kapat
01.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
ABDURRAHMAN YILDIRIM(yildirim@sabah.com.tr )

Zor günleri aşacağız

Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, iç borçlanmanın sağlanan dış borcun da katkısıyla sürdürülebileceğini ve zor dönemlerin aşılacağını söyledi

İç borçları çeviririz
Dış finansmanla Hazine'nin oldukça rahatladığını, iç borçların çevrilmesinin o kadar büyük sorun olmadığını görüyoruz. Biz bu zor dönemleri aşabiliriz

Rahatlıkla döviz satarız
Kura müdahalemiz aşırı dalgalanmaları telafi etme yönünde olacak. Ancak kurun uzun dönem dengelerini etkileyecek boyutta olmayacak

Faiz silahını kullanırız
Faizlerde kademeli bir düşüş öngörüyoruz. Ancak enflasyonist baskıların artması durumunda kısa vadeli faizleri etkin bir şekilde kullanırız

Serdengeçti, iç borç stokunun bir bölümünün kamuda olmasının Hazine borçlanmasını kolaylaştıracağı görüşünde

Merkez Bankası Başkanı Sürreyya Serdengeçti, son günlerde ortaya çıkan faiz yükselişinin ana nedenlerinden biri olan iç borçlanmanın sürdürülebilirliği ile ilgili olarak rahat konuştu: "Zor dönemleri aşarız." Süreyya Serdengeçti bunun nedenlerini de, dışarıdan alınan mali yardıma ve bu yardımın kullanılma biçimine, iç borç stokunun bir bölümünün kamu kesiminde olmasına, kamu bankalarının gecelik borçlanma piyasasından çekilmesine bağladı. Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti ile son piyasa gelişmeleri, faiz, kur, enflasyon, iç borçların sürdürülebilirliği, dış yardımlar üzerine konuştuk.

*Sizin tarafınızdan açıklanan para programının hangi aşamasındayız?

Şu anda içinde bulunduğumuz kısa vadeli dönemde yapmaya çalıştığımız şey, parasal hedefleme. Bu parasal hedefleme döneminde bizim çipamız artık Merkez Bankası'nın bilançosundan çıkan parasal taban büyüklüğü. Bu dönemin özelliği, yükselmiş olan enflasyonu kontrol altına almak ve bu anlamda yapısal reformların ve mali sürdürülebilirliğin sağlanması. Bir diğer faktör de kurun mümkün olduğunca istikrarlı seyretmesi. Her ne kadar bir hedef yoksa da.

ÜÇ TEMEL ETKEN
* Bu dönemde para politikasını hangi faktörler etkileyecek?

Bu dönemde para politikasını etkileyen başlıca üç temel konu var.

Bunlardan bir tanesi kamu bankaları operasyonlarının net iç varlıklar üzerindeki etkileri. Bu bankaların piyasalardan yüksek düzeyde borçlanmaları ve faizleri yükseltmeleri hem kendilerinin hem de bankacılık sektörünün mali yapısını bozuyordu. Para politikasını da etkisiz hale getiriyordu. Bunu iki krizde de gördük. İki krizden sonra yeni bir politika izlemeye başladık. Bu bankaların bütün gecelik pozisyonlarını Merkez Bankası olarak devraldık. Dolayısıyla neredeyse tamamen gecelik borçlanma piyasasından çıktılar. Bu çerçevede kamu bankalarının görev zararları ödendi. Borçlanma vadeleri uzadı. Faizler üzerindeki baskıları da kalkmaya başladı.

*Para politikasını etkileyen ikinci konu nedir?

Bu da dış finansmandır. Ek dış finansmanın miktarının adres olarak dağılımı ve zamanlaması çok önemli. Burada sadece iki rakam vereceğim. IMF ve Dünya Bankası'ndan ikinci çeyrekte toplam 6.5 milyar dolar para geldi ve geliyor. Üçüncü ve dördüncü çeyrekte 9.2 milyar dolar gelecek. Hepsi 15.7 milyar dolar edecek. Oldukça önemli bir miktar.

*Dış finansman nerede kullanılacak?

Kısmen rezervlere, Hazine'nin borç yönetimine, kamu ve fon bankalarının operasyonlarına destek için kullanıldı ve kullanılacak. Sonuçta bu dış finansmanın piyasalarda istikrara katkısı olacak. Faizlerin daha aşağılarda denge bulmasına ve kurun istikrarlı seyir izlemesine katkıda bulunacak.

*Para politikasını etkileyen üçüncü konu nedir?

İç borçlanmanın sürdürebilirliği bu dönemde para politikasını belirleyecek faktörlerden biridir. İç borç stokunun GSMH'ya oranının büyük ölçüde artması bekleniyor. Kamu ve fon bankalarının görev zararları ve bunların sermaye artışları için verilen ve verilecek özel tertip iç borçlanma senetleri artışın başlıca nedeni. Yoksa ihaleyle yapılan borçlanmada o kadar artış yok. Üstelik verilen tahviller ile bu bankaların piyasadan çekilmeleri sağlanıyor ki, Hazine'nin borçlanmasını kolaylaştıracak bir unsur. Bu anlamda Merkez Bankası'nın menkul kıymet portföyü, banka operasyonları ve Hazine desteklenmesiyle artıyor. Ama bunların programın başarısı için Hazine tarafından zamanında geri ödenmesi şart.

Bu söylediklerimden hareketle şu sonuca varabiliriz: Kriz çıktığından beri en önemli konulardan biri iç borcun sürdürülebilirliği. Az önce verdiğim dış finansman rakamlarına ve bunların kullanılma biçimlerine baktığınız zaman bu sorunun aslında o kadar önemli olmadığını görüyorsunuz. Dış finansmanla Hazine oldukça rahatlıyor. Dolayısıyla bu zor dönemleri aşabileceğini düşünüyoruz.

DALGALI KURA ALIŞILIR
* Merkez Bankası olarak dalgalı kura geçerken bir risk almadınız mı ya da korkmadınız mı?

Dalgalı kura geçilmesi bir önceki programda da öngörülüyordu. 2000 yılında açıklanan programın söylediği, 2001 yılı ortasından itibaren giderek genişleyen bir bant etrafında kurun belirlenmesi ve üç yılın sonunda bandın ortadan kalkması ve kurların dalgalanmaya bırakılmasıydı. Dolayısıyla gerekli koşulların yerine gelmesiyle dalgalı kur ve enflasyon hedeflemesi rejimlerine geçilmesi sözkonusu idi.

Yaşadığımız iki krizden dolayı mevcut kur taahhüdüne güven kalmadığı için, mecburen beklenmedik bir anda dalgalı kur rejimine geçmek zorunda kaldık. Bu tabiki bankacılık sistemi için kolay olmadı. Ancak zaman içinde oturacağını düşünüyorum.

* Net uluslararası rezervlerdeki azalma bize neyi anlatıyor? Bundan ne anlam çıkartabiliriz?

Net uluslararası rezervlerde geçmiş programlardan farklı olarak bir stok hedef yerine bir akım hedefleniyor, belli dönemlerde belli miktarlarda azalabiliyor. Yılsonuna kadar baktığınız zaman program net uluslararası rezervlerin 9.6 milyar dolar azalabileceğini öngörüyor. Fakat her dönem için öngörülen akım gerçekleşmezse o ölçüde satış olmazsa, taban değerler yukarıya doğru çekiliyor. Merkez Bankası'nın ne kadar döviz satabileceğini buradan görmek mümkün.

İç borçlanma sürdürülebilir
*Piyasalar iç borç stokundaki artışa karşılık mali kesimin büyüklüğünün aynı kaldığı hatta krizde küçüldüğü, dolayısıyla iç borçların südürülmesinin güçlüğünü konuşuyor. Sizce bu mali piyasada iç borçlar çevrilebilir mi? Çevrilemezse mali sektör nasıl büyütülebilir?

Borçların çevrilmesi konusunda bazı konulara az önce işaret ettim. Onun haricinde Hazine'nin planladığı iç borçlanma miktarına ve yine dış finansman imkanına, faiz dışı fazlaya baktığınız zaman da sürdürülebilirliğin işaretleri ortaya çıkıyor.

2000 yılında iç borç stokunun GSMH'ya oranı, görev zararları için verilen devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) dahil, yüzde 41 iken; 2001 yılında bu oran yüzde 61 olarak bekleniyor. Ancak bu oranın yaklaşık yüzde 14.5'lik bölümü banka operasyonları sonucunda alınan DİBS'ler ve IMF'den gelen dış kaynağın kullanımı süresince Hazine'den alınan DİBS'ler. Bu çerçevede 2001 yılı için iç borç stokunun GSMH'ya oranının yüzde 61 değil yüzde 47 civarı olması beklenmektedir. Dolayısıyla iç borçlanmanın sürdürülebilirlik sorununa böyle bakılmalıdır.

* Merkez Bankası bilançosunun büyümesi mali sektörün büyüdüğünü mü gösteriyor?

Ona dahil diye düşünmek lazım.

Kurda aşırı dalgaya müdahale ederiz
*Bu dönemde birinci önceliğiniz kur mu, faiz mi, enflasyon mu olacak?

Enflasyonu kontrol altında tutmak önceliklerimizden biri. Bu anlamda reformların zamanında yapılması, mali sürdürülebilirliğin sağlanması gerekiyor.Tabiki bütün bunların yapılmasıyla beraber kurun da istikrar kazanması beklenir. Son günlerde gördüğümüz gibi reformlarda bir aksama olduğu zaman, siyasetten veya başka bir yerde sorun olduğu zaman, bu istikrarı sağlamak o kadar güç oluyor.

Merkez Bankası, hedefi olmamasına rağmen piyasalara yardımcı olmak amacıyla müdahale etmekle beraber kuru da dalgalanmaya bırakıyor. Dolayısıyla bazı dönemlerde kur pek istikrarlı bir seyir izleyemeyebiliyor. Bu da gayet normal. Bizim müdahalelerimiz bu dönemde daha ziyade ihale yöntemiyle oluyor. İhale deyince bunu ille satış değil alış yönünde de anlamak gerekiyor. Hem alış hem satış yönünde Merkez Bankası'nın müdahale etmesi sözkonusu. Bu yöndeki müdahaleler bir hedef olmadığı için aşırı dalgalanmaları telafi etme yönünde olacak. Ancak müdahaleler kurun uzun dönem dengelerini etkileyecek içerik ve boyutta olmayacaktır.

Kur riskini vadeli işlemler azaltacak
*Döviz kurunun istikrarı açısından başka düzenlemeleriniz söz konusu mu?

Madem ki dalgalı kur rejimindeyiz, vadeli işlem piyasalarının da artık gelişmesine önem vermemiz gerekiyor. Bu piyasalar özellikle fiyat risklerinden korunmak açısından çok önemli. Finansal ve reel sektör kuruluşlarının karşı karşıya kaldıkları kur riskini etkin bir şekilde yönetmelerinin sağlanması gerekiyor. Bu aynı zamanda döviz fiyatlarındaki aşırı dalgalanmaların piyasa kuralları çerçevesinde dengelenmesi açısından da gerekli.

Öte yandan Sermaye Piyasası Kurulu vadeli işlem ve opsiyon borsalarıyla ilgili bir yönetmelik hazırladı. Bu konuda mevzuat altyapısı ortaya çıktı. Bankamız bu tür çabalara da destek vermeye devam edecek. Bu piyasalara işlerlik kazandırılması ve organize bir piyasada işlem görecek dövize dayalı enstrümanların oluşturulmasına katkıda bulunacağız.

Faizlerde kademeli düşüş öngörüyoruz
*Bu dönemde kuru dalgalanmaya bıraktığınıza göre ağırlığı Merkez Bankası olarak faize mi vereceksiniz?

Uygulanacak politikaların etkinliğinin artması sistemdeki güvenin yeniden sağlanması ve dış finansman olanaklarıyla birlikte nominal ve reel faizlerde kademeli olarak bir düşüş öngörüyoruz. Bunu açıkladık. Para tabanı da faizlerdeki öngörüyle tutarlı olarak belirlenmiştir. Bu düşme eğiliminin öngörülenden fazla olması durumunda net uluslararası rezervin tabanın üzerinde veya net iç varlıklarının tavan değerlerinin altında seyretmesi de mümkün.

Öte yandan şuna da dikkat çekmek istiyorum: Enflasyonist baskıların ortaya çıkması durumunda Merkez Bankası kısa vadeli faiz oranlarını etkin bir şekilde kullanacaktır.

YARIN:
Merkez Bankası'nın orta dönem hedefleri, yeni kanunun getirdikleri

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır