|
|
|
Odasına göre meyve servisi
Butik otellerde odanın rengini ve etkilerini anlatan kitapçıklar var. Odanın rengine uygun meyveler bulunuyor. Sarı odaya muz, kırmızı odaya elma gibi... Şaka gibi gelebilir, ama gerçek
Butik oteller veya ilk başlardaki yaygın adları ile HIP oteller doksanlı yıllarda ortaya çıkmaya başladıklarında, hiç kimse bu yeni tarz otellerin bu kadar tercih edilir olacaklarını düşünememişti. Bu trendin en yaygın olduğu şehirler ise Miami, New York ve Londra. Londra'daki butik otellerin bazılarını tanıtmıştık, bu hafta sıra New York'ta.
Morgans, New York'un en fiyakalı caddelerinden Madison Avenue'nun üzerinde. Açıldığından beri film yıldızlarının uğrak yeri haline gelen Morgans'da hakim olan çizgiler minimalist, renkler ise gri ve ekru. Renkler ve detaylar ilk başta ilginç geliyor. Ancak gözünüz halının üzerinde yazılı oda numaraları gibi hoş detaylara alışınca, doğrusu koyu renkler basmaya başlıyor. Hele bir süit oda yerine pek küçük olan normal odalarda kalırsanız. Ama Madison Avenue'ya bakan odalarının manzaraları, insana hem New York'ta olduğunu farkettiriyor, hem de içeriye giren davetkar gün ışığı, gri odanızı bir nebze olsun aydınlatıyor. Morgans'ın restoranı Asia de Cuba bir fusion mabedi. Son yıllarda pek popüler olan fusion'ın öncülerinden olan bu restoranda dört duvarı ve kolonları saran bembeyaz perdelerin arasında oturup yemekte Uzakdoğu, Latin vs. sentezinin en güzel örneklerini tadabilirsiniz. Burası açıldığından beri New York'un en gözde restoranlarının başında geliyor. Butik trendinin önde gelen ismi Ian Schrager'in New York'taki ikinci eseri Paramount. Bu otelin en dikkat çekici noktalarından biri girişinin hiç dikkat çekici olamayışı. Kapıyı zar zor bulduktan sonra karşınıza çıkan lobby ise pek dramatik. Ünlü dizayner Phillippe Starck burada da kendini göstermiş. Ara katta bulunan bar ve restorana çıkan büyük merdiven alana hakim. Lobby'deki dev kadife koltuklar da bu atmosferi sindirmek için ideal. Üst kattaki bar ise belli ki New York'un Televole yıldızları ile dolu, ama tavanlar pek basık. Neyse ki bunalınca balkondan aşağıdaki lobby'e bakabiliyorsunuz. Starck burada beyaz ve grilerin yanında çarpıcı renklerden detaylara yer vermiş. Paramount'un odaları hakkında bir yorum yapamayacağım, çünkü kalmadım, ama herhalde güzeldir.
Paramount'un bulunduğu ünlü Time Square'i paylaştığı bir diğer yeni otel ise The Time. 1999 yılında açılan bu otel farklı kritikler tarafından hem göklere çıkarıldı, hem de yerden yere vuruldu. Ben biraz kararsız kaldım. Butik otellerin amacı insanı şaşırtmak ise The Time bunu başarıyor. Girişte sizi camekan bir asansör karşılıyor. Asansör boşluğunun dibinde yan yana dizilmiş bir sürü yumurta var. Asansör düşerse başınıza gelecekleri hatırlatmak için olmalı. Lobby renksiz, ama odalarının her birine ayrı bir renk hakim. Ama bu renkler diğer butik otellere hakim olan beyazların, bejlerin aksine, canlı sarılar, kırmızılar, maviler. Otelin dizayneri hissiyatınıza göre değişik renkler diyor. Ama bu renklerdeki, küçücük ve hemen hepsi ya aydınlığa, ya da üç metre ötedeki komşu binaya bakan odaların hissiyatınızı nasıl etkileyeceği tartışılır. Bu yüzden de odanızda odanın rengini ve etkilerini anlatan kitapçıklar var. Okurken yemeniz için de odanın rengine uygun meyveler de bulunuyor. Sarı odaya muz, kırmızı odaya elma gibi. Şaka gibi, ama gerçek. Benim New York'taki favori butik otelim W. Ama onu anlatacak yer kalmadı. Ben de haftaya W ile Downtown'daki diğer butik otelleri ve Sharon Stone ile Balthazar'da yediğim yemeği anlatırım.
New York'un'farklı' otelleri
Morgans 237 Madison Avenue, 001-212-686-0300
Paramount 235 West 46th Street, 001-212-764-5500
The Mercer 147 Mercer Street (Downtown), 001-966-6060
The Time 224 West 49th Street, 001-212-320-2925
W New York 541 Lexington Avenue, 001-212-755-1200
Teoman Hünal
|
|
|
|