  
Ataletin bu mu dünya!
Gözlerinizi bağlayıp bir elinizde baston diğer elinize köpeğinizin tasması, Türkiye'yi dolaşın. Nerede daktilo sesi duyarsanız durun. Orası eğer bir devlet dairesi değilse muhakkak mahkemedir.
Avrupa'da, mahkemelerinde daktilo kullanılan ikinci bir ülke var mı?
Sanık veya avukatı bir şey söylüyor. Hakim bunu özetliyor. Daktilo, daktilosuyla tutanağa geçiriyor. Akıl almaz gerilikte ve yavaşlıkta bir yöntemle adalet mekanizması dönüyor.
Selim'le Sara'ya uykudan önce kitap okuyorum. Biri altı, diğeri sekiz yaşında. Hikâyede daktilo geçiyor. "Baba, daktilo ne demek?" diye soruyorlar.
"Bilgisayarın dedesi," diyorum. "Nasıl at arabası otomobilin dedesi ise daktilo da bilgisayarın dedesidir."
Bu memleket dünyanın en modern uçaklarını uçuracak pilot eğitebiliyor ama mahkeme memurlarına steno öğretecek parayı bulamıyor.
Meclis'i dekore etmeye milyonlarca dolar harcayıp bunun bir bölümünü ceplerine atmasını biliyorlar ama adam gibi mahkeme binaları inşa etmeye paraları yok. Meclis'in yedekli havalandırma sistemi var. Mangalla ısınan mahkemeler var.
Adalet Bakanlığı'nın istatistiklerine göre bir davanın ağır cezaya getirilişi ile, karar verilmesi arasında ortalama 357 gün geçiyor. Nerdeyse bir yıl. Bu yılı hapishanede de geçirebilirsiniz, davanız sürerken. Ondan sonra beraat ederseniz ... Eh... Bahtınıza.
Mahkemeler, önlerine gelen dosyaların ancak yarısına bakabiliyor, gerisi bir yıl sonraya aktarılıyor. Neden? Çünkü ayıklama mekanizması yok. Ciddi - gayri ciddi herşey, hiçbir süzgeçten geçmeden hakimlerin önüne sürülüyor. Onlar da günde 30 -40 davaya bakmak zorunda kalıyorlar. Her davaya ayıracak 10 - 12 dakikaları var. Herkes bunun böyle olmaması gerektiğinin farkında ama hiç kimse hiçbir şey yapmıyor.
Atalet, atalet, atalet.
Olimpiyatlara ev sahipliği yapmak istiyorlar da, 2010 yılına kadar 791'i İstanbul'a olmak üzere 1.145 ağır ceza için mahkeme binası yapılması lazım. Ama para var mı, yok mu, umurlarında değil.
"Sen kim, olimpiyatlara ev sahipliği yapmak kim, işe yeni başlayan hakimlerine temizlikçi kadınların aldığı parayı zar zor verebilirken," diye sormaya kalkarsan Türklüğe hakaretten bir ile altı yıl arasında ağır hapis var, aklınızda bulunsun.
Adaletle rezaletin kesiştiği bir nokta var. Onu icat ettik galiba.
|