Win-Türkçe
ASCII

ERDAL BİLALLAR(ebilallar@sabah.com.tr )

Gürtuna'nın gorilleri!

Bugüne kadar sokak köpekleri için yaptığı eylem türlerine karşı çıktığım, gazeteci olarak tavrını ve tarzını eleştirdiğim Susen Erkuş'un bu kez yanındayım...

Neden mi?

Erkuş'un, Göztepe Parkı'ndaki gül bahçesi açılış töreninde en demokratik hakkı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'ya soru yöneltmesine izin verilmiyor... Israr edince, belediyeden çöplenen ve beslenen bogdyguardlar tarafından üzerine yürünüyor... Saçları çekiliyor, kucaklanıp sürükleniyor... Ve bütün bu ilkellikler Gürtuna'nın gözleri önünde sergileniyor...

Peki; Susen Erkuş, Başkan'a ne sormak istiyor da; terörist muamelesi görüyor?

Ekonomik krizin olduğu bu dönemde Hollanda'dan neden 2 milyon dolar ödenip gül fidanları ithal edildiğini? Neden Isparta'dan gül fidanları getirilip dikilmediğini...

Susen Erkuş'un soramadığı bu soruyu Ali Müfit Gürtuna'ya ben soruyorum: "Neden Başkan?"

Unutulan değerler!..
İZMİT'ten Gündüz Göktan, "Kaybettiğimiz nesil" başlıklı yazım üzerine görüşlerini yazıp göndermiş... Göktan, "Gurbetçi çocuklarının ulusal değerlerimizi unuttuğunu, Atatürk'ün bile ismini duymadığını yazıyorsunuz; doğru... Ama ya bu ülkede yaşayanlar?" diye soruyor...

Anlıyorum ki; Cumhuriyet Bayramı'nda evine bayrak asmayıp, tuttukları futbol takımı şampiyon olunca oturdukları apartmanın çatısından zeminine kadar o takımın dev bayrağını sallandıranları..

Sabaha kadar araç içinde takım marşını söyleyip, İstiklal Marşı okunurken başını çevirip aldırmayanları kastediyor...

Hatta bazı kamu kuruluşlarının duvarlarında hâlâ "Cumhuriyetin 75. Yılı" yazılı panoların durduğuna dikkat çekmek istiyor...

Haklısınız Gündüz Bey...

Bu ülkede 30 Ağustos'un, 9 Eylül'ün, 23 Nisan'ın, 29 Ekim'in ne anlam ifade ettiğini bilmeyen milyonlar var... Ama suç onlarda değil... Bizlerde... Daha doğrusu hepimizde...

Düşünüyorum; neden sadece yılbaşında, Ramazan ve Kurban bayramlarında birbirlerimize kart göndeririz de; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda sevdiklerimize bırakın kart göndermeyi, bir telefon açıp "İyi bayramlar" dilemeyiz.

Tüketicinin sesi

Donna Karan

İSTANBUL'dan Bedri Şener'in, Şaşkınbakkal'daki yeraltı geçidinde bulunan 6 numaralı mağazadan kızı için aldığı Donna Karan marka ayakkabılar patlıyor. Mağaza yetkilileri, "Donna Karan'ın Türkiye distribütörü yok. Elimizden bir şey gelmez" diyor.

Uyarıyorum... UYUMAYIN!
* ANKARA Kayaş'ta oturanlar iki haftadır Kızılay'a yürüyerek gidiyor... Sebep; bir aklı evvelin otobüs seferlerini kaldırması...

* İSTANBUL Bostancı'daki parkı, el koyup otopark haline getiren Dolphin Restoran'ın sahibi bu yetkiyi kimden aldı?

* KONYA Ereğlisi'ndeki Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu'nun elektriği borçtan kesik... Burası bir fabrika değil okul... TEDAŞ okulun elektriğini kesmekten utanmıyor mu?

* İSTANBUL Suadiye'de bulunan Mehmet Karamancı İlköğretim Okulu'nun öğrenci taşıma ihalesi 21 Haziran'da yapılacak... Ama bazı karanlık tipli kişiler daha bugünden okulun kapısında nöbet tutuyor..

Vuralhan olayı!
HAKKINDA gıyabi tutuklama kararları bulunan eski bakan Ercan Vuralhan 4 ay boyunca kapısında polisin nöbet tuttuğu Büyük Millet Meclisi'ne bağlı İstanbul Florya'daki Atatürk Köşkü'nde yatıp kalkıyor... Devletin korumasındaki bu köşkü otel gibi kullanıyor...

* CASA skandalına adı karışan,

* Bakanlığı döneminde ihalelere fesat karıştıran,

* Kanada'dan kredi bulduğunu söyleyerek hayali araziler üzerine deprem evleri inşa etmeye kalkışıp, müteahhitleri dolandıran,

* Karşılıksız çekler dağıtan Vuralhan, her akşam kapısında nöbet tutan polislere "İyi geceler" dileyip girdiği Atatürk Köşkü'nde yatıp-kalkıyor...

Olayın en acı yanı; Millet Meclisi Başkanı Ömer İzgi, "Florya'da bir köşk vardı; acaba orada ne olup bitiyor, kimler kalıyor?" diye sormuyor...

İçişleri eski Bakanı Tantan, Bufalo, Kasırga, Paraşüt, Sis, 1'inci Perde operasyonlarından vakit bulup, "Yahu Vuralhan neden yakalanmıyor?" diye merak etmiyor...

İstanbul eski Emniyet Müdürü Abanoz da, aylardır İstanbul'da cirit atan, hatta sabah ve akşam kendisine bağlı polis memurlarına hal hatır soran bu kişiyi yakalamıyor...

İlginç değil mi?

PTT'NİN ADI KİRLETİLİYOR

Hırsızlık tam gaz!
Almanya'dan Arzu, 7 Haziran'da İstanbul'daki kayınvalidesine iadeli taahhütlü bir mektup gönderiyor... İçine düğün resimleri ile 50 mark koyuyor... Zarf adrese boş olarak geliyor..

* Sacramento'da yaşayan Sibel Sert, gönderdiği iki mektuptan birinin annesinin eline geçmediğini bildiriyor... Sibel Hanım, "Herhalde içinde para olup olmadığını anlamak için açıyorlar" diyor...

* Mersin'den Mehmet Camdere, Bulgaristan'da bulunan eşine pasaport ve evlilik işlemleri için içinde evraklar bulunan bir zarfı APS ile gönderiyor... Ama 12 Nisan'dan bu yana zarf Bulgaristan'a gitmiyor..

* Almanya'da çalışan Emel Yiğitbaş, Pendik'te oturan annesine Mart ayında göz ilacı gönderiyor... Aradan 3 ay geçtiği halde ilaç Cahide Türel'in eline geçmiyor..