Ev ödevi yine yetiştirilemedi...
Uygulamaya konulan yeni ekonomik program ve IMF anlaşmasının Türkiye'nin son şansı olduğunda hemen herkes hemfikir. Hükümet de bunun farkında, bürokrasi de. Buna rağmen yine de hükümet IMF'e olan taahhütleri konusunda ayak sürümeye devam ediyor. Ev ödevi bir türlü zamanında bitirilemiyor. Bir yandan hububat taban fiyatları ve kamu toplu sözleşmelerinde limitlerin aşılmasıyla kamu finansmanına gelen ek mali yüklerin kaldırılması için IMF hükümetten gelir arttırıcı yeni önlemler almasını bekliyor, diğer yandan da hükümet bir ay önce verdiği taahhütleri bile yerine getirmekten kaçınıyor görüntüsü vermeye başlıyor.
Niyet mektubuna göre hükümetin en geç 15 Haziran'a kadar ekonomiyle ilgili üç yasayı Meclis'ten geçirip yürürlüğe koyması, bir yasa tasarısını da Meclis'e sunması gerekiyordu. Şu ana kadar hiçbiri gerçekleşmedi. Tütün Yasası mini bir siyasi krize, Yalova'nın Devlet Bakanlığı'ndan istifasına neden oldu. Şimdi yeni bakan Karakoyunlu tasarı üzerinde çalışıyor. Yasasız yapılamayacağı anlaşılan Emlak Bankası'nın tasfiyesi için verilen süre de bir hafta sonra doluyor ama henüz ortada bir tasarı yok.
BAKANLAR DİRENİYOR
Bir diğer tartışmalı yasa fonların tasfiyesi. Bakanlar kendilerine bağlı fonları bırakmak istemiyorlar. Tıpkı geçen yılki gibi niyet mektubunda her şeye evet deniyor, taahhütler imzalanıyor, ama iş bunları gerçekleştirmeye geldiğinde ayak diremeler, itiraz gerekçeleri yükselmeye başlıyor. 15 Haziran'a kadar Meclis'e sunulması gereken Borçlanma Yasası'nın durumu daha da ilginç. Bu konuda Hazine bürokratları bile aralarında anlaşamıyorlar. Telekom Yönetim Kurulu'nun yenilenmesi ise en tehlikeli konulardan biri. Bunun için Derviş'in Öksüz'le masaya oturması gerekiyor...
15 Haziran'a kadar yetişme olasılığı bulunmayan bu düzenlemeler için IMF'den ek süre istenmesi de gündeme geldi. Ancak, daha anlaşmanın ilk ayında buna ne Kemal Derviş ve ekibi ne de IMF sıcak bakıyor. O nedenle 1,6 milyar dolarlık ikinci kredi diliminin görüşüleceği 25 Haziran IMF İcra Direktörleri Kurulu toplantısına kadar Meclis'in fazla mesai yaparak bu üç kritik yasayı çıkarması kaçınılmaz. Tabii önce hükümetin yeni bir kriz çıkarmadan bu tasarıları onaylaması gerekiyor. İş sadece bununla da bitmiyor. Çünkü, hububata verilen 9 bin liralık fazla fiyat ve kamu işçilerinin ücret artışları da IMF'in kaşlarının çatılmasına neden olmuştu. Şimdi bu düzenlemeler nedeniyle kamu maliyesi üzerine gelen ek yükün finansmanına dönük gelir artırıcı yeni önlemler istiyor IMF. Örneğin kamu kesiminde işçi azaltılması ve yeni fiyat düzenlemeleri gibi...
IMF'in acil çözüm istediği bir başka sorunlu konu da TEAŞ'daki finansman ve ödeme darboğazı. TEAŞ'ın 600 milyon dolara ulaşan yap - işlet devret modeline göre elektrik üreten şirketlere olan borcunun nasıl tasfiye edileceği, 700 trilyonluk tahsili gecikmiş elektrik paraları için nasıl bir formül bulunacağı soruluyor.
Başka kritik sorular da var. Örneğin mali bünyeleri son derece zayıf olan ve sermaye taahhütlerini karşılayıp karşılayamayacakları kuşkulu özel bankalar konusunda nasıl bir strateji izleneceği gibi. Kamuda gelir artırıcı, gider azaltıcı ne gibi ek önlemler alınabileceği gibi...
Özetle IMF bu sefer işi çok sıkı tutuyor.
|