Sabah ve öğle saatlerinde televizyonumda haber kanalları dışında bir kanal açıksa "Eyvah, yine o soru sorulacak!" diye garip bir tedirginliğe kapılıyorum.
Hanım hanımcık (hiç mutfağa girmemiş, hiç cam silmemiş ama sohbeti hoş!) sunucuların karşılarına oturtulan her konuğa sormayı marifet bildikleri soru var ya...
"Çok zor değil mi?"
Dudaklara "çektiklerinizi anlıyorum" ifadesi yapıştırılır, kaşlar çatılır, fakat maalesef gözlerden "haydi yine malı götüreceksiniz" düşüncesinin izleri silinemez...
Ve bu programlardaki muhabbetten garip bir memleket manzarası çıkar:
Mankeni, şarkıcısı, oyuncusu, ünlüsü... Hepsi nice zorluklar çekmektedir; hepsi büyük zorluklara katlanarak biz sıradan vatandaşların gönlünü hoş kılmaya çalışmaktadır... (Kimse maden işçilerini ekrana çıkarmadığı için "manzara"nın öteki yüzünü göremeyiz bir türlü!)
"Yeni kasetinizin hazırlanışında ne gibi zorluklar çektiniz?"
Merak ettiğimiz budur; çekilen zorluklar! Bu zorlukları öğrenmezsek sevmeyiz onları! (Yani inceden bir hınç asıl TV sunucusunda değil, ona bu soruyu sorduran popüler kültürde vardır!)
Şarkıcın yanıtı hazırdır: "Uzun ve yorucu bir süreçti!" (Sanki laboratuvarda aşı bulmuşlar!)
Kazara yazarın biri yeni kitabı dolayısıyla çıkmışsa programa, o da tuzağa düşüverir; hem de içten gelen bir arzuyla... Ve yanıtı yapıştırır: "Zorluk söz mü? Yazmak zaten cehennemdir!"
Dizlerini kibarca bitiştirerek giysisinin uçarı çağrılarını hafifletmeye çalışan sunucu sormaz elbette; "Neden kimse cennetin değil de, böyle bir cehennemin hayalini kurar?" diye... (Var bir tuhaflık, değil mi?)
Tiyatro ve dizi oyuncusu konuk olur, soru hemen gelir: "Bu role hazırlanırken ne gibi zorluklarla karşılaştınız?"
Vay canına!
Oyuncu da hiç sektirmeden (ki buna hep şaşarım) altı ay rolüne ilişkin gözlem yaptığını söyler ve lafın bir yerine de, zaten bu beceriler için konservatuvar denilen bir okulda yıllarca okumak zorunda kaldığını sokuşturuverir...
Emeğin sadece sıkıntılardan damıtılmadığını, sevinçle ve keyif duyarak da çalışıldığını; çalışmayı ışıldatan şeyin, asıl yarattığı sevinç olduğunu öğrenemiyoruz.
Bir işi yapmak için ille de zorluk çekilmesi gerekmediğini, bir işin haz alarak da ve bu haz sayesinde işi kolaylaştırarak da yapılabileceğini anlayamıyoruz.
Yok... Hayatımızda "zorluklar"dan başka bir şey yoksa ve bu gerçeğin dünya alemce bilinmesini istiyorsak, buna ünlüleri alet etmeye gerek var mı?
Haber bültenlerinde açık açık söyleyelim o zaman!