 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
Magazin |
|
Astroloji |
|
|
|
Para Durumu |
|
Hava Durumu |
|
|
|
Bizim
City |
|
Sizinkiler
|
|
|
|
Sarı Sayfalar |
|
İstanbul |
|
|
| Cumartesi Eki |
|
Pazar Eki |
|
|
|
Künye
|
|
E-Posta |
|
Reklam |
|
Arşiv |
 |
|
'Denize dönmek istiyorum' 
Biz Türkler denizi seyretmeyi pek severiz de... Onunla haşır neşir olanımız çok azdır. Ama ne mutlu ki, 'Aman bir ayağım karada olsun' fikri yavaş yavaş da olsa kırılıyor Sevgili Orhan,Her kuşağın kendi hassasiyetleri vardır. Mesela biz 'deniz' dendi mi, Nazım Hikmet'in 'Hasret' adlı şiirini ezberden okuruz: "Denize dönmek istiyorum!/ Mavi aynasında suların:/ boyverip görünmek istiyorum!/ Denize dönmek istiyorum!/ Gemiler gider aydın ufuklara gemiler gider!/ Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder./ Elbet ömrüm gemilerde bir gün olsun nöbete yeter./ Ve madem ki bir gün ölüm mukadder;/ Ben sularda batan bir ışık gibi/ Sularda sönmek istiyorum!/ Denize dönmek istiyorum!/ Denize dönmek istiyorum!" (Öylesine söylemedim, bu şiiri gerçekten ezbere bilirim.) Böyle şiirleri severiz ama denizle ilgimiz de aman aman değildir. İşte: Barbaros'un seferden dönüşü, Dumlupınar faciası, Atatürk'ün Samsun'a çıkışı, Şirket-i Hayriye vapurları, 1960'ların plajları, Sadun Boro'nun dünya turu, Boğaz'da lüfer avı, filan... Türkler'in denize olan ilgisi Akdeniz'de dolaşan yatları Türkiye'ye çekmek için 1980'lerde harekete geçirilen marina projeleriyle biraz olsun arttı. Zenginleşen kesimin statü simgesi olarak (fiberglas da olsa) tekne mekne alması, bu açıdan hiç de kötü olmadı. Sektör genişliyor, ilgi yavaş yavaş artıyor. Baksana bana bile ulaştı. Hayatımda ilk kez bir kulübe, Kalamış Yat Kulübü'ne geçenlerde üye oldum! GANT CUP Ardından geçen hafta sözünü ettiğim Bodrum gezisi oldu. Bodrum Uluslararası Yat Kulübü'nün 26 Mayıs-1 Haziran arasında düzenlediği Deniz Festivali 2001 'I. Gant Cup' yarışları vardı. 'I. Gant Cup'a İngiliz, Amerikalı ve İtalyan yarışçıların da dahil olduğu 18 tekne katıldı. Gündüzleri yarışıp, geceleri Küba, L'ambiance Otel ve Rakıcı'da düzenlenen kokteyllerde sohbet edip, eğlendiler. Neticede İber Otel'de düzenlenen ödül töreninde kazananlara kupaları verildi... 1.fKlasta: 'Wind Hunter' birinci, 'Sirena' ikinci; 2. Klasta: 'Germi' birinci, 'Single Star' ikinci, 'Hantu' üçüncü; 3.fKlasta: 'Sistem 1' birinci, 'Fıstık' ikinci, 'Atlantis' üçüncü oldu. İYİ EĞİTİMLİ, ZEVK SAHİBİ Yarışa 'Gant Cup' denmesinin nedeni, giyim firması Gant'in adına düzenlendiği için... Sen Gant'i, Amerika'dan bilirsin. İyi eğitimli, zevk sahibi, pop kültüre pek bulaşmayan, gelenekleri olan burjuvalar için tasarlayıp, üretiyorlar. İşte söz konusu kupayı da Gant'in Türkiye temsilcileri destekliyor. Devletin organize edip; olayı bir yandan bürokratikleştirirken, bir yandan da siyasal şova dönüştürdüğü etkinliklerden ziyade; böyle özel sektörün arka çıktığı yarışlara ben daha sıcak bakıyorum. Niye dersen... Hem denize olan ilgi artıyor, uluslararası bağlantılar kuruluyor, hem de firma reklam yapmış oluyor. (Örnek ortada: Ne yalan söyleyeyim, ben bu yarışlardan önce Gant'in sadece ama sadece adını bilirdim, o kadar!) Bu deniz konusunu gelecek hafta da sürdürmek istiyorum. Şimdilik bu kadar. Sevgilerimle EMRE AKÖZ |
