kapat
25.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
RUHAT MENGİ(rmengi@sabah.com.tr )

CASA pilotu eşinden mektup

Uzmanların "Teknolojisi uygun değil, bu uçaklar alınırsa ilerde olacak felâketlerden sorumlu sizsiniz" demelerine ve aksi yönde rapor vermelerine rağmen, belki de sırf "fiyatı uygun" görülerek alınan CASA'lar, bize neye maloldu gördük.

Hazine talan edilir, yolsuzluklarla çökertilirken öte yanda az tamah çok ziyan getirdi, 38 genç askerimiz gitti..

Kazalara ve yine verilen "uygun değildir" raporuna rağmen Deniz Kuvvetleri'nin yeni CASA'lar almaya karar vermesi de gerçekten ilginç bir gelişme.. Nedir bu, hükümetlerin milletle inatlaşması gibi bir inat mı?

Geçen Pazartesi günü yazdığım "CASA'lar ve Yasalar" başlıklı yazımda 'o uçaklarda ölenlerin seçme şansı yoktu. Güvenli olmadığını bilseler de binmek zorundaydılar' demiştim. Aynı gün bir CASA pilotu eşinden gelen e-mail'de bakın ne diyor:

"Eşim o CASA uçaklarından birinin pilotu. Her sabah evden uğurladığınız eşinizin arkasından acaba dönecek mi diye meraklanmak ne kadar zor birşey; bunu ancak biz pilot eşleri biliriz.

Normalde kadınlar yağmur yağdığında ya da hava kötü olduğu zaman işe giden eşlerinin arkasından endişelenirler mi? Biz pilot eşleri için, özellikle havanın kötü olduğu zamanlarda uçuşa giden eşlerimizin sağ salim dönmesini beklemek nasıl zor anlatamam.

Bu duruma bir de güvensiz olduğunu bildiğiniz uçaklarla uçmalarını ekleyince yaşadığımız stres ve endişeyi anlatmak mümkün değil."

"Uçuşlar durduruldu" mu?
"Bu uçakların yetersiz ve güvensiz olduğunu yetkililerin anlaması için daha kaç uçağın düşmesi, daha kaç canın gitmesi, daha kaç aileye ateş düşmesi gerekiyor?

Eşimin bu uçakta yaklaşık 2000 saat uçuş deneyimi var, ben ondan duyduğum kadarıyla CASA'ların çok güvensiz olduğunu biliyorum. Özellikle kötü hava şartlarında...

Bu insanlar kolay yetişmiyor. Ben eşimi 14 yıldır tanıyorum. Askeri lisede, Hava Harp Okulu'nda aldığı eğitimi, uçuş okulunda pilot olmak için nasıl çalıştığını, ne zorluklar çektiğini biliyorum. 'Uçuşlar durduruldu' deniyor ama o uçaklar hala uçuyor ve yere sağ salim insin diye kaç kişi dua edip bekliyor.

Onlar vatan uğruna şehit olmayı kabul ederek bu işi seçtiler ama böyle pisi pisine veya ucuza değil (...)

İş işten geçtikten sonra isterse tüm dünya cenazesine gelsin, neye yarar?

Tek ricam basın bu işin peşini bırakmasın. Eminim bu uçak ihalelerinin altında çok şey var. Hiç değilse problemler anlaşılmadan ve çözülmeden uçuşlar başlamasın.."

Gördüğünüz gibi, biz üzülüyoruz ama hem üzülüp, hem de korkuyu yaşayanların sıkıntısı çok daha büyük. Ve "aşağıdakiler"in sıkıntısı da yine "yukarıdakiler"i fazla ilgilendirmiyor gibi görünüyor. Bu sadece bir örnek, kimbilir daha kaç pilot ve asker eşi var, gözyaşları içinde, korku içinde bekleşen?

Arka arkaya olan üç kazanın nedeni tam olarak anlaşılmadan, güvenliğine emin olunmadan CASA'ların kullanımı kesinlikle yasaklanmalıdır.

Asker anaları çocuklarını orduya başkalarının yanlış kararlarına göz göre göre kurban olsunlar diye yollamıyor. Bu millet de tam "terör bitti" diye sevinirken gencecik askerlerini bu kez de CASA kazalarıyla yitirmek istemiyor. O kadar heveslilerse almaya, karar verenler uçsunlar veya çocuklarını uçursunlar da görelim.

CASA alımıyla ilgili ihalelerin soruşturmasında "zaman aşımı" konusu ise başlıbaşına bir komedi. 38 cana malolan bir hatanın araştırılmasında zaman aşımı söz konusu olamaz.

Sorumlular mutlaka bulunmalıdır!

Medeni Kanun bir türlü çıkamıyor
Kadınların şanssızlığı, yeni yasanın komisyonda görüşülmesi yine öyle karışık bir döneme denk geldi ki ne olup bittiğini kimse duyamıyor.

Bunun bir nedeni de zaten duyulmaması için komisyonun izleyici yasağı koymuş olması.

Siyasi partilerin nasıl 'gerici' ve "kadının eşit haklara sahip olmasını, güçlenmesini önleyici" tepkilerle yasaya karşı çıktığını izlemek de imkânsız.

Tam bir demokratik (!) çalışma anlayacağınız.

İki FP'li, iki de MHP'li üye karşı çıktı diye tasarı bir türlü sonuçlanamıyor.

Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü, Medeni Kanun değişikliklerinin asıl reform niteliği taşıyan maddesi olan Mal rejimi konusundaki tartışmalarda tereddütlerin giderilmesi için A.Ü. Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Adalet Bakanlığı Medeni Kanun Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıçoğlu tarafından hazırlanan bilgi notunu göndermiş.

Genel Müdürlüğün www.kssgm.gov.tr İnternet adresinde isteyen herkesin okuyabileceği çalışmada Prof. Kılıçoğlu "Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi"ne yönelik eleştirileri ve bunların yanıtlarını veriyor.

Edinilmiş mallara Katılma Rejimi'nin ne anlama geldiğini, özellikle FP ve MHP'li üyelerin israrla kabul edilmesini istediği "Paylaşmalı mal ayrılığı" rejiminin diğer ülkelerde bir uygulaması bulunmadığını ve bu rejimin eleştirilerini herkesin anlayacağı şekilde yapıyor.

Kadın-erkek herkesi, her aileyi yakından ilgilendiren, yasanın çağdaşlaştırılması amacıyla yapılan bir değişiklikte, dünyada örneği bulunmayan bir sistemin, yine gizli baskılarla getirilmek istenmesi, bir haksızlığı değiştirip yerine başka bir haksızlık getirmekten başka bir şey değildir.

Ve bu yeni haksızlığın giderilmesi de yine en az 50 yıl alacaktır.

Kadın kuruluşlarının ve tüm kadınların buna şiddetle karşı çıkması, Prof. Kılıçoğlu'nun de hazırladığı çalışmayı TV'de halka açıklaması şarttır.

Şeffaflık lâfta kalmamalı!

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır