yapın' dedim... * Karşındaki insan Kadir İnanır'dı... Karşımdaki insanın kim olduğunu hiç düşünmem. Yanlış olan yanlıştır. Magazin dünyasının içinde olduğumuz için olay sokak kavgasına dönüştü. Ama büyük olarak baktığın zaman şu soruyu soruyorsun: Bu derebeylik sistemi ne zaman sona erecek? Eğer karşı koymazsan sistem seni yutuyor. * Bunu yaşamak ve taşımak kolay değil. Neler yaşadın? Bunu özellikle Türkiye'de yaşamak çok zor. Pakize Suda, 'Kızım üstüne mi çıktı, fermuarını mı açtı? Niye bu kadar velvele yapıyorsun?' diye bir şey yazmıştı. Türkiye'de yaşayan bir kadın bunu söylerse, Antalya'da adam gidip turiste tecavüz ediyor. Kadına bunu anlattım, köşesinde yanıt verdi: 'Çelik büyük olmak istemiş, galiba hayatı boyunca bu özlemi özlem olarak kalacak' dedi. Anlattıklarımı es geçti. Çünkü sen sadece şarkılarını söylemeni bekleyen bir kitleye hitap ediyorsun. Arada söylediklerin güme gidiyor. Adam da (Kadir İnanır) diyordu ki; 'Benim 25 senelik gazeteci arkadaşlarım var. Onlar beni korur.' Bunları Eylül'de mahkemede anlatacağım. Daha hiç konuşmadım. * Mahkemeden sizin aleyhinize bir karar çıkarsa ne olacak? Benim için mahkemenin vereceği karar önemli değil. Sonuç kafamda hiç değişmez. Gözümle gördüğüm, elimle tuttuğum o mesajları bilirim. Mahkeme ne karar verirse versin o adamın benim gözümdeki değeri hiçbir zaman değişmeyecek. O bir derebeyi... * Basın toplantısından sonra daha zor bir süreç mi başladı sizin için? Herkes ona 'Taciz vardı madem niye kaçmadın?' dedi. Kimse de 'Bu kadın ekmeğini kazanmak için burada' demedi. 15 gün bir arkadaşımızın evinde kaldık. Tak diye bir ses duyuyordum, bakıyordum Buket bayılıp düşmüş. Psikolojik olarak bitmişti. Gözümün önünde eriyip bittiğini gördüm. O anlarda çaresizdim.
100 BİN DOLARI GERİ ÇEVİRDİ Bunun da olacağını biliyorduk. Ama 'işini bitirdik, işe çıkamıyor' diyorlardı Buket için. Oysa onun ayakta duracak hali yoktu. Bu iş patlak verdiği günlerde 100 bin dolarlık bir modellik teklifi aldı ama yapamadı. Yıldırım Mayruk defilesi ciddi bir defileydi. Oraya çıktı ve işini çok güzel yaptı. Transparan kıyafet giyeceğini ben de biliyordum ama göğsünün açılması kazaydı tabii. Buket orada şunu gösterdi: 'Ben bu işi yapıyorum, en kral yerde, en güzel biçimiyle yapıyorum.' Ondan sonra da zaten herkes sustu. Ama bunlar çok sert mücadelelerdi. * Yani bir şeyleri göstermeye çalışırken yine yoruldunuz? Mesajlarda 'Sen bunları gidip sevgiline söylersen ben adamı yurt dışında yaşatırım. Şu gazeteciler gitsin ben size gösteririm' diye yazıyordu. Adam bunları söylüyor ama mahkemeye gelince 'şoförüm mesaj çekti' diyor. Yani çok kolay kimlik değiştirebiliyor. Ondan sonra 'kostüm müydü, değil miydi' onu tartışıyor. Sen kostüm değiştiriyorsun sürekli. Filminde bir tek kostüm değiştirmiyorsun, sürekli kostüm değiştiriyorsun. Neysen o ol...
Mesaj şarkıma klip çekemedim Tabii ki... Albüm satışı 400 bindeydi ve çok iyi satıyordu. Bu şarkıya klip çekecektik ama olay patlak verince klibi çekemedim. Çekseydim yine polemikler olacaktı. Çünkü şarkının sözleri yaşadığımız durumla benzerdi... (Hatırlatalım: Buket Saygı'nın oynadığı dizinin adı Derman Bey'di. Çelik'in şarkısının sözleri ise şöyleydi: Derdim var, dermanım yok. Sızım sızım sızlar içim. Çok kadınım oldu, çok ahlar aldım ama kalbim hep boştu. Herkes içiyor, gezip tozuyor... Benimse ne arayanım, ne soranım, bir mesajım bile yok...) Ve klip çekmeme kararı aldık. Çünkü 'reklam mıydı, değil miydi' tartışmaları olacaktı. ŞENGÜL BALIKSIRTI |
