Kısırlaştır aşılat, yaşat
Belediyeler 7 yıl süreyle kampanya uygulasa İstanbul'da sahipsiz köpek kalmaz
Yaşamında iki şeyin hasretini şiddetle çekerim; her türlü meyve, sebze ve çiçeği yetiştirebileceğim bir bahçe ve yolumu bekleyen bir köpek...
Bu hasreti yakınlarımın çiftliklerinde, onların köpeklerini severek gidermeye çalışırken sokak köpekleri için duyduğum üzüntü gittikçe artıyor.
Türkiye'nin en vahim sorunlarından biri olan sokak çocukları varken, köpeklerle de niçin uğraşmak zorunda kaldığımı aşağıdaki istatistik bilgileri okuyunca hislerimin paylaşılacağına inanıyorum.
Sahipsiz Hayvanları Koruma Derneği (SHKD), İstanbul'un asırlık sokak köpekleri sorununun; nasıl insani ve kalıcı şekilde çözümlenebileceğine dair uyarıları içeren bir dergi çıkarmış.
Zaman zaman basına yansıyan ve unutulan sokak köpeklerinin yok edilme yöntemi için bazı yetkililerle görüşür ve hiçbir sonuç alamayız. Özellikle arkadaşım Murat Bardakçı'nın "Tarihimizin iki büyük köpek soykırımı" adlı yazısını sık sık okur ve hiçbir şey yapamamanın acısını çekerim.
Murat 1910'da, zamanın Belediye Başkanı Cemil Topuzlu'nun Hayırsızada'ya 80 bin sokak köpeğini yolladığını ve açlıktan uluyarak ölüme terkedilişini yazdığı bu yazıda şunları söylüyor: "İstanbul köpekleri en büyük zulmü II. Mahmud zamanında gördü. Halk, hayvanlara eziyet etmek uğursuzluk getirir diye ayaklanınca, adada sağ kalan köpekler teknelerle İstanbul'a taşındı. Ama ilk uğursuzluk da Yunanistan, bağımsızlığını duyurduktan sonra Avrupa donanması Navarin'de bütün Türk savaş gemilerini yaktı."
ÇARPICI GERÇEKLER
SHKD'nin sürekli olarak yaşatmak yerine imha etmeyi seçen ilgililere mesaj vermesine, hattâ yalvarmasına rağmen yerel yönetimler ısrarla zehirli köftelerle sokak köpeklerini öldürmekten vazgeçemiyorlar.
İstanbul'da 1994-1998 arasında Dr. A.C. Vos adlı bir Alman'ın yaptığı araştırmaların sonucu şöyle:
*İstanbul'daki köpeklerin yüzde 30'u bir ölçüde sahipli; yüzde 70'i ise insanların kötü davranışı yüzünden yabanileşiyor...
*İstanbul'un Avrupa yakasında her bin kişiye 14 köpek düşüyor...
*Köylerde köpekler halkın yaşamının bir parçası olduğu için daha bakımlı sayılıyor...
*SHKD son 2 yılda 7 bin sokak köpeğini muayene edip, kısırlaştırdı ve aşıladı...
* Geceyarısı 24.00-02.00 saatleri arasında yerel belediye işçilerinin gizlice zehirledikleri köpekler çöp kamyonlarına vahşice dolduruluyorlar...
*Gereksiz ve asılsız "Kuduz var" söylentileri çıkaran yerel yönetimler kendi vahşi yoketme kampanyalarını haklı gösterme çabaları içindeler.
*Yedi yıl süreyle tüm yerel yöneticiler "Kısırlaştır, Aşılat, Yaşat" kampanyası uygulasa İstanbul'daki sahipsiz köpek nüfusu sıfırlanabilir...
*Üç yıl süreyle her insan, yılda sadece 500 bin lira SHKD'ye yollasa, sokaklar sahipsiz köpeklerden arınacak. (Tel: 212 265 77 32)
DORİS DAY'İN VAKFI
Yıllarca aynı mahallede yaşadığımız ünlü sinema oyuncusu ve ses yıldızı Doris Day'ın köpek ordusuyla sabah yürüyüşleri yaptığını görürdüm. Artık hayatta olup olmadığını bilmediğim bu yıldız kendi adına bir köpek vakfı kurmuştu. SHKD dergisi Doris Day vakfının faaliyette olduğunu belirtirken yerel gönüllülerin örgütlenmesi için çağrıda bulunuyor.
Sadece Şişli ve Beşiktaş belediyelerinin bu konudaki işbirliğini biliyoruz. Ancak 1998'de Kemerburgaz çöplüğünün içinde yiyecek arayan köpeklerin birer fotoğrafı bence Kemerburgaz'ın villalarını milyon dolarlara satan ve antik kemerlerin ucunda bile inşaat yapan doyumsuz müteahhitlere yollanmalı. Belki de o zaman ayıracakları ufak bir arazide bir köpek kliniği kurarlar. Belki de "Köpek Nüfus Kontrol Projesi"nin üç yıllık toplam maliyetinin 6.5 milyar lira civarında olduğunu öğrenirlerse bu fedakârlığa katlanabilirler.
LEYLA UMAR
|