Win-Türkçe
ASCII

SÜREKLİ SAVUNMADAYIM
Tarkan o günden bu yana hiç konuşmadı, bu konuda fikrini söylemedi, yorum yapmadı. Köşe yazımda yer vereceğim bu olay hakkında ne düşündüğünü sormak üzere Tarkan'ı aradım. Birkaç yıl önce yaptığım bir röportajda da medyanın olumlu, olumsuz aşırı ilgisinden bunaldığını söyleyen ve "Beni buralardan kaçırtıyorlar. İnsanın dayanma gücünü zorluyorlar" diyen sanatçının bütün bu olanlar için ne düşündüğünü öğrenmek istedim.

Konuşmak için önce yargının fotoğraflarını çalanlar ve yayınlayanlar için vereceği kararı beklediğini söyledi Tarkan.. Aslında bu konuların kendisini fazla ilgilendirmediğini, sonuç olarak uzun açıklamalar yapmak istemediğini ekledi ve kırgınlığını da.

Türkiye'nin zirvedeki sanatçısı olduğunu, böyle sanatçıların şöhretin olumlu getirileri kadar olumsuz yanlarına da katlanmaları gerektiğini hatırlatmam üzerine şunları söyledi;

"Bunun da bir sınırı olmalı. Ne zaman Türkiye'ye dönsem her seferinde bir başka konuyla üzülüyor, sürekli savunmada bulunmak zorunda bırakılıyorum. Sanki herkes benim aleyhimde.. İnsanın bütün enerjisini alıyor bu.."

* Konu ne olursa olsun insanlar özel yaşamından çok senin sanat yönünle ilgililer. Basın dışında bu desteği, sevgiyi sen de hissetmiyor musun?

- Evet, hissediyorum. Ben de onun için buradayım zaten. İstesem başka bir yerde de olabilirdim, gittiğim her ülke beni bağrına bastı. Ama ne bu ilgi, ne başka yerlerde kazandığım başarı beni Türkiye kadar ilgilendirmiyor. Çok özledim, ülkemde olmak istedim ama yine geldiğim günden beri aynı şeyler oluyor.

BAŞARILI OLUNCA..
* Son olay, fotoğraf konusu seni daha öncekilerden çok mu etkiledi?

- Aslında fazla önem vermiyorum. Nasıl olsa başarılı insanlara zarar verecek bir konu buluyorlar. Ben sanatçıyım, hele de uluslararası ün kazanmış bir sanatçıysanız birçok yerde tanıdık tanımadık sayısız insanla fotoğraf çektirirsiniz. Bugüne kadar binlerce kişiyle fotoğraf çektirdim, bunların da diğerlerinden bir farkı yok. Beni bu yüzden eleştirmeye, soru sormaya, kendi aralarında yorum yapmaya kimin hakkı var, asıl bu soru sorulmalı.. Fotoğraflar için bazı sanatçılara sorular sorudu, onlar da kendilerine göre yorumluyorlar. Bu hakkı kendilerinde nasıl görüyorlar merak ediyorum.

Evimden, özel eşyalarım arasından çalınan fotoğrafların yayınlanabilip, sanki aleyhimde bir malzemeymiş gibi nasıl kullanılabildiğini de merak ediyorum.

* Başka ülkelerde bu baskılardan uzak kendini daha rahat mı hissediyorsun?

- Hiçbir ülkede, hiçbir sanatçı böylesine baskı altında tutulmaz. Onlar sanatçılarının üzerine titriyor, adeta koruma altına alıyorlar. Bunu hissedebiliyorsunuz. Bir Ricky Martin çıkıyor, Porto Rico dünyanın her köşesinde adı duyulan, her an adı anılan ülke haline geliyor. Ama ülkesi de sanatçısının arkasında onu destekliyor, gurur duyuyor, yüceltiyor.

Biz ne yazık ki böyle değiliz. Tam aksine biri başarılı oldu mu ona nasıl zarar verebileceğimize kafa yormaya başlıyoruz.

* Bir daha Amerika'ya dönmeyeceğim, kesin dönüş yaptım demiştin. Fikir mi değiştirdin?

- Hayır, hiç de fikir değiştirmedim. Ben toplumuma saygılı bir sanatçıyım, bu konuda en ufak bir hatam, şüphem yok. Onun için de sonuna kadar buradayım, şimdilik en az yaz sonuna kadar kalacağım.

Beni kaçırtmak isteyenler bunu başaramayacaklar. Kendimi bir başkasıyla da kıyaslamıyorum. Dünyanın neresine gidersem gideyim göğsümü gere gere "Türküm" dedim. Yurtdışında yaşayıp da Türklüğü'nü unutan veya saklayan biri olmadım. Aksine kalacağım ve bana komplo hazırlayanları pişman edeceğim..

Resimleri çaldım
TARKAN'IN skandal yaratan fotoğraflarını basına sızdırdığı ve şantaj yaptırdığı iddiasıyla gözaltına alınan Süleyman Şahin, kayınbiraderi Mustafa Şeker, bacanağı Miraç Çamlı ve baldızı Ayşe Çamlı, suçlarını itiraf ettiler. Şahin, fotoğrafların renkli fotokopilerini Amerika'daki Alper isimli nakliye şoförü olan arkadaşının kamyonundan çaldığını söyledi.

ABD vatandaşı olduğunu söyleyen Süleyman Şahin, şöyle konuştu: "Fotoğrafları Amerika'da nakliyat şoförlüğü yapan Alper isimli arkadaşımın kamyonundan çaldım. FBI tarafından takip edildim. Ancak yakalanmadım. İzmir'de bulunan baldızım Ayşe Çamlı'ya bu fotoğraflardan bahsetmiştim. O da bir tatil sırasında plajda arkadaşlarına bahsetmiş. Orada bulunan Tarkan'ın menajerinin bir arkadaşı konuyu Tarkan'a anlatmış, bunun üzerin baldızım aracılığıyla Tarkan'ın menajeri beni aradı. Resimleri kendilerine verebileceğimi gereken neyse yapacağımı söyledim. Para talebim olmadı."

RUHAT MENGİ