kapat
11.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )

Tarihi sınav

Siyasi istikrar çabalarını temelden etkileyecek bir haftaya giriyoruz. Fazilet Partisi davası karar aşamasına geldi.

Son görüşmelerine yarın başlayacak olan Anayasa Mahkemesi'nin kararını on gün içinde vermesi bekleniyor.

Siyaset bilimcileri yanında bazı hukuk otoriteleri de "keşke kapatılmasa" diyor.

Nedeni şu: Cezanın terbiye edici olmadığı ve demokratikleşme sürecine zarar verdiği görülmüştür. Kapatılan her partinin yerine yenisi açılıyor. Ve her kapatma, "tehlike"yi küçültmüyor, büyütüyor.

Kapatma kararları, partinin içinde filizlenmeye başlayan demokratik muhalefeti silindir gibi eziyor.

"Tehlikeli" denilen kişiler "mağdur" konumuna sokularak yeniden diriltiliyor.

Milyonlarca insan aşağılanmış hissine kapılarak demokratik sistemden dışlanıyor ve aşırılığın kucağına itiliyor. Hele şimdi, ılımlı yöndeki değişim de aynı cezayı göreceği için radikallere gün doğacaktır.

Kapatma kesin gibi..
FP'li Cemil Çiçek'in yüksek mahkemede yaptığı savunma haklıdır:

"Partileri kapatılan seçmenler, partinin yanlışları üzerinde düşünmek yerine dayanışmayı ve kusurları görmemeyi tercih etmekte, onlardan ders çıkarılmamaktadır.

Siyasetin tabii seyri yerine sık sık müdahale yapılması 'kâzip (uyduruk) mağdurlar'ın türemesine imkân vermekte ve bu durum onların siyasi ömrünü uzatmaktadır.

Siyasette kan değişimi bir türlü normal yollardan gerçekleşememektedir."

Bu tecrübeler Anayasa Mahkemesi'ni etkiler mi? Otoriteler "hayır" diyor. Çünkü..

1. Yasalar yoruma açık esneklikte değil;

2. Kapatma kararı vermemek, şeriatçı akımları cüretlendirebilir..

Yani kapatma kararı, kesine yakın bir ihtimal olarak ortaya çıkıyor.

Ve bu noktada yakın geleceği ilgilendiren ikinci soru daha büyük bir önem taşıyor:

Karar, ülkeye ağır zararlar verecek bir seçim mecburiyeti doğurur mu?

Seçim olmayabilir..
Önceki Başsavcı Vural Savaş'ın gerekçeleri kabul görürse en az 69, en çok 102 Fazilet'linin milletvekilliği düşecektir.

Bu durumda Anayasa üç ay içinde ara seçim yapılmasını emrediyor. Ancak iktidar partileri, bu çapta bir ara seçim yerine genel seçime gitmeyi tercih edecektir.

Çünkü Fazilet'in sandalyelerini tüm partilere bölüştürmek sonucu ortaya çıkacak meclis tablosu temsil sorunu doğuracaktır.

Ayrıca iktidar partilerinin ara seçimdeki başarısızlığı, hemen yeni bir genel seçime gitmeyi zorunlu hale getirebilecektir.

Yürürlükteki istikrar programı için felâket sayılacak bu senaryonun alternatifi şükür ki mahkemenin önünde duruyor.

Yeni Başsavcı Sabih Kanadoğlu, sadece kurucu heyette yer alan iki kişinin milletvekilliklerine son verilmesini istiyor.

Karar Kanadoğlu'nun talebine uygun çıkarsa ara seçim zorunluluğu doğmayacaktır.

Yüce mahkemeyi, adalet ile ülke çıkarlarının kesiştiği noktayı bulmak gibi tarihi bir sınav bekliyor.

Allah yardımcıları olsun.

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır