kapat
20.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

Devlet bitti, yaşasın e-devlet!


Komplo teorisyenlerine müjde: Hakikaten gözetleniyoruz! Yazılım mucidi Erkorkmaz'a göre 'Bilgi çağının devletleri yazılım şirketleri, hattâ bir çocuk olacak, dilediği gibi yönetecek.' Radyocu Tecimen ise iyi niyetli: 'Türkiye bu trene bir yerden binebilir, iddialı olabilir'
Telekom'un özelleştirilmesi telekulak yüzünden çok tartışıldı. Sizce böyle bir durum milli güvenlik için tehlikeli mi? Yoksa her halükârda dinleniyor muyuz?

Cem Tecimen: Ses ve görüntü çıkışlı bilginin izlendiği gerçek. 1974 Kıbrıs savaşında askerlerin izlenip izlenmediği haber olmuştu. Gözetleme ve dinleme her zaman mümkün. Yani Telekom özelleşse de özelleşmese de dinleneceğiz. Ama bu sadece Türkiye için değil, tüm dünya için geçerli. Uydularla her an her yerde gözleniyoruz.

Ali Murat Erkorkmaz: Teknoloji hiçbir zaman bizi birbirimize bu kadar bağlamamıştı. Artık insanlar gerek bilgisayarlarla gerekse telefonlarla birbirine bağlı. Ortada milyonlarca kablo, anten var ve bunlar bir noktada buluşuyorlar. Teknoloji üreten kişi ve kurumlar da bu noktalardaki kapılara hükmediyor. Bu bilgiler ise ya kendi istekleri doğrultusunda ya da para karşılığı kullanılıyor. Ama bu, henüz tam başlamadı. Şu an çok küçük boyutta. Köprüden, otobanlardan geçerken 'bip'liyor ve banka hesabımızdan 1 milyon 250 bin lira düşüyor. Bu yarın her alanda olacak; mesela mağazaya girecek, ayakkabıyı alacak ve sadece 'bip'leyeceğiz.

Visa kartın reklamındaki gibi...
A.M.E.: Evet. Ama insanların rahatına olan bu durum aynı zamanda korkunç tehlikeli. Tüm bunlar bizim nerede, ne zaman, ne yaptığımızı milimetrik kaydetmek anlamına geliyor. Örneğin bilgisayarlarda başkasının girmesini engellemek için uyduruk bir şifre vardır. Ama ne malum arkada 50 tane daha şifrenin olmadığı? Bu şifreleri yazılım programcıları yapıyor.

Siz de bir yazılım programcısısınız, şifre koyuyur musunuz?

A.M.E.: Evet, ama ben tam tersini yapıyorum ve programları şifre konulamayacak hale getiriyorum. Böylece bilgisayarın tahribatını engelliyorum. Çünkü insanların gözetlenemeyen bir özel hayata ihtiyacı var, ama teknoloji ile bu elimizden gidiyor. Her saniyemiz gidecek, konuştuğumuz her şey depolanacak ve bu başladı.

Yani daralan mahremiyetimizi tamamen mi yitireceğiz?

C.T.: Teknoloji üreten şirketler kârı hedefleyecek. Bunun da en önemli koşullarından biri müşteri memnuniyeti olacak. Bunun için şirketler sizin hakkınızda topladığı bilgileri kullanacak. Mesela bir web sitesine girdiğinizde ilk önce spora sonra futbola tıkladığınızı varsayalım. Şirket bunu kaydedecek ve siz o siteye tıkladığınızda karşınıza spor sayfası açılacak. Bu bilgileri internette her gün kendi rızamızla veriyoruz zaten; doğum yerimiz, hobilerimiz vs. Tabii bu kötüye de kullanılabilir; örneğin seks sitesine girdiniz ve ileride ünlü biri oldunuz. Bu durumda bu bilgiler birden aleyhinize de kullanılabilecek. Burada devreye etik kavramı giriyor. Yapılacak şey, etiğe önem veren şirketleri seçmek.

GATES BÖYLE ZENGİN OLDU
A.M.E.: Ticaret var olduğundan beri etik etkili olamadı. Tam tersine insandan uzaklaştıkça etikten de uzaklaşılır. Bill Gates servetine sadece yazdığı yazılım sayesinde ulaşmadı. O servetini hepimize ait bilgilere sahip olduğu ve kullanabildiği için oluşturdu. 20-25 yıldır insanlar üzerinde bu yolla çok ciddi oyunlar oynanıyor. Rusya ordusundaki herhangi bir hareketi ABD'nin bilmemesi imkansız, çünkü herkes aynı yazılımı kullanıyor. 1995'te NASA'nın kitapçığında uydudan çekilen bir fotoğraf vardı: Rusya'da bir adam kamyonun yanında gazete okuyordu ve onlar bu gazeteyi okuyabiliyorlardı. O günden bugüne teknoloji inanılmaz ilerledi, artık boyutunu hayal edin! Fırınımızdan tutun da arabamıza kadar her şeyde bir çip var ve bu çip nedir bilen yok!

C.T.: Korkunun ecele faydası yok. İletişim çağındayız ve buna iyi yanından bakmak gerek. Türkiye her şeyi kaçırdı ama bu trene bir yerden binebilir. Pozisyonunu ayarlarsa kaybettiği çok şeyi kazanabilir. Hindistan buna iyi bir örnek.

Ancak şöyle bir çelişki yok mu; geleceğin devletleri burada ülkelerden ziyade yazılım şirketleri olmayacak mı? Bu durumda Türkiye için şans aramak doğru mu?

A.M.E.: Devletler kalmayacak! Bilgi çağının devletleri, yazılım şirketleri, hattâ bir çocuk olacak. Öyle bir yazılım geliştirecek ki, hepimizi ayağa kaldıracak ve dilediği gibi yönetecek. Bill Gates buna en iyi örnek. Yazılım programını üniversite öğrencisiyken yapmıştı. Hisseleri 10 milyar dolara satılıyor. Bugün Kemal Derviş o parayı bulmak için kapı kapı dolaşıyor. Bu çocuğa devlet denmez de ne denir?

C.T.: Ülke faktörünü atlamamak gerek. ABD şu an tüm dünyayı elinde tutuyor. Ama hâlâ bu alanda boşluk var, e-devlet'le ilgili hızlı adım atanlar burada kendine yer bulabilecek. Türkiye bu düzenlemeleri yapmalı, çünkü tüm güvenlik, üretim bu alana kayıyor.

A.M.E.: E-devlet ve bugünkü devletlerin geleceği konusunda Avrupa'da bir konferans vermiştim. Orada ortak olarak şu karara varılmıştı: Sınırlar ve insanları birbirine düşman eden tüm değerler kalkacak. Çünkü internette uyruğun önemi yok. "Global TV Kanalları" diye bir program yaptım. Buna göre her çocuk bu CD'yi bilgisayarına taktığında antensiz yayın izleyebilecek. İşte sınırlar bitti! Bunun tek anlamı var; yazılımcıların devletleri kuruluyor. Evet, ABD bugün önde, ama örneğin Afganistan bu ülkeye kafayı takıp bir virüs geliştirirse ABD'yi çökertebilir. Sadece bilgisayarlarını değil, tüm ülkeyi.

Matriks?

A.M.E.: Evet. Biz bilgisayar ve telefonları sadece mail ve chat'ten ibaret sanıyoruz ama bunların arkasında, kablo bağlantıları ile müthiş bir dünya kuruluyor. Artık her yerdeyiz ve herkes ulaşılabilir. Bilgisayarımızı kapatsak, internete bağlanmasak da bu olur; bize ulaşılması için bir kablonun olması yeterli. Üstelik bugün bizim kullandığımız bilgisayarlar NASA'nın 18 sene önce kullandıklarına eşdeğer. Neil Armstrong'un aya gittiği rokette iki bilgisayar vardı ve bunlar roketin tüm uzay hareketlerini kontrol ediyordu. Şu an kullanılan bilgisayarlar kimbilir nasıl? Mahremiyet çağı bitti!

Peki tüm bu gözetlenmelerin, bilgilerimizin depolanmasının sosyal boyutu ne olacak? Örneğin karizması olmayan ama çok zeki bir adam kadınları kendine aşık mı edecek?

A.M.E.: Daha da ötesi. Kaş yapayım derken göz çıkaracağız. Bilgiye erken ulaşan, her şeyi denetleyebilecek. Mesela fareden fareye bilgi nakli yapıldı. Bu bir insanın 10 üniversite bitirmiş, 20 kişinin hayat tecrübesine sahip doğabileceği anlamına geliyor. Çok tehlikeli bir iş; ama biz aslında şanslıyız, çünkü nüfusumuz çok genç. Bu avantajı kullanabilmemiz için ilkokullara bilgisayar yazılım programı dersleri konmalı. Bunu yaparsak bol gol atarız.

Gerçek dahimiz Ali M. Erkorkmaz
Ali Murat Erkorkmaz, 1993'ten beri yapay zeka programları üretiyor. Erkorkmaz'ın 2000'in üzerinde yazılımı var ve dünya devlerine konferanslar veriyor. 10 Ekim 2000'de Londra'da "20. yüzyılın en iyi ilk 10 animatörü" arasında gösterildi. Avrupa'da Star Wars, Matrix, ET filmlerinin yapımcıları ile birlikte seminerler veriyor. Ayrıca Warner Bros ve UIP'ye 'yapay zeka ile gerçek zamanda canlandırma' konusunda konferanslar verdi. Uzay bilimleri ile de yakından ilgilenen Erkorkmaz lisede bir roket yaparak İstanbul'un fotoğraflarını çekmiş. NASA'ya tasarladığı uzay ayakkabıları uzayda kullanılmış! Erkorkmaz ayrıca reklamcı, mimar, ressam, gazeteci, karikatürist ve yelkenci. Ama en önemlisi, çocuklar için çalışan biri. En son yapmış olduğu programla, artık her çocuk bilgisayarından çocuk yayını izleyebilecek. Tüm bu yeteneklerine rağmen Erkorkmaz, ister inanın ister inanmayın, lisede başarısız bir öğrenciymiş. Durumu "Dersler bana çok sıkıcı geliyordu" diye açıklıyor...

MAHREMİYET ÇAĞININ SONU MU GELDİ?
Telekom'un özelleştirilmesi ve milletvekili Cavit Kavak'ın telefonlarının dinlenmesi ile telekulak tartışması tekrar gündeme geldi. İlerleyen teknoloji ve bilgisayarların hayatımızın her alanına girmesi ile George Orwell'in 'Büyük Birader'inin gözünü her an üzerimizde hissediyoruz. Özel hayat kavramı yenileniyor... Konuyu iki uzmanla; bilişim ve teknoloji alanında programları ile haziranda yayına başlayacak olan Radyo 92.5'in (Bilginin Sesi) yayın yönetmeni Cem Tecimen ve dünya çapında bilgisayar programcısı ve animatör Ali Murat Erkorkmaz ile konuştuk.

BUKET AŞÇI buket_asci@hotmail.com

 
2001 yılı Türkiye 1. Futbol Liginin şampiyonu kim olacak?

Fenerbahçe
Galatasaray
Gaziantepspor
Beşiktaş

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır