Win-Türkçe
ASCII

SHAKESPEARE REFORMU
EĞitim Bakanı olduğu dönemde kendisinden önce hiçbir bakanın almaya cesaret edemediği öğretim süresini uzatma, sınıflarda öğrenci sayısını sınırlama, İngilizce ve matematik derslerine ağırlık verme ve öğretmen maaşlarını artırma gibi kararları çıkartan Blunkett, İçişleri Bakanı olarak yeni ve temiz bir İngiltere'nin ana hatlarını çizdi.

"Kulaklarım gözlerimdir" diyen Bakan, çalışma arkadaşlarının ve halkın kendisine yardımcı olmasını istedi ve 'halkla iletişimi olmayan, halkın sesine kulak vermeyen bir bakanın başarılı olamayacağını' söyledi. Eğitim Bakanı olduğu dönemde "Çocuklarımız ne İngilizce konuşmasını, ne de 2 kere 2'nin kaç ettiğini biliyor" diyerek her okula William Shakespeare dersleri koydurtan Bakan Blunkett, velilerden büyük destek aldı. Blunkett'in kararlı bir tutumla göreve başlaması ve ülkedeki uyuşturucu ve adi suçların artışını önleyici köklü önlemler alacağına dair söz vermesi büyük yenilik olarak kabul edildi.

KÖPEĞİ GÖLGESİ GİBİ
Parlamento'nun ve Eğitim Bakanlığı'nın aşina siması Lucy için İçişleri Bakanlığı'nda büyük hazırlık başladı. Bakanlık'ta David Blunkett'ten sonra en önemli kişi sayılan Labrador cinsi köpeği Lucy için bakanlıkta özel bir köşe, tuvaletini yapabilmesi ve yemeğini yiyebilmesi için de ayrı bir bölüm hazırlandı. Köpek mamaları alındı.

David Blunkett, "Benim gözlerim" dediği köpeği Lucy'yi yanından ayırmıyor. Lucy, Blunkett'in yanıbaşında uyuyor. Makam arabasında yanında seyahat ediyor. Konuklar olduğu zaman koruması ile yer değiştirerek şoförün yanına geçiyor. David Blunkett, köpeğine verdiği önemi "Şoförün yanına değil yerine de geçebilir" diyerek gösterdi.

EKİBİNİ DE GÖTÜRÜYOR
BLAİR'İN yeni kabinesi, Kraliçe Elizabeth tarafından onaylandıktan sonra göreve başlayacak. Blunkett İngiliz Gizli Servisi MI5'ten sonra en iyi korunan yer olan İçişleri Bakanlığı'na geçecek. Blunkett, Eğitim Bakanlığı'ndaki yardımcılarını ve sekreterini de beraberinde götürecek. Brail alfabesi (görme özürlüler için özel kabartmalı alfabe) bilen sekreterleri, gazeteleri okuyan yardımcısı ve internet irtibatını sağlayan sekreterinden oluşan 3 kişilik bir yardımcı kadrosu var. Parlamento'da ise Eğitim Bakanı olduğu dönemde kullandığı dinleme sistemini kullanacak.

İŞTE YENİ REFORMLAR...
Uyuşturucu İle mücadele: Uyuşturucunun okullara girmesini önlemek için cezaların artırılması. Okullarda uyuşturucunun zararlarının anlatıldığı sosyal hizmet derslerinin artırılması.

Cezaevİ reformlarI: Cezaevlerindeki uyuşturucu trafiğinin takibi ve bu kaçakçıların ağır cezalara çarptırılması. Cezaevlerini özelleştirme programına hız vermesi.

Trafİk reformlarI: Trafik cezalarının artırılması, otoyol ve şehir içinde hız yapan sürücülerin en ağır şekilde cezalandırılmaları.

Adİ suçlarla savaŞ: Yoksul ve bakımsız bölgeleri kalkındırarak bu bölgelerde adi suçluların barınmasının önlenmesi.

İltica: Göçmen kaçakçılarının yakın takibi ve mülteci mafyasının önlenmesi.

Yenİ mültecİ yasasI: Amerika ve Kanada gibi "Green Card" (Yeşil Kart) sistemine geçilmesi.

Polİs reformu: Polisin her açıdan en yüksek standarta sahip olması için özel eğitim ve spor kursları düzenlenmesi.

Blair'den örnek bir davranış
İngiltere Başbakanı Tony Blair'in kuracağı yeni kabinede, görme özürlü eski Milli Eğitim Bakanı David Blunkett'i, İçişleri Bakanlığı'na getirme kararına, geçirdiği trafik kazası sonrası tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kalan DYP İstanbul Milletvekili Aydın Menderes'ten de tam destek geldi. Menderes, Blair'in tavrını "Örnek bir davranış" olarak nitelendirdi.

Geçirdiği trafik kazası sonrası kısmi felçli olarak tekerlekli sandalyeye mahkum olan ve 1997 seçimlerinde 2. kez girdiği parlamentonun şu andaki tek engelli milletvekili olan Menderes, Balir'in tercihini memnuniyetle karşıladı.

BİLGİ, BİRİKİM ÖNEMLİ
Fiziksel zorluklara rağmen, kısa süre önce geçtiği DYP'de, Genel Başkan Tansu Çiller'e "siyasi danışmanlık" yapan ve kongrede seçilmiş Başkanlık Divanı üyeleri gibi, parti kararlarında söz sahibi olan Menderes, İngiltere İçişleri Bakanlığı'na görme özürlü bir bakanın getirilmesiyle ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:

"Blair'in bu davranışı örnek bir davranıştır. Ancak sözkonusu bakanın sırf özürlü olduğu için o göreve getirildiği kanaatinde değilim. Mutlaka o görevi en iyi şekilde, layıkıyla yapabilecek biri olduğu için tercih edilmiştir. Türkiye'de de özürlülerin önü açıktır. Gelişmiş ülkelerde özürlüler İçişleri, Milli Eğitim ve Dışişleri bakanlıklarına getirilebiliyorlar. Bu kişiler bilgi ve birikimleriyle, getirildikleri görevleri başarıyla yapıyorlar."