kapat
25.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )

Bahçe bar diye ağlar, ayva nar diye ağlar..

Meteorolojik düzen, yazlık mekan sahiplerini takip ediyor.. Q Jazz Bar'ın açılışında soğuk yapan hava, ertesi gün inadına açtı.. Şimdi Laila ile Chinawhite'ın açılışları var.. Bakalım

kar mı yağdıracak o gece dolu mu?

Oturup, rahmetli Burhan Felek'in annesinin meteorolojik yorumuna uyan bir yazı yazmıştık..

Seneyi; Ruz-i Hızır ve Ruz-i Kasım diye ikiye bölmüştük..

Erbain'i, Zemheri'yi, Hamsin'i sıralayıp, cemreleri günü gününe düşürdükten sonra "Kocakarı Fırtınası" diye bilinen Berd-el Acuz'dan çıkmıştık..

İstanbul'un havaları bizi foslattı..

Veresiye akıllarla havanın gidişatını anlattık; "Gömleğin emanet, giydiğin fes elin.. Aslına uymazsa tasvirin n'ola?" hallerine düştük..

***
Bu ozon tabakasını kim deldiyse iyi etmedi.. Benim duyduğum Siverekliler deldi, şeklinde ama hesabını soracak değilim.. Ben sonuçlara bakarım..

İstanbul'da mevsim nereden nereye kadar kaymış, onun hesabını tutmaya çalışırım..

Yaptığım kaba hesaba göre İstanbul Mayıs ayında Mart sonunu yaşıyor.. Haziran'ı bitirdiğimizde ise hala Mayıs'ta olacağız..

Bu hesapla sonbahar da taaa Aralık ayına kadar uzuyor.. Varın gerisini siz hesaplayın..

Ne açılıştı ama?
Cemrelerin düşmesi alışkanlıktan.. Sırasıyla havaya, suya, toprağa düşüyor derler.. Bana kalırsa daha toprağın cemresi düşmedi..

Tabii ben bu akılları yazmasına yazıyorum da bazılarına anlatamıyorum.. Temsil Çırağan'daki Q Jazz Bar'ı işleten Mehmet Ali'ye..

Tuttu, iki gün evvel yazlık Çırağan'ın açılışını yaptı.. Yakın silah arkadaşımız olduğundan biz de davetliyiz.. Birlikte Comedy Clup diye bir de hazırlığımız var..

Havadaki rüzgarın şiddetine bakıp gitmemek olmaz.. Yine de mütebbir adamım.. Akşama doğru bir gözüm cep telefonunda, diğeri kara bulutlarda, Mehmet Ali'ye telefon açtım..

- "Açılışı yapıyor musun?" diyecek oldum.. Kızdı.. "Yaptım bile.." dedi.. "Beşyüz kişi var burada.. Hem dolu yağsa vazgeçmem.."

İyi! Vazgeçme!

Sanki büyük taarruzu planlamış da onun kararlılığında.. Düşmanı Çırağan'ın bahçesinden denize döktü döktü, dökemezse esarete giriyoruz..

***
El mecbur olduğu için gittik.. Gerçekten de Mehmet Ali'nin sevenleri hava şartlarına aldırmayıp, davete gelmişler.. Ortalık ana baba günü lakin hava durulası değil..

Ben diyeyim caz müziği yapılan yazlık bir mekan, siz deyin Şerafettin Yaylası.. Rüzgar denizden esiyor, pantolon paçasından girip yukarı tırmandıktan sonra, kuyruk sokumu üzerinden belinize çıkıyor..

Modacıların gözü çıkmasın..

Bu kadın milletine verdikleri akıl ipe dizilecek gibi değil.. "Trend budur.." diyen göbeği açıkta bırakan bir büstiyer giyip, altına tayt gibi pantolonu çekmesi ile oraya koşmuş..

- "Çalı dibinde yuvamız, böyle götürür havamız.." fikrindeki moda bağımlıları ile doğanın hesaplaşmasını seyretmek keyifli olmasına oluyor da onları vuran rüzgar bizi de vuruyor..

Mehmet Ali'nin eşi Esen, kadın milletinin hallerini bildiğinden tedbirini almış.. Mekanın ortalık yerlerine büyük variller yerleştirmiş.. İçinde koca koca odunlar yanıyor..

Garsonlar önceden hazırlanmış, panço tarzı battaniyeleri hanım davetlilere dağıtıyorlar.. Pançosunu sırtlayan ateşin başına üşüştü.. Ortalık battaniyeye bürünüp, ateş başında toplanan kadın davetliler sayesinde "Kızılderili mülteci kampına" döndü..

Erzurum dağları..
Mehmet Ali taaa New Yorklar'dan Brain Pharr adlı bir zenci oğlan getirmiş.. Blues tarzı söylüyor.. Bir ay kadar burada.. Onun da sesi dondu..

Garibim zenci, açılış gecesidir diye gayrete gelmiş; New Orleans dolaylarından derlenmiş bir türkü söylüyor.. Ama rüzgarı beline beline yiyen davetlilere türküsü;

- "Erzurum dağları kar ile boran.." uzunhavası gibi geliyor..

Yine de helal olsun davetlilere.. Öylece direndiler sürpriz havaya.. Belli ki kriz yüzünden sokağa çıkmaya çıkmaya böyle ortamları özlemişler, muhabbet de iki koldan birden sarınca kimse vazgeçmedi..

O kadar ünlü davetli vardı, ben iki kişiden gözümü ayırmadım.. Gözümü diktiklerimden biri erkekti.. Gerçi kesimi babayiğit kesimiydi fakat içinde Köroğlu'nun Ayvaz'ı gibi karşı cinsin ruhunu taşıyordu..

Soğuktan etkilenmeyen iki kişiden biri oydu.. Davetlilerin arasında dolanıp durdu, kimi gördüyse elini sallaya sallaya üzerine yürüdü..

***
Salladığı, tokalaşmada kullandığı sağ eli.. Ne var ki oryantal yapıyormuş gibi salınarak geldiğinden sağ kolunu zaptedip tokalaşmak mümkün değil.. Ancak şöyle olabilir..

Biri arkasına geçip iki eliyle kucaklayacak, kolunu kaçıramaz hale getirdiklerinde karşısındaki de elini tutup sıkacak..

Soğuktan etkilenmeyen bir başka davetli de hanımdı.. Barda tek başına oturup, etrafı seyrediyordu.. Önünde ise bir kitap vardı..

Elinde kitapla barda oturan birini gördün mü durup bir dakika düşüneceksin.. Rastgele biri değildir..

En azından entellik kursu görüyordur.. Teorik eğitimini okuduğu kitaplardan alır.. Bar faslı ise işin pratiği sayılır..

Nedense barda yalnız oturan bu hanımın yanına pek kimse uğramadı.. Galiba yanındaki kitap ürküttü milleti..

Bizim ahali oldum olası kitaptan korkar.. Hanımefendinin tezgaha koyduğu kitap ise korkulmayacak gibi değil.. Bizim Banu görmüş kapağını, kitabın adını oradan biliyorum:

- "Cinsellik Öğretisi.."

Sanki dersini çalışıp, gece tatbikatına çıkmış..

Erkek milletinin aylık kadın dergileri yüzünden zaten fikri şaşmış.. Dergilerin birinde "G noktasının yerini biliyor musunuz?" türünden bir makale çıktı mı korkudan iki gece sokağa çıkmıyorlar..

Yanında "Cinsellik Öğretisi" diye bir kitap taşıyan kadının yanına oturup, cıgarasına çakmak tutmak için mangal gibi yürek gerek..

Nitekim çıkmadı da.. Yazıklar olsun kalıbımıza..

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır