Krizle gitti, krizle geldi
1994 krizinde Türkiye'yi terk eden İtalyan moda devi Stefanel geri döndü. 1001'inci mağazasını Nişantaşı'nda açan Stefanel'in Başkanı, "Türkiye'nin rengi beyaz, geleceği parlak. 5 yıl sonra çok daha farklı bir ülke göreceğiz" dedi
Dünya moda devi Stefanel, 1994 krizinde bıraktığı Türkiye'ye yeniden döndü. Stefanel'in Başkanı Guiseppe Stefanel, Türkiye'nin geleceğine güveniyor. Hatta "Türkiye'nin rengi nedir" sorusuna, biraz düşünüp "beyaz" diyecek kadar umutlu. Ona göre aradan geçen 6 yıl içinde Türkiye'de herşey değişmiş. Kadınların giyiminden hayat standardına kadar herşey...
İtalyan moda devi, 1001'inci mağazasını Nişantaşı'nda açtı. Ama iş bununla bitmeyecek. Stefanel, yakında bir fabrikanın da kurdelesini kesmeyi planlıyor. Bunun ilk sebebi Türk pamuğu. Bizim pamuğun kalitesi, Stefanel'e denk düşen cinsten. İkinci sebebe gelince... 70 milyonluk büyük bir pazar Türkiye. Üstelik giyim kuşama özen gösteren bir milletiz. Yani hem kalabalık hem de üste başa para harcamayı seven dinamik bir pazar var.
Üstüne üstlük, ciddi bir rakip de görmüyor Stefanel. Önce gülerek, Nişantaşı'nda hemen Stefanel'in karşısındaki köşebaşını tutan Türk markasına işaret ederek, "Tek rakibimiz Yargıcı" diyor, ama ardından ekliyor: "Artık rekabetten bahsetmek de demode oldu. Yeri geldiğinde bir GAP çıkıp Prada'ya ya da Gucci'ye rakip olabiliyor. Bütün markalar birbiriyle rakip ve birbiriyle çalışıyor. Biz de öyleyiz. Ama kendimizi ortanın üstünde, sofistike üretim yapan bir marka olarak tanımlayabilirim."
1001 MODA MASALI
Stefanel'in kuracağı fabrikanın tarihi belli değil, ama bir yıl sonra eğer yeni bir kriz olmazsa, makinalar çalışmaya başlayabilir. Zaten Stefanel'e göre ortada bir kriz yok. Şimdi yaşananlar bir "düzenleme..." Ona göre Türkiye'de taşlar yerine oturuyor.
Beş yıl içinde bir Türk mucizesi bekliyor Stefanel. Bildiği tek Türkçe sözcükle "İnşallah" diyor, "Bir yıl içinde büyüyecek ve İtalya dışında ilk fabrikamızı da kuracağız." Stefanel aynı inşallah'ı başka temenniler için de tekrarlıyor: Türkiye'de hem satışta hem de üretimde iddialıyız. Öncelikle büyük şehirlerde mağaza açacacağız. Anadolu'da ise franchise'larla yayılacağız.
Stefanel tam anlamıyla, dünya modasına imza atan markalardan. Önce Bağdat Caddesi, ardından Nişantaşı'ndakiyle birlikte mağaza sayısı 1001'e ulaştı. Sadece İtalya'da yılda 4 milyon adet üretim ve 300 milyon dolar ciro gerçekleştiriyor. Ayrıca Hong Kong, Romanya, Fas ve Türkiye'de de fason üretim yaptırıyor.
Terim iyi antrenör ama giyimi vasat
Stefanel'in Başkanı Guiseppe Stefanel'e göre, Türk kadınları çok zevkli giyiniyor. İtalyan kadınlara da benziyorlar. Peki ya Türk erkekleri derseniz... Stefanel, biraz düşünüyor. Sonra gülerek, "Kadınlar kadar iyi değiller. Başka ülkelere göre çok daha ciddi giyiniyorlar. Hep işe gider gibiler..." diyor. Ardından da yumuşatıyor sözlerini. "Aslında bu da normal. Kadınlar modayla daha ilgililer".
Söz erkek giyimine gelmişken ve söyleşide açık renk takım elbisesi içinde "başkan yardımcısı" değil de manken gibi duran Denis Dotto da olunca, "Ya Fatih Terim nasıl sizce" diye soracak oluyorum. Anlaşılan Stefanel, Terim'i Floransalılar kadar benimseyememiş. Gerçi Terim'in futbol bilgisine diyeceği birşey yok. "İyi antrenör" diyor kısaca. Peki İtalya'yı mest eden karizması! Ona göre, bu asla giyiminden kaynaklanmıyor. Terim'in giyimine para harcamasına karşın vasatı aşamadığı görüşünde. Artık Terim'in Milan'da taktik yaratmak kadar başka bir işle de uğraşması gerekecek. Ya da hemen bir Stefanel'e gidip, façayı kısa yoldan düzeltecek!
MİNE ŞENOCAKLI
|