kapat
16.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Guncel Veri
 

Devlet babalığını gösterdi


Türkiye'de ilk kez ailesi tarafından okula gönderilmeyip zorla çalıştırılan Yıldız kardeşler yuvaya verildi. Onlar şimdi devletin kanatları altında

Satranç 3'üncüsü
13 yaşındaki Hüseyin ailesinden ayrıldıktan sonra başarıyı tattı. Satrançta Türkiye 3'üncüsü olan Hüseyin'in gözü fen liselerinde

Okulun gözdesi
7 yaşındaki İpek, ağabeyi Hüseyin'in izinden gidiyor. O da derslerinde çok başarılı. Öğretmeni ve sınıf arkadaşlarının sevgilisi

Türk hukuk tarihinde bir ilk gerçekleşti... İlk kez istismar edilmiş iki Türk çocuğunun velayetleri ailelerinden alınarak devletin kucağına verildi. 13 ve 7 yaşındaki Hüseyin ve İpek bundan böyle yuvada yaşayacak.

Her şey 3 yıl önce başladı. Sokak çocukları konusunda çalışma yürüten Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) uzmanları, 6 Ekim 1998 tarihinde 10 yaşındaki Hüseyin'e rastlayarak İstanbul Kadıköy Çocuk ve Gençlik Merkezi'ne aldı. Hüseyin okula gönderilmiyor, çalışmaya, hatta yasadışı yollardan para kazanmaya zorlanıyordu.

SOKAKTA BULUNMUŞTU
Bunun üzerine çocuğun ailesini araştıran uzmanlar, baba Nebi Yıldız ve üvey anne Seher Yıldız'ın evine giderek görüşme yaptı. Nebi Yıldız, hasta olduğunu ve çocuklarının getirdiği paraya ihtiyaç duyduğunu söylüyordu. Üvey annenin ise çocuklara çok sert davrandığı ortaya çıktı. Ağabeyler ise uzaktaydı. 19 yaşındaki İzzet evi terk etmiş, 21 yaşındaki Mirza askere gitmişti. 17 yaşındaki Gülay ile 7 yaşındaki İpek ise çalıştırılıyordu. Baba Yıldız bu görüşmeden rahatsız oldu, uzmanları tehdit etmeye başladı.

Yıldız ailesinin komşularıyla da görüşmeler yapan ve olumsuz kanaatler edinen uzmanlar, sonunda tüm bu tespitleri bir raporda toplayarak kuruma bildirdi. Bunun üzerine SHÇEK, öncelikle yaşları küçük olan Hüseyin ile kız kardeşi İpek hakkında koruma kararı çıkarttı. Bu karardan sonra da çocuklar, güvenlik güçlerinin yardımıyla ailesinden alındı.

SHÇEK daha sonra da, baba Nebi Yıldız hakkında Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde velayetin kaldırılması davası açtı. Baba Yıldız, yaklaşık 1.5 yıl süren davaya hiç katılmadı. Sonunda mahkeme baba hakkında kararı verdi: Yıldız çocuklarına yeterince bakmıyor, geçimlerini sağlamıyor, fiziki, ruhsal ve toplumsal tehlikelerle karşı karşıya bırakıyordu. Bu tespitlerden sonra hakim, Yıldız'ın çocukları üzerindeki velayetini kaldırdı.

ARTIK PARLAK BİR ÖĞRENCİ
Yuvada kaldığı yaklaşık 3.5 yıl içinde önce okuma-yazma kurslarına devam eden, eksiklikleri tamamlandıktan sonra Vakıfbank Umut Çocukları İlköğretim Okulu öğrencisi olan Hüseyin, şu anda okulun 6. sınıfında eğitim görüyor. Karnesindeki tüm notları pekiyi olan Hüseyin'in öğretmenleri, uyumlu davranışlarıyla başarı kazanmak için çok çaba sarf ettiğini söylüyor. Hüseyin de derslerini önemsediğini, matematik, Türkçe ve İngilizce'yi çok sevdiğini, hedefinin fen liselerine girmek olduğunu ve meslek olarak bilgisayar mühendisliğini arzu ettiğini belirtiyor.

Okulda ders olarak gördüğü satrançta Türkiye çapında yapılan bir turnuvada 3'üncülük derecesi bulunan ve satranç konusunda başka dereceleri de olan Hüseyin satranç öğretmeni Mehmet Özkeçeli gibi, ya uluslararası bir satranç hakemi ya da iyi bir oyuncu olmak istiyor. Ayrıca saz çalan Hüseyin, küçükken ağabeyinin judo öğrenmeye çalışmasına özenerek, bu konuda da kendini yetiştiriyor.

Küçükyalı Çocuk Yuvası'nda kalan kız kardeş İpek de ağabeyinin izinden gidiyor. Öğretmenleri İpek'in akıllı bir öğrenci olduğunu söylüyor.

2 dava daha sırada cezası 3 ay hapisti
Devlet Bakanlığı'na bağlı olan SHÇEK, çocukların çalıştırılmaması için aileleri uyarıyor, sonra da dava açıyor. Çocukları çalıştırmak, "suiistimal" olarak nitelendiriliyor ve davaların çoğunda TCK'nın 477. maddesine göre ceza uygulanması isteniyor. Yani 18 ay hapis cezası... SHÇEK Türkiye'de bugüne kadar 80'dan fazla dava açtı. Çocuklarına kötü davranan 6 aileye 3'er ay hapis cezası verildi. Ancak bu cezaların büyük bölümü 159 milyon lira para cezasına çevrildi.

Şimdi gözler iki ailede
Ancak durum son yıllarda değişti. SHÇEK'e bağlı olan Beyoğlu Çocuk ve Gençlik Merkezi, yaptığı bir araştırmada 400 ailenin çocuklarını sokaklara göndererek para kazanmak için zorladığını belirledi. Bu ailelerle görüşen merkez, onları çocuklarını çalıştırmamaları yönünde ikna ederken; Dinler ve Kaya aileleri çocuklarını sokaktan çekmedi. Bunun üzerine iki aileye Türkiye'de ilk kez çocuklarını çalıştırdıkları için dava açıldı. Her iki dava henüz sonuçlanmadı.

Mendilci Leyla örnek olmuştu
İstanbul Beylikdüzü'ndeki McDonald's'ta geçen yılın Ağustos ayında işyerinin önünde mendil satıp müşterileri rahatsız ettiği gerekçesiyle buzdolabına kapatılan Leyla Alkış'ın ailesi hakkında da dava açılmıştı. Küçük kızın yaşadığı olay üzerine valilik harekete geçerek çocuklarını çalıştıran ailelere uyarıda bulunmuştu.

İşte bundan sonra sokaklarda çalışan çocukların anne ve babaları belirlenip adliyeye sevk edilmeye başlandı.

Çok yediren anneye ceza
Küçük Anamarie annesinden aşırı şişmanladığı için koparılmıştı

Amerİka, iyi bakılmadığı belirlenen çocukların velayetinin ailelerinden alındığı kararlara yıllardır imza atan ülkelerin başında geliyor. En son geçtiğimiz şubat ayında ABD'deki bir mahkeme böyle tartışmalı bir karar almış ve kamuoyu ikiye bölünmüştü. Yerli ve yabancı basın kuruluşları tarafından ilgiyle izlenen dava konusu olay şöyle gelişti:

4 yaşındaki Anamarie Regino, fazlasıyla şişman, tıp diliyle obezdi. Doğduktan iki ay sonra çok fazla kilo alınca hastanede uygulanan özel bir diyetle zayıflatıldı. Küçük kız, evine döndükten sonra hastanede verdiği kiloları geri aldığı gibi, bu durum sürekli tekrarlandı.

KARŞI DAVA
Anne Adela, Çocuk ve Gençlik Mahkemesi'nin yargıcı tarafından çocuğuna bakmamakla suçlandı. Yargıç çareyi, Anamarie'yi annesinden ayırmakta buldu. Adela ise karşı dava açınca, ABD tarihinin en ilginç davası başladı. Karar üzerine Amerikan kamuoyu hararetle bu konuyu tartıştı; çocuğun ailesinde kalması gerektiğini savunanlar, 'Çocuğa işkence yapılmıyor. Şişmanlıyorsa bu ailenin kötü olduğunu göstermez' derken, kızın alınması gerektiğini savunanlar ise 'Annesi iyi bakmıyor. Öldürecek' görüşünü savundu.

Bülent AYDOĞDU

www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır