  
Yaratıcılık...
Yaratıcı düşünme, yoğun beyin jimnastiği gerektirdiği için, yaratıcılık, insan ve devlet yaşamında son derece önemli bir rol oynuyor.. Bugün, bir ülkenin yönetiminde, yaratıcılığın neden hayati derecede önemli bir rol oynadığını tartışacağız..
Yönetimde yaratıcılık, yönetilen geniş halk kitlelerinin daha iyiye gidebilmesi için en büyük silahtır.. Günümüzde, toplumların sürekli değişen dinamikleri, bu toplumları yönetenleri de, yaratıcı olmaya zorlamaktadır.. Toplumun beklentilerinin değişkenliği, bu beklentilerin karşılanması açısından, yönetenleri hızlı ve doğru yönde yaratıcı kararlar alıp uygulamaya koymaları yönüne itmektedir.. Batı dünyasında toplumların beklentileri, buzdolabı ve otomobil beklentilerinin çok ötesine geçti.. Artık uzaya turistik seyahat yapmak gibi.. Bu nedenle yaratıcılık, gerek o toplumun fertlerinin, gerekse yönetenlerin, karşılaşılacak sorunların aşılması için, olmazsa olmazlardan birisidir..
Örneğin Türk toplumunun önemli beklentilerinden birisi, Avrupa Birliği üyeliğidir.. Ama burada, idam cezasının kalkması gibi, bizden kaynaklanan bazı sorunlar var. Bunlar aşılmadan, üyeliğin gerçekleşmesi mümkün değildir. İşte yaratıcı siyaset burada devreye girmeli ve hem bunu, hem de düşünce özgürlüğü gibi öteki sorunları masaya getireceği çözümlerle aşmalıdır.. Başka türlü, toplumun üyelik beklentisini karşılaması mümkün değildir.. Büyükelçi Volkan Vural'ın bu sorunların aşılmasında ortaya koyduğu yaratıcı fikirler, ne yazık ki gereken yüksekliklere ulaşamamıştır..
İşte size bir başka örnek; Kıbrıs sorunu.. Burada da siyaset, çözüme yönelik yaratıcı yeni fikirlerle konuyu ele almalı ve Türk toplumunun AB üyeliğinde çok önemli bir başka olumsuz etkeni ortadan kaldırmalıdır..
Türk toplumu refah içinde yaşamak istiyor.. Aynen batıda yaşayan insanlar gibi.. Ama bunun gerçekleşmesi, yönetimin yılların verdiği alışkanlıkları terk etmesi ve kazandıkları mevzilerden sökülüp atılması ile mümkün.. Bunun için de yaratıcı fikirlerin, son derece kararlılıkla uygulamaya konması gerekiyor.. Türkiye'yi sarmalamış olan tüm çarpıklıkların ortadan kalkması, ancak yeni ve yaratıcı fikirleri gündeme taşıyacak kişilerle mümkündür..
Devletin içinde değişime direnen unsurların dirençleri, ancak yaratıcı yeni fikirlerin gündeme getirilmesi ile kırılabilir.. Descartes'i yazılışından tam 300 yıl sonra bu ülke insanının okumasına izin veren zihniyetin yıkılması kolay değil.. Ama şart. Bu nedenle değişime direnişin, ömrünü tamamlayıp doğal ölümünü beklemek yerine, hızla değiştirilmesi, topluma çok önemli katkılar yapacaktır.. İşte bu nedenle Türkiye'nin "Yaratıcılık" dediğimiz yoğun beyin jimnastiği yapabilen, bunu yapabilmek için de çok okuyan, çok araştıran, kendilerine güvenen ve yaratıcı fikirleri uygulamaktan çekinmeyen yöneticilere ihtiyacı var..
Ülkemizin bu kısır döngüden kurtulması, çok iyi yetişmiş beyinlerimizin siyasete girmesi ile mümkün olacaktır ancak.. Yaratıcı fikirleri olan, siyaseti kendileri için ihale alıp iş takip edebilecekleri ikbal kapısı olarak değil, toplumu bütünü ile ileri götürecek bir uğraş olarak gören "Yeni nesil" siyasetçilere ihtiyacımız var.. Bunlardan bazıları bugünkü Meclis içinde ne yazık ki azınlıkta ve sesleri hiç çıkmıyor..
Yaratıcı fikirleri, hemen her dalda toplumun bireylerinde görebiliyoruz. Ama siyaset kadrolarından çıkmıyor yeni ve yaratıcı fikirler.. Tek tük çıkanların da uygulanma şansı hiç olmuyor..
Çağdaşlık treni ufak ufak kalkışa hazırlanıyor.. Bu kadrolarla siyaseten binebilecek miyiz dersiniz?
|