Yolsuzlukla mücadele hedef ve kararlılığı çerçevesinde, son iki yıldan beri yürütülen büyük çaplı operasyonlarda gözaltına alınan, hapse atılan çok sayıda bürokratın durumu, bazı masum bürokratların da "rüşvetçi" damgası yemesi, günlerce gözaltında kalmaları, deyim yerindeyse kurunun yanında yaşın da yanmaya başlaması, bürokraside genel bir korku havasının hakim olmasına neden oldu. Bürokratlar iş yapmamaya, görevden kaçmaya başladılar.
Yolsuzluk operasyonları kapsamında gerçekten pek çok rüşvetçi bürokrat yakalanıp, pek çok yolsuzluk olayı aydınlığa kavuşturuldu. Ancak bu arada bazı masum bürokratlar, dürüst isimler de karalandı, haksız yere gözaltına alınıp itibarı zedelendi. O nedenle de bugün pek çok devlet dairesinde imza atacak bürokrat bulunamamaya başladı.
Şimdi Başbakan Bülent Ecevit başta olmak üzere, siyasi otorite, hatta DGM savcıları bile bürokrasiye güvence vermeye çalışıyor. Dürüst bürokratlar işlerini yapmaktan çekinmemeleri, devlet işlerini aksatmamaları gerektiği konusunda uyarılıyor. Ama, bürokrasideki genel korku ve çekingenlik havasını kırabilmek çok zor.
Serbest Bölgeler, gümrükler ve Enerji Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarında başlayan bu korku havası şimdi ekonomiyle ilgili çok önemli reformları hayata geçirmekle görevli bürokrasiye de yansımaya başlıyor.
Bunun son örneği kamu bankaları reformunu yürütmekle görevli Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu'nda yaşanıyor. Emlak Bankası'nın tasfiyesi, Ziraat ve Halk Bankası'nın da yeniden yapılandırılmaları ile görevli olan Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu işe hızlı başlamak istiyor. Bu kurul yeniden yapılandırma operasyonu sürecinde, kamu bankalarının çok sayıda şubesini kapatacak. Binlerce çalışanın iş akdini feshedecek. Ve bu arada da bu bankaların kredi politikalarını yeniden düzenleyecek. Özetle kamu bankalarının da artık ekonominin gereklerine uygun bir örgütlenme ve işleyişe kavuşturulmasını sağlayacak bu kurul.
Ancak işte bu noktada Başkan Vural Akışık ve yönetim kurulu üyelerini, yarın bu iş ve işlemlerden dolayı haklarında açılabilecek soruşturmalar, hukuk ve ceza davaları düşündürmeye başlıyor.
Akışık, konuyu Devlet Bakanı Kemal Derviş'e aktarıp, çözüm bulunmasını istiyor. Çözüm olarak, Emlak Bankası'nın tasfiyesine ilişkin yasal düzenlemeye bir madde eklenmesiyle Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu'na yeniden yapılandırma ile ilgili iş ve işlemlerinden dolayı dokunulmazlık zırhı getiriliyor.
Böylelikle sorunun çözüldüğü düşünülürken önceki gün Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda farklı bir gelişme yaşanıyor. Komisyon üyesi milletvekilleri bürokratlara tanınan bu özel ayrıcalığa, dokunulmazlık zırhı verilmesine şiddetle karşı çıkıyorlar. Dokunulmazlık maddesi tasarıda yine kalıyor ancak, yönetim kuruluna istenen güvenceyi tam olarak vermiyor.
Bu gelişme üzerine dün gece Devlet Bakanı Kemal Derviş'i arayan Vural Akışık, tasarının ilk şeklindeki güvencenin genel kurul görüşmeleri sırasında eklenmesini talep ediyor ve "Aksi halde biz işimizi yapamayız. Hatta istifayı bile düşünebiliriz" diyor.
Sorun tasarının genel kurul görüşmeleri sırasında iktidar milletvekillerinin vereceği bir önergeyle çözülmeye çalışılacak.
Çözülüp çözülemeyeceği bilinmiyor. Ancak, bugün Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu'nun yaşadığı sıkıntı, aslında ekonomi bürokrasisinin tümünde hakim. O nasıl çözülecek? Yolsuzluk soruşturmalarında kuru ile yaş birbirinden nasıl ayıklanacak? Ayrıca bu ayrım yapılırken de yolsuzluk mücadelesini kesintiye uğratmayacak bir çözüm yolu nasıl bulunacak?
Önerilen genel çözüm, Memurin Muhakematı Kanununda daha önce var olan genel dokunulmazlık zırhının yeniden düzenlenmesi oluyor. Aksi halde bürokrasi çarkını sağlıklı işletebilmenin güç olduğu düşünülüyor...