Günaydın Muzır Kurulu!
Feyhan Güver'in daha önce yayınlanan karikatürlerinden oluşan 'Bayır Gülü 3' adlı kitabı ve Bedri Baykam'ın son romanı toplatıldı. Basın Savcılığı ve Muzır Kurulu yine 'iş başında' galiba
Bundan bir ay kadar önce Başbakanlık Muzır Kurulu ve Basın Savcılığı "Şöyle birkaç kitaba el atalım bakalım muzır mı" diye kolları sıvamış olmalı. Bu sefer kuradan Bedri Baykam'ın "Kemik" adlı romanı ve Feyhan Güver'in "Bayır Gülü 3" adlı kitabı çıktı. Kemik hakkında verilen kararı az çok anlayabiliyoruz. Çünkü kitap piyasaya dağıtılmadan önce bile Baykam, kitabının pornografik olduğunu söylemişti. Peki ya dokuz yıldır Leman dergisinde yazıp çizen Bayır Gülü'nün suçu ne? Savcılık, Güver'in kitabının toplumun genel ahlakını bozduğunu düşünüyor. Feyhan Güver ise neden halkın ahlakını bozduğunu anlamış değil. "Bunların hepsi daha önce Leman'da yayımlandı. Yayıncı da ona güvenerek yayınlamış zaten. Dolayısıyla biz karikatürleri hiçbir sansürden geçirmedik" diyor. Kararın nedenini sorunca "Bu aralar Leman'a karşı bir bombardıman var. Çok dava açıldı çünkü. Ya da kurula çok naif biri girdi. Çok çabuk ar ve haya duyguları rencide oluyor" cevabını veriyor.
NEYDİ SUÇUMUZ?
Kurul, 1 milyar 800 milyonluk bir para cezası verince yayınevi de buna itiraz etmiş. "Biz bir suç işlemedik" demiş. Bunun üzerine mahkeme safhası başlamış. Güver bu safhada da ne olduğunu bilmiyor: "Ne kadar komik değil mi karikatür suçlu bulunuyor, ne olacağını bilmiyorum. Fakat ben o karikatürlerimi kitaptan çıkarmayı düşünmüyorum" diyor.
İnsan beyni püreye çevrilemez
Kemik adlı romanının toplatılmasına tepki gösteren Baykam, https://www.kemikroman.com adresli sitede yeni bir imza kampanyası başlattı. Sonuna kadar savaşmaya kararlı olan Baykam şunları söylüyor: "Kitabımı muzır, müstehcen olmakla suçladılar. Benim bu konudan ancak kitapların toplatılma kararı verildikten sonra haberim oldu. Verilen ceza miktarını ödemediğim ve suçlu olduğumu kabul etmediğim için mahkemeye çıkacağız. Gerek o davada, gerek Yargıtay'da, gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde hakkımı arayacağım ve Kemik'in Türkiye'de yayınlanmasını sağlayacağım. İnsan beyni püreye çevrilemez.
Köydeki kadının edebi
Feyhan Güver çizerken "acaba bu edebe uygun mu?" diye düşünmüyormuş. Zaten çizdiklerinin müstehcen olduğunu da düşünmüyor. "Köydeki kadınlar hep konuşur aslında böyle şeyleri" diyor cinselliği kastederek ve devam ediyor: "Ben de o toplantılarda oturup dinliyordum. Aynı odadasınız, her an birbirinizi görüyorsunuz ve şunu söyleyebilirim, hayat benim çizgilerimden çok daha müstehcen. Köyde kadınlar cinsel yaşamlarını kendi aralarında konuşurken çok rahatlar. Kitaba sansür falan konuluyor ama bu hayatın kendisi ve ona sansür olmaz." Tabii yine de ilk ceza aldıkları zaman oturup eski karika türlerini tek tek incelemiş. "Bunlar, onların yanında çok masum" diyor.
Muzır kuruluyla bir dialog
İyi günler beyefendi. Acaba bazı kitapların toplatılmasına muzır kurulu mu karar veriyor?
Hayır efendim. Biz sadece bilirkişilik yapıyoruz.
Peki kim toplatma kararı veriyor?
Biz vermiyoruz efendim.
Onu anladım, peki kim veriyor?
Bakın konuşmaları saptırıyorsunuz. Biz toplatmıyoruz dedim ya.
Ben zaten siz toplatıyorsunuz demedim.
Hayır, toplatıyorsunuz dediniz.
Ben zaten daha bir şey diyemedim ki.
Mahkemeler karar verir.
Hangi mahkemeler? Kim suç duyurusunda bulunuyor?
Siz daha mahkeme olduğunu bile bilmiyorsunuz.
Tamam işte ben de bilmediğim için aradım...
Aslı E.Perker
|