kapat
08.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
ERDAL BİLALLAR(ebilallar@sabah.com.tr )

Kriz kronolojisi

İLK KRİZ: 1928'de dünya ekonomik krizi patladı... Bundan Türkiye de etkilendi... Tarım ürünlerinin ihraç fiyatı düşünce yoksulluk başgösterdi...

İKİNCİ KRİZ: 1938'de İkinci Dünya Savaşı kapıya dayandı... Ekonomi çökme noktasına geldi... Her malın yokluğu başladı... Karne dönemi geldi... Milli Koruma Kanunu çıkarıldı... Yetmedi Varlık Vergisi geldi... Kriz 1945'e kadar sürdü..

ÜÇÜNCÜ KRİZ: 1954-58 yılları arasında başgösterdi.. Menderes'in başlattığı liberasyon uygulaması büyümeye destek vermişti... Ancak, tüketim, üretimden fazla artınca dış ödemeler dengesi açık vermeye başladı... Çaresiz kısıtlanan ithalat, yoklukları getirdi... Ardından devalüasyon geldi ve IMF kapımızı çaldı...

DÖRDÜNCÜ KRİZ: 1968'de başlayıp, 12 Mart 1971'e kadar sürdü... Yine artan ithalat dış ticaret açığını büyütünce, toplumda sosyal ve siyasal çatışmalar başladı... Uzun yıllar yüzde 10'larda gezen enflasyon tırmanışa geçti... Büyüme düştü... 10 Ağustos 1970'te devalüasyon ve yeni vergiler öngören paket açıklandı...

BEŞİNCİ KRİZ: 1977 ile 12 Eylül 1980 arasında süren bu kriz, Türkiye'yi çok fena sarstı... 1977 Şubat'ında Türkiye'nin döviz rezervleri tükendi... Dış borçlar ödenemiyor, dış temsilciliklerimize, burslu öğrencilere döviz gönderilemiyordu... Demirel'e göre memleket 70 cente muhtaç hale gelmişti.... Art arda iki devalüasyon yapıldı... TÜSİAD, Ecevit'e karşı mücadele başlattı... 1979'da yeniden Başbakan olan Demirel 24 Ocak 1980'de açıklanan ekonomik kararlarla doları 47 liradan 70 liraya çıkardı... 1 Temmuz 1980'de ise reel faiz dönemi başlatıldı... Ancak bütün bunlar yoksullaşmayı engellemedi... Ve 12 Eylül ihtilali geldi...

ALTINCI KRİZ: 1994'te patladı... Bu kez Başbakan Çiller'di... Diğerlerinde olduğu gibi yine üretim düştü, işsizlik ve yoksulluk başladı... Sonunda devalüasyonu da içeren yeni bir ekonomik paket açıldı...

YEDİNCİ KRİZ: Onu hala yaşıyoruz ve atlatamıyoruz...

Sokakta bulunan zarflar!
SON günlerde postaya verilmiş bazı zarflar açılmış olarak sokaklarda bulunuyor... Rastlantı bu ya; zarflar genelde kalın olanlar, içine mektup dışında para, hediye, ilaç konulanlar...

Mektubu sokakta bulunanlardan biri de Savaş Karakaş... Savaş Bey'e Amerika'dan gönderilen zarf, önceki sabah Pendik Sahili'nde yürüyüş yapan bir hanımefendi tarafından bulunuyor... Savaş Bey'le dün telefonla konuştum... Üzgündü... Posta yolu ile gelen bir zarfın nasıl olup da açılıp içindekiler alındıktan sonra sokağa atılmış olduğuna bir anlam veremediğini söyledi...

Savaş Bey'in anlattıklarına göre, sokakta bulunan zarflardan biri Nurcihan adlı bir hanımefendiye aitti ve içindeki çok önemli ilaçlar da hiç edilmişti...

Savaş Bey'den sonra zarfları bulan hanımefendiyi aradım.. Evde yoktu, telefonu açan yakınınının söylediklerine göre dün sabah da aynı yerde açılmış ve bir kenara atılmış olarak 7-8 zarf daha bulunmuştu... Ardından Maltepe Postane Müdürü Fuat Kılıçoğlu ile konuştum.. Olayı doğruladı, "Araştırıyoruz" demekle yetindi...

*
SON SÖZ: Görünen o ki; Maltepe veya Pendik'te görev yapan bazı PTT çalışanları bu mesleğin ve meslektaşlarının adını kirletiyor... Dileğim; Anadolu Yakası Posta İşletmeleri Müdürlüğü'nün olaya el koyması... Bu hırsız veya hırsızları bulup ortaya çıkarması...

Suçlu kim?
DİKKAT edin; artık kimse suçunu üstlenmiyor, "Hatalıyım" demiyor... Gerektiğinde özür dilenmiyor, dürüstçe "Cezama razıyım" denilmiyor...

Kırık not alan öğrenci "Çalışmadım" demiyor da, suçu eğitim sistemine atıyor... Çekini, senedini tahsil edemeyince gidip cinayet işleyenler "Mahkeme mahkeme koşmaktan bıktım" diyerek adalet sistemini yerin dibine batırıyor...

Fuhuştan yakalanan kadın, içindeki dürtülerden söz etmiyor, "Beni bu yola toplum itti" diyor...

3 kişi ezen kamyon şoförü, canavarlığını kabul etmiyor, kendini "Korna çaldım aldırmadılar" diye aklıyor! Kısacası herkes kendi dışında bir suçlu arıyor ve buluyor...

Eminim ki; kendimizle dürüstçe yüzleştiğimiz, suçlu olduğumuzda bu gerçeği kabul edip karşı taraftan özür dilediğimiz gün Türkiye çok daha güzel ve yaşanır bir ülke olacak...

SAPANCA'DA OLAY!

Yakışmadı!
TANTAN'ın istifasından sonra memleketi olan Sapanca'daki ANAP'lılar, ilçe binasındaki tabelayı söküp indirdiler... Yetmedi; ayakları ile çiğnediler... Sapancalılar'ın öfkesini, tepkisini, isyanını anlıyorum... Ama bir anda gözlerini kin bürümesine, parti tabelasını bile linç etmeye girişmelerine bir anlam veremiyorum... Ve bu davranışlarının, desteklemeye çalıştıkları Tantan'ı bile üzdüğünü biliyorum...

Kendinizi test edin
Otoriter: "Hemen dersine oturuyorsun!"

Kontrolcü: "Gel bakalım ödevini yapıyoruz!"

Koruyucu: "Hiç canını sıkma, ben yaparım.."

Destekleyici: "Sanırım dersin vardı!"

Serbest kürsü

Dalaman'ın taksicileri!
MARMARİS'te turizmciyim. İş yaptığım Rodoslu bir acente sahibi ile misafirini karşılamak üzere Dalaman Havalimanı'na gittik. Memurlar, "Yolcu alma izniniz yok" deyip Alan Müdürü'ne imzalatmak üzere bir belge uzattılar. Misafirimiz yarım saat süreyle "gelen yolcu" bölümünde beklemek zorunda kaldı. Konuştuğumuz bazı görevliler, sorunun yolcularını karşılayanlarla taksi şoförleri arasında meydana gelen kavgalardan kaynaklandığını söyledi. Bazıları da Dalaman Havalimanı'nı taksi şoförlerinin idare ettiğini öne sürdü. Yılmaz Yeter

İĞNE
Bakanlar, bürokratlar, başkanlar; aman çiçeklere fazla su dökmeyin...

Zira mikrofonlar paslanıyor...

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır