Win-Türkçe
ASCII

SEDAT SERTOĞLU(ssertoglu@sabah.com.tr )

Manzaralar..

Yeter.. Ağzınızdan çıkan her söz, bu memleket için sorun oluyor.. Dolar ve faizler fırlıyor, borsa tepetaklak oluyor.. Zaten bıçak sırtındaki ekonomi, hemen komaya girme sürecine doğru itiliyor.

Sizden bahsediyoruz kendilerini politikacı sanan zevat.. İktidarı ve muhalefeti ile sizden söz ediyoruz.. Türkiye'yi batırmak için neredeyse elinizden geleni yapıyorsunuz..

Siyaseten ilgili ve yetkili herkes "Hükümet uyum içindedir.. İstikrar içindedir" diyor. Ve fakat haftada en az bir kere, gazeteler, "Hükümet gitti-geldi" başlıkları ile çıkıyor.. Ne biçim uyum bu? Ne biçim istikrar?

Hükümetin habire gidip gelmesi hangi tür istikrarın işareti acaba? Nasıl bir uyum ki bu, hükümet ikide bir gidip geliyor.

Dolar fırlıyor, faizler alıp başını gidiyor, Borsa tepetaklak.. Neymiş? Uyum ve istikrar içindeymişiz..

Tam kara mizah örneği..

Bakanlar birbirleri ile kavga ediyor.. Ortalık toz duman oluyor. Sonra kapının önüne çıkılıp, el ele tutuşulup, uyum ve istikrar palavrası atılıyor..

Bu sayede lügatımıza, "Uyumlu kavga" veya "İstikrar içinde kavga" gibi terimler giriyor..

Bakan topu Genel Başkanı'na atıyor, o koalisyon ortağına, koalisyon ortağı MGK'ya, MGK hükümete gönderiyor.. Dön baba dönelim..

Siyasi "Sık olmadı" diyor, asker "Elbise mi ki bu sık olsun" anlamına gelen bir cevap veriyor..

Borsa düşüyor, dolar fırlıyor.. Bakanlar tribüne oynuyor.. "Derviş kompleksi" siyasileri sarıp sarmalamış durumda.. Siyasiler farkında değil ama, tribünde oturanlar, onlara müthiş kızıyor.. Öyle böyle değil kızgınlıkları..

Böyle durumlar bizim dilimizde "Ağız ishali olma halleri" şeklinde nitelendiriliyor. Herkes susup işini yapsa, krizi daha çabuk atlatacağız.. TV kamerasını gören siyasiler, ışığa hücum eden pervaneler gibi hemen atlayıp konuşmaya başlıyor.. Üstelik önlerinde, saçmalandığı zaman ülkenin ne hale geldiğini gösteren sayısız örnek olmasına rağmen, ısrarla saçmalıyorlar..

Siyasiler "İçime sindi-sinmedi" diyor.. Hay içiniz batsın.. Susun yahu.. Susun artık.. Yeter yahu.. Nedir bu çektiğimiz sizden?

Sizler o koltuklara, her Allah'ın günü konuşup, ülkeyi ikide bir komaya sokmak için seçilmediniz.. Bunların tam tersini yapmanız için seçildiniz..

Bizim çocukluğumuzda PIT diye bir oyun vardı.. PIT denilince herkes susardı. Acaba Başbakan Ecevit, kurtuluş için son çare olarak, bakanlarına bu oyunu öğretip, sonra PIT diyerek, onların susmasını sağlayabilir mi?

Çünkü başka türlü susacakları yok hazretlerin..