Win-Türkçe
ASCII

METİN MÜNİR(mmunir@sabah.com.tr )

Ya söv, ya terk et

Kemal Derviş masondur. Amerikan pasaportu var. Annesi Almandır. Karısı Amerikalıdır. Kendisi de zaten Amerika'nın adamı. Türkiye'yi değil IMF'i temsil ediyor. Bize danışmadan imzalayıp IMF'e mektup veriyor. Üzerinde de ne tarih ne marih var. Allah bilir bize bir kağıt imzalatıp IMF'e başka kağıt vermiştir.

Telekom işinde de bizi sattı. Davranışları Türk devlet geleneğine uygun değil. Liderler zirvesinde vırvır cep telefonu ile İngilizce konuşuyor ondan sonra da kiminle ne konuştuğunu bize söylemiyor.

Böyle diyorlar. Onu halkın gözünde küçük düşürmek istiyorlar. Halkın aklını karıştırmak istiyorlar. Yolunu kesmek istiyorlar.

Becerebilirler de. Bu işin ustasıdırlar.

"Bi para gelsin, hele, biz ona dünyanın kaç bucak olduğunu gösteririz."

İyi de, ondan sonra ne olacak? İpten bu defa düştüğünüzde ne olacak?

Neyse. Boş verin şimdi bunlara.

Farkında mısınız?

Derviş şimdiye kadarki konuşmalarına "ulu önder Atatürk" diye söze başlamadı. Gazetecilerle konuşurken ezan başladığında "Bir dakika susalım arakadaşlar, ezan okunuyor," demedi. "Memurları enflasyona ezdirmeyeceğiz," demedi. "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur," demedi. "Türk milleti bu krizi de kısa bir sürede aşacaktır," demedi.

Bunlar gibi söylene söylene anlamını kaybetmiş, yalanın ve soygunun fon müziğini oluşturan, beceriksizliğin ve hödüklüğün alameti farikası haline gelmiş, basmakalıp siyaset palavraları ile zekânıza hakaret etmedi.

Bu, o adamın sizi kandırmaya niyeti olmadığının işaretidir.

Derviş şimdiye kadar görmediğiniz bir politikacı tipini temsil ediyor.

İnanılmaz bir şey aslında.

Bu siyasi kadronun önce Ahmet Necdet Sezer gibi bir kişiyi cumhurbaşkanlığına, ardından Derviş gibi birini ekonominin kaptanlığına getirmesini açıklamak çok güç. Çünkü -bu bir kuraldır- yeteneksizler çevrelerini kendilerinden daha yeteneksizlerle doldururular. Çünkü, aksi takdirde ayakta kalamazlar. İlk defa bu kuralın istisnaları ile karşı karşıyayız.

Ama Derviş'in en akıl almaz özelliği yukarıda anlattıklarım değil. Gülümsemesi! Bu adam gülümsüyor! Eğleniyor! Yüzüne baktığınızda hayattan zevk aldığını görüyorsunuz. Tenis oynuyor, konserlere, Boğaz'da balık-rakıya gidiyor. Bağırıp çağırmıyor. Masaları yumruklamıyor. Demagoji yapmıyor. Vatan-millet-Sakarya edebiyatı yapmıyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TOBB'un genel kuruluna gitmiyor! Mesaj da yollamıyor!

Akıl alacak şey değil! Bu adam normal! Senin benim gibi biri!..