kapat
13.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

İnterneti de mi Türkleştiriyoruz?


Serdar Kuzuloğlu'nun derdi; "Türkiye'nin internetinin Türkiye'ye benzememesi" çünkü "birçok kişi burada nefes aldı." Şimdi bunun katı kurallarla Türkleştirilmesini istemiyor.
Yılmaz Yazıcıoğlu ise "Hakları istismar edilenler ne olacak" diyor, ayrıca "ifade özgürlüğü başka bir şey, Atatürk'e hakaret etmek ayrı..."

İnternet üzerinde yapılanlar internet ortamına göre mi, yoksa var olan hukuk kurallarına göre mi değerlendirilmeli?

Yılmaz Yazıcıoğlu: Şayet suç, klasik suçların kapsamında ise yani hakaret, sövme, pornografi, bayrağa hakaret gibiyse var olan kanunlar uygulanır. Burada iş, bir kitap veya yazılı basın yayını yerine internet aracılığı ile yapılmış demektir. Ama bilişim ya da bilgisiyar suçları olarak tanımlanan suçlar daha farklı. Mesela bir bilgisayardaki veriye girmek gibi. Bir forum ortamında yapılan bir hakaret söz konusu ise, bu klasik suçlara girer. Burada da tartışma bu yazıyı yazan kişi ile birlikte internet hizmet sağlayıcısının suçunun olup olmadığıdır.

Yani tıpkı 'yasadışı' görülen bir kitabın yazarı ile yayıncısının birlikte yargılanması gibi mi?

YY: Anayasamızda bu konuda bir boşluk var ve Basın Kanunu da bu durumu karşılamıyor. Ama bu durum, işlenen suçta internet hizmet sağlayıcısının suçu yok anlamına gelmez. Ceza Kanunu'muza göre suça katılanlar da suçludur. Şayet internet hizmet sağlayıcısı forum bölümünde yazılanların suç olduğunu öğrendikleri halde bunu kaldırmamışlarsa suç işlemiştir. Almanlar bu konuda bir düzenlemeye gitti ve internet hizmet sağlayıcılarının hangi hallerde işlenen suçlardan sorumlu olacaklarını düzenlendiler.

Serdar Kuzuloğlu: Kanun koyucuların internetin anlamını bilmemesinden şikayetçiyim. İnternet 100 yıllık bir ütopyanın sonucudur ve gazete, radyo, televizyon gibi bir yayın aracı değildir. İnternet akademik bir bilgi ağıdır. Bu noktada buna Ceza Hukuku'yla müdahale edilmesini doğru bulmuyorum. Bu bilgiye sınırlama getirir. Forum sayfasına yazılan yazıdan ötürü hizmet sağlayıcıda çalışan birinin ceza alması ürkütücü bir şey. Mesela, internette forum bölümü olan tek gazetenin o bölümünden sorumlu kişiyim ve alınan bu kararı üzerimde hissediyorum. Burada da sormak gerek, iyi de suç ne? Çünkü internet uluslararası bir alan. Türkiye için suç olan bir şey, İspanya için olmayabilir. Adamın biri bu yazıyı İspanya'daki bir erişim ağı üzerinden yaparsa ne olur? Aslında bu konuda alınacak tavır belli ve uluslararası şirketler bunu ırkçılığa ve çocuk pornografisine izin vermeyen bir anlayışla bir protokole çevirdi. Daha fazlası ne kadar doğru? Burada evrensel düşünmek gerek. Çünkü internet aynı zamanda bir sokak duvarıdır, dileyen dilediğini yazar. Ama bu duvar anayasa ile belirlenmeye kalkışıldığı an, internet kendi anlamını kaybeder. Zaten bu forumlarda da ne bir tarikat kuruluyor, ne de örgüt.

Bu tür evrensel kriterler internet ortamını düzenlemek için yeterli olur mu?

YY: Serbestliğin sınırı olmalı. Alabildiğine özgürlük olursa, biri de bir gazetenin sitesine girer ve manşetteki fotoğrafa bıyık yapar. Bu, tıpkı birinin Taksim meydanında sizin aleyhinize yalan yanlış propaganda yapması gibi suç olmalı.

SK: İnternet tüm dünyada bir özgürlük alanı olarak görüldü. Muhalefet de kendi varlığını bu alanda gösterebildi. Çünkü sistemin içinde farklı sesler kendine yer bulamıyor ama internet buna bir olanak. Zaten bugün internet o kadar hızlı değişen bir alan ki, her an yeni bir olay ve yeni bir suç oluşabiliyor. FBI bunu 'hukuk interneti iki sene geriden takip ediyor' diye özetler.

YY: İnternetin yeni faydalar doğurduğunu tartışmaya bile gerek yok. Ama her yeni fayda yeni sapmaları yanında getirir. FBI'ın tespitine katılıyorum. Ama olaylar oldukça hukuk düzenlenir. Hırsızlık gerçekleşmeli ki kanun koyucu da hırsızlığı tanımlayabilsin. Düne kadar, hacker'lara sempatiyle bakılıyordu, ne zaman ki insanların canı yanmaya başladı iş anlaşıldı. Espirili de olsa can yakabiliyor. Örneğin, Papa'nın meşhur el sallayışı internette burun karıştırır gibi yapılmıştı. Popülaritesini yüzde 40 düşürdü. Papa bundan şikayetçi.

SK: Tabii, durum Papa'nın muhafazakarlığı içinde çok farklı! Ama ABD'de Monica Lewinski olayı patladığında Bill Clinton'la ilgili internette sayısız film, çizgi film, oyun yapıldı. Kimse de çıkıp "Başkana bunu nasıl yaparsın!" demedi. Bu, biraz da devletlerin kendi vatandaşlarına tanıdıkları özgürlükle ilgili. Suudi Arabistan ve İran'da seks sitelerine giriş yasak. Onlar da Kuveyt üzerinden bir internet hesabı ile bu sitelere girebiliyorlar.

* Yani demokrasimiz kadar mı internette özgür olacağız? O zaman siber dünya değil de siber uzantı diyelim buna...

YY: Yayın, eleştirme, ifade özgürlüğü denilen kavramlar o ülkenin demokrasi anlayışı ile sınırlıdır. Bu ne kadar üst düzeyde ise özgürlükler de o kadar geniş olur. Mesela Amerika 95'te internet servis sağlayıcıları için bir yasa çıkarmıştı. Buna göre açık ve yakın tehlike arz eden bölücü yayınlar engellenecekti. Ama Yüksek Mahkeme ifade özgürlüğü daha önemlidir diyerek bu yasayı iptal etti. Tabii bu arada ifade özgürlüğü başka bir şey; Atatürk'e hakaret etmek ayrı...

SK: Benim derdim, Türkiye'nin internetinin Türkiye'ye benzememesi. Birçok kişi burada nefes aldı ve alıyordu. Şimdi bunun katı kurallarla Türkleştirilmesini istemiyorum. Zaten bu hukuki düzünlenmenin temelinde de birilerinin dedikleri umursanıyor. Tüm mesele zurnanın zırt dediği e-ticarette kopuyor. Çünkü sayısız kurum ve kuruluş internet üzerinden milyonlarca dolar kazanıyor ve paralarının güvencede olmasını istiyorlar. Yoksa birileri şunu yazmış birileri yazmamış kimsenin umurunda değil! Türkiye bu tür yasaklarla uğraşacağına 'bu alanı nasıl kullanırım'ı düşünmeli. Zaten treni kaçırdık. Köşedeki bakkal bir malı 12 dolara satarken ABD'deki şirket 10 dolara kapımıza teslim edecek. Ama biz bunlarla uğraşmak yerine forum takibindeyiz.

BAŞKANIN GIKI ÇIKMADI
YY: Bu söylediğinize katılıyorum ama diğer düzenlemeleri yabana atmamak gerek. Örneğin bir öğrenci sinir olduğu öğretmeni için internette "Seksüel tercihleri, ev adresi ve telefonu şudur" diye yazdı. Bunu ne yapacağız? Bunun bir özgürlük olmadığı kesin. O kişi de evini ve numaralarını değiştirmek zorunda kaldı.

SK: Katılıyorum. Benzer bir örnek de ben vereyim: Abdullah Güçlü diye biri var ve bu adamla kimse baş edemedi. Adam, içinde Türkiye ve dünyadan 350 bin e-mailin olduğu bir CD satıyor. Yani benim her şeyimi... Kullanıcılarının 3/4'ü bu adamdan şikayetçi ama hiçbir şey yapılamıyor. Gönderdiğim e-maile verdiği cevap inanılmaz umursamaz ve aşağılayıcıydı çünkü adam başına bir şey gelmeyeceğini biliyor. Kanunlarımız bu konuda çok geride.

YY: Hayır, Ceza Kanunumuz'a göre yapmış olduğunun 2 ilâ 6 yıl hapis ve para cezası var.

BUKET AŞÇI buket_asci@hotmail.com

 
2001 yılı Türkiye 1. Futbol Liginin şampiyonu kim olacak?

Fenerbahçe
Galatasaray
Gaziantepspor
Beşiktaş

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır