kapat
25.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
OKAY GÖNENSİN(ogonensin@sabah.com.tr )

Cesur anayasa

Anayasalar, sadece bugün işleyen düzenin temel mantığını belirlemez, bir de "ideal" gösterir. Bu "ideal", toplumun gelişme hattıdır, hedefidir.

1924 Anayasası, yeni bir "devlet kuran" anayasaydı. 1961 Anayasası "hür ve demokratik bir toplum" hedefini getiriyordu. 12 Mart 1971'e gelindiğinde, bütün toplumsal çalkantıların, siyasi gerilimlerin sorumluluğu Anayasa'ya yüklendi. 1971 "ara rejimi" yaşanan olumsuzlukları, Anayasa'nın getirdiği hak ve özgürlüklerin fazlalığına bağladı, böylece işin içinden çıktığını sandı.

12 Eylül askeri yönetimi ise, Türkiye Cumhuriyeti'nin en "korkak" anayasasını hazırlattı. Anayasa'nın kendisi de, oylanması da sadece "korku"ya dayandı. Anayasa'nın bütünü "vatandaşından korkan devlet"in kendisini koruması üzerine kuruldu. Kendi icraatlarının sonuçlarından korkan askeri yönetim, anayasaya şahıslarını ömür boyu koruyacak" madde bile koydurdu.

Korkuların anayasası
Bu anayasa, "ruhuna uygun" biçimde en anti-demokratik usulle halkoyuna sunuldu. "Hayır" kampanyası yapmak, eleştirmek yasaktı. Bu anayasayla birlikte Milli Güvenlik Konseyi birçok "koruma" yasası çıkardı, bunların bir bölümüne "demokrat sivil" yönetimler ve Meclis'ler de el sürmedi.

1982 Anayasası'nda, yıllar içinde çeşitli değişiklikler, düzeltmeler yapıldı, ancak "esası"na dokunulmadan. 1991 seçimleri öncesinde temel konulardan biri anayasa değişikliğiydi. Üç büyük parti de, demokratik ve çağdaş bir anayasa gereği üzerinde durdular. ANAP, DYP ve SHP, seçim öncesinde birer taslak çalışması yaptılar. Seçimi Demirel'in DYP'si ile İnönü'nün SHP'si kazandı, koalisyon hükümeti kuruldu, ama anayasa unutuldu. Üç parti de defalarca iktidar oldu, ama kapsamlı bir anayasa değişikliği çabası içine girmedi.

Meclis'te partiler arası komisyon, Anayasa'nın 51 maddesinde değişiklik yapan bir taslak hazırladı. Bu metinde birçok önemli ve "ileri" değişiklik yer almaktadır. Ancak bugünkü anayasanın önemli bir "sorunu" fazla uzun olması, birçok düzenlemenin gereksiz biçimde ayrıntılı yapılmasıdır. Bunun nedeni 12 Eylül askeri yönetiminin "korkuları"dır.

Cesareti hatırlatmak
Bugün Türkiye'nin "gerçek" bir ihtiyacı vardır, o da "cesur" bir anayasadır. Vatandaşından korkmayan, bütün hak ve özgürlüklerin en ileri biçimiyle güvence altına alındığı, hukukun üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının sağlanacağı demokratik bir toplumun tanımlandığı "cesur" bir anayasa, artık Türkiye'nin hakkıdır.

Meclis komisyonundan bir metin çıkmıştır, ama daha başından bütün partiler hemen her maddeye çekince koymuştur. Meclis'te ve partilerde hâlâ bazı "korkular", en çok da "demokrasi korkusu" ağır basmaktadır. Türkiye'nin hakkı olan demokratik, çağdaş ve cesur bir anayasa hazırlamanın "onuru"nu, "korkan" insanların farketmesi güç olabilir.

Üniversiteler, sivil toplum örgütleri cesur anayasa için harekete geçebilirler, geçmelidirler. Meclis'teki partilere ve milletvekillerine her gün anlatılmalıdır ki, Türkiye'ye çağdaş bir anayasa kazandıracak cesarete sahip olmak zorundadırlar.

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır