Bir yere gidemezsin
"F.Bahçe'de ilk olarak Rüştü ile görüştüm. Büyük sıkıntıları vardı. Avrupa takımları peşindeydi. İkna etmem çok zor oldu. Kafası rahatlasın diye kaptanlığını da aldım."
Rüştü, yaşadığı sorunları Milli Takım döneminde bana anlatmıştı. Niyeti kesin olarak F.Bahçe'den ayrılmaktı. Kaptanlık görevi, onda negatif etkiler yaratmıştı.
Fenerbahçe'de sezon başlamadan önce ilk görüştüğüm futbolcu, Rüştü oldu. Belli sıkıntıları vardı. Milli Takım'dayken bana anlattığı bu sorunları iyi biliyordum. Niyeti Fenerbahçe'den ayrılmaktı. Ayrıca kendisine yurtdışından da bir hayli teklif vardı. Yaptığımız görüşmede, Fenerbahçe'den ayrılmayı kafasından kesinlikle çıkarmasını istedim ve ona, 'Bir yere gidemezsin' dedim. Kaptanlık Rüştü'de pozitif değil negatif etkiler yapmıştı. Genç bir kaleciydi. Amacım onun yükünü hafifletmek ve kafasını rahatlatmaktı. Ona böylece büyük kaleci olduğunu ortaya koyma fırsatı yaratmış olacaktık. Bunları yaptık. Ve o da bunun üzerine mükemmel bir performans gösterdi. Hem sağlam olduğu, hem de ciddi sakatlık yaşadığı dönemlerinde çok iyiydi.
Doğru isimler
F.Bahçe'nin başına gelirken, Rüştü, Ogün ve Abdullah'ın dışında daha önce birlikte çalıştığım az futbolcu vardı. Zaten Fenerbahçe'ye gelirken, 'kimler kalacak' diye düşündüğümde, bu üç futbolcu ilk sırada geliyordu. Bir de uzaktan takip ettiğim Mustafa Doğan... Onun da kişiliğine ve futbolculuğuna büyük güvenim vardı. Rüştü'den sonra genç Serkan ve Uche'yle konuştum.
Uche, sakatlıktan sonra hem Fenerbahçe'deki yerini kaybetmişti, hem de Fenerbahçeliler'in ona olan bakış açısındaki değişimi yaşamıştı. Önce onunla, Fenerbahçe'de neler yaşadığını ve neler yapması gerektiğini konuştum. Uche'yle ilk defa karşılıklı görüşme imkanım olmuştu. Beni son derece olumlu etkiledi. Çok samimiydi. Anlattıkları beni ikna etti. O ilk birlikteliğimizde ona büyük güven duydum. Gerçekten hem kişiliğiyle, hem de futbolculuğuyla büyük olduğunu bundan önce de ortaya koymuştu. Sadece şartlar aleyhine gelişiyordu. Yaşının ilerlemesi ve ağır sakatlık yaşaması onun aleyhine olan faktörlerdi. Bu bakımdan, ondan da düşündüğümüz kadar, gerektiği yerde, doğru zamanda istifade ettik. Diğerleri zaten benim yaptığım transferlerdi. Lazetiç, Rapajç, Baliç, Revivo, Serhat, Ali Güneş, Yusuf, Celil. Bunlar da gerçekten belki tam düşünülen çizgide değil ama çok iyi bir performans ortaya koydular. Onları kullanmam için nerede lazım oldularsa, orada sahneye çıktılar. Bu önemlidir. Doğru yerde, doğru zamanda, doğru adamlar... Fenerbahçe'nin başarısındaki önemli formül bence budur.
Şöyle bir geriye dönüp baktığımız zaman zaten 18 kişilik kadroda iki de kalecimiz var; Oğuz ve Recep... Hiçbir gün 'Rüştü'ye birşey olursa' diye endişe etmedim. Gayet tabii ki Rüştü onlardan çok daha tecrübeli, çok daha klas. Ama onlara sağladığımız olumlu ortamlarla F.Bahçe kalesini başarıyla koruyabileceklerini yeri geldiği zaman gösterdiler. Bütünü içerisinde Fenerbahçe tüm futbolcularından istifade etti. Bizim için en önemli kriterlerden biri de, yaptığımız transferlerin doğru olup olmadığını görmek. Sezon sonunda, geriye dönüp baktığımız zaman, Türkiye'de hiçbir kulüpte olmayan bir unsur bizde var. O da şu: 'Bu futbolcu niye alındı?' sorusu Fenerbahçe'de hiç sorulmadı. Hesaplar sezon sonunda sorulur. Ne teknik adam, ne de futbolcu için, üçüncü maçta, beşinci maçta hesap sorulmaz. Sezon sonunda bilanço ortaya çıktığı zaman sorarsın. Şimdi sor bakalım, 'Hocası dahil bu transferlerin hangisi yanlıştır?' Üçüncü maçtan sonra, 'Bunu kim buldu, onu kim buldu", "Denizli'yle olmaz dememiş miydim?' diye sorulmaz. Çık bunu sezon sonunda sor. F.Bahçe'de şampiyonluğun, takım yaratmanın dışında 1 kuruş Türk Lirası heba olmamıştır Bu, iftihar vesilesidir. Dolayısıyla, mükemmel bir ekip olduk. Benim derdim hep ekip olma olgusunu ortaya koymaktı. Bunu sezon ortasında yakaladık. Fenerbahçe şartlar ne olursa olsun, hiçbir transfer yapmasa da önümüzdeki sezon bu görüntüsünün mutlaka üzerine çıkacaktır. Bundan herhangi bir endişem yok. Tabii her gün sorun yaşanır. Biz orada sorunları aşmak için varız.
Notum 7.5
Futbolculara tek tek not vermem. Onların notu benim kafamdadır. Bunları açıklayamam. Ben takıma not veririm. Tek tek maçları incelerseniz, hangi futbolcunun sezon içinde neler yaptığı ortaya çıkar zaten. Benim için, oynadıkları maç sayısı, hangi maçlarda neler yapmışlar gibi kriterler önemli. Benim 10 puan verebileceğim bir oyuncu belki bu sezon 3 maçta görev yapmış ama bunların üçünü de kurtarmıştır. Ben Fenerbahçe'ye bütün bu zor dönemleri aştığı için, mücadele ettiği için, birçok maçı geriden gelip kazandığı için, inancını ortaya koyduğu için bu sene 10 üzerinden 7.5 puan veriyorum. Bu, gelecek seneye otomatikman hem birey olarak, hem de ekip olarak yüzde 10 artar. Fenerbahçeliler hem böyle futbolculara, hem de böyle futbolcuların oluşturduğu bir takıma sahip olduğu için mutlu olmalılar. Bu futbolcular, yıllardır, belki de 20-25 yıldır görülmeyen bir takım olgusunu ortaya koydukları için, saha içi ve saha dışındaki davranışlarıyla, her bakımdan bir takım. Ben bu takımla gurur duyuyorum.
3 yeni futbolcu hazır
Gelecek yıl için Celil'den son derece umutluyum. Fazla görev yapma imkanı bulamadı. Yusuf, zikzaklı bir grafik çizdi. Ama gelecek sene bunu düz bir çizgi halinde devam ettireceğini düşünüyorum. Keza Serkan şanssız bir sezon geçirdi. Takımda çok sevilen, benim de çok sevdiğim stoper Serkan'ın da gelecek sene büyük bir performans ortaya koyacağına inanıyorum. Fenerbahçe geçen sezon bu 3 genç futbolcunun ikisinden yararlanamadı. Yusuf'tan da %50 civarında faydalandı. Yani F.Bahçe gelecek sezon 2.5 futbolcuyu kendi içinden yaratacak. Bunlara dışarıdan alacağımız genç futbolcular eklenecek. Kadroyu zorlayacak isimler alacağız.
Ekselans Revivo
"Haim Revivo'yu bir gün İsrail Başbakanı Ariel Şaron telefonla aramış. Kendisine, Türkiye'de yaptıklarından dolayı teşekkür etmiş. Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerde yaşanan bir takım gelişmelerde hızlandırıcı unsur olduğunu söylemiş. Aynı zamanda bir turizm elçisi olduğunu da vurgulamış. Revivo için İsrail'de 'Fenerbahçe turizminin' başlatıldığını biliyoruz. Çok fazla İsrailli futbolsever, Revivo sayesinde Fenerbahçe'nin maçlarını izlemek için Türkiye'ye geldi. Haim, Şaron'un kendisine söylediklerini gelip bana anlattı. Ben de ona, 'Sen artık Ekselans oldun. Tebrikler' dedim.
Levent TÜZEMEN
|