kapat
20.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

Fatoş'lara ziyan olmasın


ABD'de The Star Group'un düzenlediği "Dünyanın En Önde Gelen Kadın Girişimcileri" ödülünü alan Fatoş Oyuncakları'nın sahibi Fatoş İnhan'a göre çocukların 'geleceğimiz' olduğunu kavrama zamanı geldi
"Dünyanın En Önde Gelen Kadın Girişimcileri" ödülünü aldınız. Bu ödüle Türkiye'den ikinci kez bir kadın aday gösterildi. Sizi kim aday gösterdi?

Beni, Almanya'dan, Madelet Grabbe adlı bir girişimci hanım aday göstermiş. Kendisiyle yıllar önce, Sayın İmren Aykut'un Türkiye'deki girişimci kadınları bir araya getirerek bir vakıf kurmaya dönük çalışmaları sırasında tanışmıştım.

Neden siz? Fatoş uluslararası bir marka değil, evrensel bir imajı yok, yanılıyor muyum?

Hayır, ama zaten oyuncakta dünya çapında "marka" örnekleri sayılıdır. Bir dönem "Lady" adı altında benzer bir bebek üretimimiz oldu. "Lady"yi yurtdışına da ihraç ettik.

Size ödül veren The Star Group'nun kriterleri nedir?

Kriterlerden birincisi kadın ve girisimci olmak. Diğerleri ise; kendi işini kurmuş ve geliştirmiş, üretimi çeşitlendirmiş olmak, yaptığı ciro, çalıştırdığı insan sayısı; kendi sektöründe sivrilmiş ve gelişmesine katkıda bulunan etkin çalışmalar yapmış olmak; sivil toplum kuruluşlarında faal olmak...

Bu ödülü almak için herhangi bir harcama yaptınız mı?

Hayır, hayır. Üstelik, 3.500-4.000 dolarlık bir mücevher ödülü verildi.

Neden Türkiye'den başka kadınlar yok ya da elemeye giremiyorlar?

Türkiye'de aileden gelen bir işi yöneten değil de, bizzat kendisi girişim yapan kadın sayısı hâlâ çok az. 30 yıldır tanınan bir marka. Şubat 2001'deki pazar araştırmasında, "Fatoş"un tanınırlığı, Türkiye'deki 20 yaş üstü çocuk sahibi kadınlar arasında yüzde 85 olarak saptandı. Tanıyanlar arasındaki sevgi, sempati düzeyi ise yüzde 65'lerde.

Türkiye çocuk nüfus bakımından çok büyük bir pazar oysa...

25 yaş üstü ergin nüfusun eğitim ortalaması üç ila dört yıl. Oysa çocuğa oyuncak almak, bir eğitim ve kültür meselesi. AB ülkelerinde yıllık oyuncak harcaması, çocuk başına 250 ila 500 dolar iken, Türkiye'de aynı rakkam 8 ila 10 dolar arasında. Milli Gelir içindeki paya baktığımızda ise 2000 itibariyle AB ülkelerinde yüzde 2,5 iken, ülkemizde binde 2,5-3 düzeyinde.

Peki, doğrudan AB'ye yönelemez miydiniz?

Hem de nasıl yönelebilirdim, ama bu mümkün olamadı. Ülkemiz sanayi sektörünün durumu ortada. Ayakta kalmış olmak bile büyük başarıydı, bırakın kapasite arttırıp, ihracat yapmayı. Sürekli istikrarsızlık yaşanan bir ortamda, maliyetlerinizi daha kontrol edemezken, ihracat yapmak, dünya pazarlarıyla rekabet etmek mümkün mü?

Kaçak oyuncak sektörü mahvetti

Ekonomik kriz sizi nasıl etkiledi?

Sanayi üretimim tamamen durdu. 1994'ten başlayarak çok zorlandık, sonunda durdu. Lisans anlaşmasıyla "Fatoş" adını kullanan ve danışmanlık yapmakta olduğum kuruluş, üretimi yurtdışında, genellikle de Uzakdoğu'da yaptırıyor ne yazık ki. Bunu söylemekten bile hicap duyuyorum. Tedricen, beş yıl içinde 350 işçiyi çıkarmak zorunda kaldım. Ülkeye kaçak olarak giren oyuncaklar nedeniyle. Kazandığımızı sermayemize ekleyerek, yatırım yaptık. Zaten "gerçek" sanayici böyle biridir. Makineye, teknolojiye bayılır. Ben de öyleyim.

Sektör olarak lobi oluşturamadınız mı?

1996'da, Oyuncak Üreticileri Derneği'ni kurdum ama kendi adıma konuşacak olursam, düzgün ve dürüst olmanın bütün dezavantajlarını yaşadık. Türkiye'nin denetimsiz ortamında. Ben memur bir ailenin çocuğuyum. Üretimin kutsal olduğuna inançla büyütüldüm. Devlet'e saygıyla büyütüldüm.

Oysa "Fatoş", AB standartlarına uygun üretim yaptığını belirten "CE" markasıyla üretim yapan tek kuruluştur Türkiye'de, üstelik bu konular Türkiye'nin gündeminde bile değilken!

Bugün durum ne?

Hâlâ, ne faturasız satışlardan dolayısıyla ne de haksız rekabetten korunabilmiş değildir sektör. 1970'li yılların başında, hatta 1980'lerde, çok ciddi üreticiler yeşermekteydi. Budandı. Bütün sermayem, rahmetli eşimin ısrarıyla, adımı verdiğim "Fatoş" markası ve tabii üretim know-how'ım, tasarımlarım, yaratımlarım!

O halde, dünya çapında bir ödül almanız son derece buruk bir sevinç!

Evet öyle, hatta traji-komik bir durum bu! Ödül olarak sunulan bu inci mücevher, aslında benim için bir gözyaşı damlası.

Çocuklara yatırım yapalım

Geleceğinizle ilgili ne düşünüyorsunuz?

En büyük sermayem "Fatoş" u, eğitimin yetersiz olduğu Türkiye'de çocuk için yatırım yapmak isteyen herkesin kullanımına sunmak istiyorum! İsterim ki, bu marka altında okullar olsun, yayınlar olsun... Bu rüyayı ben gerçekleştiremedim, başkaları gerçekleştirsin. "Fatoş" a ziyan olmasın!

Yaşamını sizin gibi çocukların mutluluğuna adamış bir iş kadınını bu kadar hüzünlü görmek beni çok etkiledi.

Çocuklarına "hor" ve özensiz davranan, çocuklarımızın ülkenin geleceği olduğu gerçeğini kavramayan bir ortamdayız. Bu anlayış değişsin. "Fatoş" u, uygun lisans anlaşmalarıyla, emirlerine sunuyorum. Daha ne diyebilir ki?

Nuriye Akman

nuriyeakman@hotmail.com

 
2001 yılı Türkiye 1. Futbol Liginin şampiyonu kim olacak?

Fenerbahçe
Galatasaray
Gaziantepspor
Beşiktaş

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır