  
'IMF temsilcisi'
Kemal Derviş'i "yıpratma ve kaçırma" stratejisinin kilit sloganı son tartışmaların içinde ortaya çıktı: "IMF temsilcisi".
Bu tanım önce hükümet içi tartışmalarda kullanıldı. Dışarı yansıtılan bir konuşmada MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin Derviş'e "Siz IMF adına bizimle pazarlık yapıyorsunuz, gidin Türkiye adına IMF ile pazarlık yapın" dediği öğrenildi.
Sorunu, hükümet tarafı "IMF ile pazarlık", ekonomik program çerçevesinde yapılan ve yapılması gerekenleri de "IMF dayatması" olarak göstermek çabası içindedir. Bu sunuşun içine de, Kemal Derviş "IMF temsilcisi" olarak yerleştirilmeye çalışılmaktadır.
Hükümet dışında, aynı çaba içinde olan başka kesimler de vardır. Bu kesimler, açıkça söylemeseler de, "değişim korkusu"yla "içine kapanmış" bir Türkiye'yi tercih etmektedirler. Dünyadaki değişime uymaktan korkunca, tek seçenek "kendine dönmek"tir. O zaman hapishanelerdeki düzen de "kendimize göre" kalacaktır, taban fiyat uygulaması da "kendimize göre" olacaktır, bankacılık düzeni de, insan hakları da, eğitimin niteliği de vs..vs..
Kompleksli ittifak
Üç siyasi eğilimin içinde yer alan mevcut siyasi kadroların, kendilerine "solcu" veya "sağcı" diyen değişim korkaklarıyla aynı hatta birleşmeleri raslantı değildir. Çünkü, bugün Kemal Derviş'in "temsil" ettiği değişim programı ilerlediği ölçüde siyasetteki değişim kaçınılmaz olacaktır.
Derviş'i "IMF temsilcisi" nitelemesiyle "aşağılamaya" ve yıpratmaya çalışan siyasi ittifakta ortak bir "kompleks" oluşmuştur. Türkiye'yi yönetmeye "ehil" olmadıklarını kendileri de görmeye başlamışlardır.
Derviş'in temsil ettiği herşey bu "ittifak"ın temsil ettikleriyle çelişmektedir. Bu ittifak, Türkiye'yi "duvara vurdurmuş" siyasi yapının ittifakıdır.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin son toplantısında hükümet ve bütün yönetim eleştirilirken Derviş de çeşitli açılardan eleştiri hedefi olmuştur. Ancak, "IMF temsilcisi" temasının TOBB üyesi oda başkanlarının nezdinde hiç geçerli olmadığı görülmektedir.
Oda başkanları ne diyor...
Dünya gazetesinin 100 oda başkanıyla yaptığı bir anketin sonucu Anadolu'daki ekonomik hayatın nabzını tutan bu insanların bakışını ortaya koymaktadır. Başkanların 51'i Derviş'in ekonomiden sorumlu bakan olması gerektiğini tekrarlarken, 17'si de başbakan olması gerektiğini söylemiştir. Oda başkanları, her ilimizdeki ticaret hayatının nabzını tutan, bu hayatın içindeki bütün insanları temsil eden kişilerdir.
"Türkiye'nin en acil sorunu" sıralamasında da Siyasi Partiler Yasası ile Seçim Yasası, 32 başkanın oyuyla birinci çıkmaktadır. Bu da "siyasi yapının" acilen değişmesi talebinin göstergesidir.
Türkiye'nin ekonomik yapısının en geniş kesimini temsil eden insanlar şunu söylüyor: Kemal Derviş görevine devam etsin, hatta daha yetkili olsun, ama "diğerleri" gitsin.
"IMF temsilcisi" sıfatını takarak "gönderilmek" istenen Kemal Derviş'in temsil ettiği herşey bugün Türkiye'de iyice yaygınlaşmış olan "değişim" talebiyle özdeşleşmiştir. Derviş'in bugünkü işlevi bu yüzden çok daha önem kazanmıştır.
|
Magazin
