kapat
30.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )

Yuvadan atılmış öksüz leylek...

Değerli dostum Prof. Dr. Orhan Güvenen'in de öngördüğü gibi; Türkiye'nin, hızla değişmekte ve saydamlaşmakta olan dünya ile bütünleşebilme sürecinden kaynaklanacak bir takım iç ırgalanmalar; daha en az on yılı kapsayabilir...

Bana sorarsanız yirmi yılı da kapsayabilir..

Sinsi talanlar ve iri yalanlarla; "iç düşman-dır düşman" tehlikelerine ve "onlar-biz" ayırımlarına dayalı, kötü bir oligarşinin kendisini arıtıp; evrensel hukuk, evrensel ekonomi, evrensel saydamlık ve "insan hakları"yla bütünleşmesi; sanıldığı kadar çarçabuk olamayacağa benzer...

Dileriz doğru çıkmaz bu kehanetler...

Türkiye, siyasetçi avantalarına göre taban fiatlarını saptama kavgalarıyla uğraşadursun; bendeniz, guruba yaklaşan akşam güneşinin lütfettiği zarafete layık olabilmek için; Köyceğiz yörelerinin, masal cennetlerinden yeryüzüne yansımış görüntülerinde, gönül gondollerime geçici limanlar arıyorum...

Köyceğiz'in, Dalaman'a doğru 20 km. ötesindeki Ortaca'da, bir "Leylek restaurant" var...

Lokantanın geniş bahçesinde, ortasındaki küçük adacıkla neredeyse "gölet" boyutlarına yakın, azman bir havuz.. İstendiğinde, kıyılarında balık da avlanabilen, azman bir havuz.. Ve çevresinde eski Kaunos uygarlıklarından kalma, sütunlu, taş kemerli tarihsel kalıntıların; küçük-büyük çarpıcı kopyeleri...

Geniş bahçenin biraz daha uzağında, mesafeli olarak yan yana dikilmiş upuzun sırıklar; üstünde de leylek yuvaları... Birkaç tane de, sadece tepesinde şemsiye benzeri yeşil dalları olan ve üstüne leyleklerin yuva kurduğu bir kaç yaşlı çam ağacı...

Lokantanın giriş kapısında; uzun pembemsi gagası, uçları siyah, beyaz kanatları ve sarımtrak uzun ayaklarıyla, hemen yanımızda hemen yürümeye başlayan bir leylek karşıladı bizi...

Elini okşamak için uzatsan, kaçmayan bir leylek... Beyaz gömlekli, siyah fraklı, elleri arkasında, ciddi ciddi yol gösteren bir şef garsona benziyordu...

Leyleğin talihsiz öyküsünü, asıl mesleği harita mühendisliği olan, gelişmiş zevkli, lokanta yöneticisi dosttan öğrendik...

İki yıl önce gelen leyleklerden birinin, yuvadan attığı bir yavruymuş o. Leylekler genellikle dört yavrudan fazlasını yuvadan atıyor ve bir daha ilgilenmiyorlarmış onlarla...

Leyleğe, lokanta sahip çıkıp, büyütmüş. Yuvadan atılıp düştüğünde, bir kanadı kırıldığı için, zavallı uçamıyormuş da...

Her nisan leylekler, yumurtlayıp, yavru büyütmek için, Güney Afrika'dan uça uça lokantanın çevresindeki yuvalarına geldiklerinde; hayatında hiç mi hiç uçmamış olan, bizim öksüz leylek; gidip onlarla iletişim kurmak istiyormuş. Ama leylekler asla yüz vermiyorlarmış kendisine. O da, lokantanın içinde dolaşıyor ve kendisine sevdiği şeyleri veren aşçıbaşıyla dostluk ediyormuş..

Ayrıca lokantanın sahibi; öksüz leyleğe avlanması için, bir de özel küçük havuz yaptırmış. İçinde kurbağalarla yılanların falan bulunduğu...

Masaların çevresinde tek başına adım adım dolaşıp duran öksüz leyleği, hem pek sevdik, hem de tuhaf bir acıma uyandı içimizde ona karşı...

Önceki gün de; Dalyan'dan, ünlü karetta'ların yumurtlamak için geldiği uçsuz bucaksız İztuzu plajlarına doğru, Gökbel tepelerine çıktık...

Yol, karşılıklı uzayıp giden, yan yana binlerce koyu pembe zakkumun ortasından geçiyordu... Ve Gökbel tepelerindeki çam ağaçları içinden, binlerce koyu pembe zakkum şelaleleri akıyordu, aşağıdaki yamaçlara doğru...

Dağlardan yamaçlara doğru, koyu pembelere bürünmüş, böylesine coşkulu muhteşem bir doğa büyüsünü, göremeden yaşamış olmak; bizce az yaşamış olmaktı doğrusu...

Köyceğiz ve çevresinde, beş-on gün dolaşmak ve geceleri siyah bir kadifeye benzeyen gök kubbedeki ışıl ışıl pırıltılı binlerce yıldıza bakmak; kimsenin bilmediği değişik bir ibadet gibi sarmalıyor insanın yüreğini...

Ve Türkiye'de bir hayli yaygın olan siyasetçi angutluğu, eriyip gidiyor Köyceğiz Gölü'nün derinlikleriyle, Akdeniz'in hışımlı dalgaları içinde...

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır