|
|
|
Ölü adam ve ölümün yazarı
Bir insan nasıl olur da bile bile bir ölümün; bir idamın tanığı olmayı kabul eder? Amerika'nın en ünlü gazetecileri Vidal'ın yerinde olabilmek için pek çok şey feda edebilecekken, davet etseler gider miydim?
Yarın, beklenen gün. Bir son dakika değişikliği olmazsa, Amerikalılar'ın beşte dördünün arzuyla beklediği gerçekleşecek ve bombasıyla 168 kişinin ölümüne yol açan Timothy McVeigh zehirli şırınga ile idam edilecek. İdam işi bir yana, ben fena halde Gore Vidal'e takmış durumdayım. Hani şu, zehrin idam mahkumunun damarlarından aktığının canlı şahidi olacak tek gazeteciye. O bu görevi kabul ettiğinden beri, ben de kendimle ve Vidal'le didişme halindeyim. Bir insan nasıl olur da bile bile bir ölümün; bir idamın tanığı olmayı kabul eder? Amerika'nın en ünlü gazetecileri Vidal'in yerinde olabilmek için pek çok şey feda edebilecekken, beni davet etseler gider miydim? Kabul etmeliyim ki bundan 10 yıl önce olsa herhalde koşarak, uçarak giderdim; ölüm anını hangi vurucu kelimelerle tasvir edeceğimin hayalini kura kura hem de. Hadi ben o zamanlar her konuda toydum diyelim ama ya Gore Vidal'e ne demeli? Bile bile bu işe soyunmanın karşılığında dolarlar, yayın hakları ve şan şöhret var diye mi, yoksa sadece içindeki merakı gidermek uğruna mı bu korkunç tanıklık?
ENTEL VIDAL
Öğrendim ki hiçbiri değil; adam Amerikan normlarının dışında bir şahsiyet. Gore Vidal 75 yaşında üne ve paraya çoktan doymuş, Amerika'nın en ünlü makale ve roman yazarlarından biri. Aristokrat bir ailenin çocuğu. Bu ülkede iki erkeğin ilişkisini anlatan ilk romanın yazarı. Yıllardır radikal düşünceleri yüzünden bir yandan son derece saygı duyulan ama aynı zamanda biraz da deli gözüyle bakılan bir entelektüel. Sivri diliyle tanınan üstad, yıllarını 40 yıllık partneri Howard Austen'la beraber İtalya'da bir villada geçirdiği için son zamanlarda ülkesine sadakatsizlikle suçlanıyordu. Şimdi sadakatsizlik suçlamaları yerini vatan hainliğine bırakmış durumda. Çünkü Vidal 168 kişinin katili McVeigh'in bir entelektüel olduğunu düşünüyor ve dahası bombacının hükümete karşı fikirlerinin kendisininkine yakın olduğunu söylüyor!
Hatta iki dost bile diyebiliriz onlara çünkü McVeigh ünlü yazarı ölümüne tanıklık etmesi için bizzat seçti. Her şey Gore Vidal'in birkaç yıl önce Vanity Fair dergisindeki konuyla ilgili yazısıyla ve ardından McVeigh'den gelen mektuplarla başlamış. Bu mektuplaşmalar sonucu Vidal, McVeigh'i "adalet duygusu" ve aynı konuyu savunmaları nedeniyle çekici bulmuş. Ortak noktaları şu: McVeigh bombalamayı 1993'te FBI'ın Davidson Tarikatı'nın bulunduğu çiftliği basıp aralarında çocukların da bulunduğu 80 kişinin ölümüne yol açmasını protesto için gerçekleştirdiğini açıklamıştı. Gore Vidal de aynı baskının büyük bir hata olduğuna inanıyor. Hatta "Hükümetin sıradan Amerikalılar üzerindeki zorbalığına o da, ben de karşıyız" diyecek kadar açık konuşuyor. İşte bu sözler ve bu dostluk yüzünden vatan haini diyorlar şimdi ona. Hatta bir başka ünlü yazar, Truman Capote örneğini verip işin dedikodusunu bile yapıyorlar.
MAHKUMLA İLİŞKİ
Capote, "In Cold Blood" kitabını yazarken, konu ettiği, Kansas'ta bütün bir aileyi öldürmekten idama mahkum edilen Perry Smith'e aşık olmuş. Hatta söylenene göre rüşvet vererek ölüm hücresinde Smith ile ilişkiye girmeyi bile denemiş. Gore Vidal'in 33 yaşındaki bombacıya ilgisi de bu şekilde açıklanabilirmiş ancak!
"Bu idamı, Amerika'nın insan haklarındaki erozyonunu sergilemek adına izleyeceğim" diyen Vidal'ı anlayınca ona kızmak mümkün değil. Yine de ben olsam izlemeye gitmezdim. Tabii işin ucunda böyle bir olaya tanık olacak tek gazeteci olma fırsatını teptiğim için "milenyum salağı" seçilmek de vardı.
Peki o zaman. Giderdim! Gider ve "tam o an"da gözlerimi kapardım!
SEDA ERCAN
|
|
|
|