kapat
31.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
NADİN TAŞCIOĞLU(nadint@sabah.com.tr )

Piyasalar tedirgin dolar ve faiz fırladı

Denge bozuldu. Dün dolar bir milyon 160 bin lirayı aştı, bono faizi yüzde 94'e kadar tırmandı, borsa yüzde 3.3 değer kaybetti

ÜstÜste gelen olumsuzluklar, piyasanın dengesini bozdu. Önce buğday fiyatı kavgası, ardından Hazine'nin borçlanamaması, son olarak da borç takası konusundaki endişeler ortalığı allak bullak etti. Bu gerginliğe bir de ay sonu hareketliliği eklenince, dün yine faiz arttı, dolar yükseldi, borsa düştü.

DÖVİZE TALEP DURMADI
Öncekİ gün döviz piyasasında başlayan talep, dün dinmedi. Geçen hafta sonu 1 milyon 100 bin lira civarında tutunan dolar dün 1 milyon 160 bin liraya kadar yükseldi. Dolar üç günde 60 bin lira civarında artarak, yüzde 5'in üzerinde değer kazandı.

Merkez Bankası talebi durdurmak için döviz satış ihalesi açtı. Ortalama 1 milyon 141 bin liradan bankalara 218 milyon dolar sattı. Ancak bu yeterli olmadı. Öğleden sonra Merkez Bankası'nın müdahalesine rağmen fiyat önce 1 milyon 150 bin lirayı, ardından da 1 milyon 160 bin lirayı aştı.

Dün serbest piyasa kapanışında dolar satış fiyatı 1 milyon 167 bin lira oldu.

1 HAFTADA 18 PUAN
Dövİze gelen talep, bonoda da satış baskısı yarattı. Dar işlem hacmiyle piyasanın en çok el değiştiren bonosu 6 Mart 2002'lerin faizi dün yüzde 94'e çıktı. Son bir haftada faiz 18 puandan fazla yükseldi.

IMF anlaşmasından sonra faiz hızla gerileyerek yüzde 75'in altına indi. Faizin bu kadar düşmesi sonucu bono ihalelerine talep azaldı. Kar realizasyonları ile başlayan satış dalgası "hububat tartışmaları" sonucu hızlı tırmanışa geçti.

Faiz ve dövizdeki bu gerginliğe dayanamayan borsa ise 10 bin 300 puanda bulunan desteğine doğru biraz daha geriledi. Endeks dün 335 trilyonluk dar bir işlem hacmiyle yüzde 3.38 daha düşerek, 10 bin 687 puana indi.

TAKAS ENDİŞESİ
Dün sıkıntıyı artıran en önemli nedenlerden biri de borç takası endişesiydi. Borç takası, yani bir kısım TL tahvillerin döviz tahvilleriyle değişimi, bankaların açık pozisyonlarını kapatmaları için gerekli.

Ancak Hazine bu işlemde döviz kurunun ve faizin cari fiyatlardan olmasını istiyor. Bu durumda 5 milyar dolara kadar yükselmesi beklenen bankalardan gelebilecek talebin düşmesinden endişe ediliyor.

Bankaların takasa az bono vermeleri ise iki sonuç doğuracak. Bankalar açık pozisyonlarını kapatmak için piyasadan döviz almak zorunda kalacak. Bu da dövize talep yaratacak. Ayrıca TL bono arzı beklenildiği kadar düşmeyecek. Faiz düşüşünü durduracak.

Pİyasalarda Mayıs başından beri gözle görülür bir tedirginlik var. Bu sıkıntı, Hazine'nin görece küçük miktarda, asgari 600 trilyonluk bir borçlanma yapacağı 5 Mayıs tarihinde ilk kıvılcımını verdi. Hazine piyasadan ancak 400 trilyonluk borç bulabildi. İki hafta sonra 3.1 katrilyon yerine 2 katrilyon aldı. Önceki gün de 5 trilyon liralık bono sattı. Hazine bu dönemde sadece 3 aylık ihalede başarılı olabildi. Bono faizi de son bir hafta içinde yaklaşık 18 puan yükselerek dün yüzde 90'ı aştı.

Piyasalarda yaşanan bu sıkıntının altında siyasi tedirginliğin yanı sıra çok önemli bir faktör var: Bankaların açık pozisyonlarını kapatmak zorunda veya isteğinde olmaları, buna karşılık Hazine'nin giderek artan borçlanma gereksinimi. Kısacası mali sistemin eskisi gibi borç sarmalını kaldıracak gücü yok. Elbise artık dar geliyor!

DÖVİZ GEREKİYOR
BDDK ile bankalar arasında varılan mutabakata göre, açık pozisyonların önemli kısmının kapatılması gündemde. BDDK bankaların pozisyonunu büyük ihtimalle biliyor. Ancak bu rakam resmi olarak açıklanmıyor. "10 milyar dolara indi" diyen de var, "20 milyar dolara yakındır" diyen de!

Aslında bankalar sadece BDDK'nın diretmesiyle bu kararı vermiş de değil. Yeni program da döviz alımına destek veriyor. Bir yandan döviz dalgalanırken, diğer yandan Merkez Bankası gecelik faizi giderek düşürüyor. Üstelik yılsonunda gecelik faizlerin çok daha düşük seviyelere inmesi kaçınılmaz görünüyor. Bu durumda açık posizyon riskini taşımanın hiç anlamı kalmıyor.

HAZİNE NE YAPACAK?
Peki bankaların ellerindeki TL kaynaklarını döviz satın almak için kullanmalarından en fazla kim etkilenecek? Tabii ki bankalardan en çok borcu alan Hazine. Yıllardır mali sistemin kaynaklarını yüzde 25-50 aralığında bir reel faizle çekerek borcu kartopu gibi büyüten ve bu yıl 79 milyar dolar iç ve dış borç ödeyecek olan Hazine, yeni ekonomik düzende ne yapacak?

Üstelik sıcak para oyunu devam etse bile, bankaların kriz sonrası Hazine'ye verecek kaynağı azalmış durumda.

Alternatifbank'ın ekonomisti Saruhan Doğan'ın bir hesabı var:

Bankacılık sistemi bilançosunun pasif tarafında 33 milyar dolarlık TL mevduat var. Bunun yaklaşık yarısı kamu bankalarında. 4 milyar dolarlık da repo kaynağı var. Yani özel bankaların elindeki TL kaynak tutarı 20 milyar dolar. Aktife bakıldığında 29 milyar dolarlık (özel tertip tahviller hariç) bono portföyü tutuluyor. Özel bankaların kredi porföyü de yaklaşık 10 milyar dolar. Yani 20 milyar dolarlık TL kaynakla, 39 milyar dolarlık bir varlık yönetimi yapılıyor. Aradaki 19 milyar dolarlık fark da, büyük ölçüde açık pozisyondan elde edilen kaynakla kapatılıyor.

Açık pozisyonların kapatılması halinde ise para ya Hazine'den gelecek, ya da kredilerden. Ya da yeni konacak sermayeden. Denklem ortada!

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır