Kampanya aslında uluslararası bir kampanya.
Globalleşme aleyhtarları, 20-23 Temmuz tarihleri arasında İtalya'nın Cenova kentinde toplanacak olan G-8 Zirvesi'ni protesto etmek için şimdiden kolları sıvamışlar.
Anlaşılan bu defa Türkiye'dekiler de işi sıkı tutmak ve "küresel direnişin bir parçası olmak" niyetindeler ki; okullarda, iş yerlerinde, sendikalarda ve ulaşabildikleri her yerde "G-8 inisiyatifleri" oluşturmak için çağrı yapıyorlar.
Protestocuların ana temasını yoksul ülkelerin zengin ülkelere olan borçlarının iptali oluşturuyor. Sloganları da yazının başında da yazdığım gibi, batakçılığa övgü niteliğinde. "Borç öldürüyor - Tüm borçlar iptal edilsin!"
Dünya Bankası, IMF ve Dünya Ticaret Örgütü gibi küresel sermaye kuruluşlarının politikalarına karşı 1999'da Seattle'da başlayan protesto hareketlerinin Cenova'yı da hayli hareketlendireceği şimdiden anlaşılıyor. Kampanyayı düzenleyenler, "ses getirecek" ünlüleri de aralarına almayı ihmal etmemişler. Duyuruda belirtildiğine göre, daha şimdiden Spice Girls'den Naomi Campbell'e; Michael Jackson'dan Anthony Hopkins'e ve Whitney Houston'a kadar çok sayıda medyatik isim yürütülen borç iptali kampanyasına desteklerini esirgememişler.
Zengin ülkelerin zengin starlarının, zenginlerin o malum ezikliği içinde böyle sembolik protestolara katılışlarını anlamak zor değil. Ayrıca bazı ülke yönetimlerinin, G-8 ülkelerinden borçlarını ertelemeleri ya da kısmen silmeleri için talepte bulunmaları, onların da zaman zaman bu talepleri yerine getirmesi de anlaşılabilir birşey... Bu zaten olup duruyor... Bazen ekonomik bazen de insani nedenlerle...
Kabul edilmez olan, "küresel" solcularımızın bunu bir hak olarak görmesi ve kabadayı bir üslupla dayatması...
Aslında bu hukuk tanımaz anlayış aynı çizgiyi, sadece uluslararası planda değil, yurt içinde de savunuyor. Seattle'da, Cenova'da yoksul ülkelerin borcu silinsin diye slogan atanlar, kendi yurtlarında da yine "yoksulların borçlarını sildirme"ye çalışıyorlar. İşler biraz sarpa sardı mı hemen iç borç konsolidasyonu yapılsın diye tutturanlar, faiz gelirini meşru görmeyen ve sürekli "rantiye düşmanlığı" yapanlar, iki günde bir "Çiftçinin Ziraat Bankası'na borçları silinsin" "gecekondulara tapu verilsin" deyip duranlar da onlar...
"Haksızlık" diye diye hak kavramını yozlaştırıyor, yoksullara destek diye diye yoksulu daha da yoksullaştırıyorlar. Ondan sonra da, sanki adamlar zorla borç vermiş gibi, "Borç öldürüyor" gibi absürd sloganlarla borç vereni suçluyorlar.
Borca sadakat bir onur sorunudur.
Borçlu ama onurlu olmak ya da borçsuz ve onursuz olmak? Sanırım mesele bu.