kapat
13.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

Şimdi domuzluk zamanı


Birilerini rahatsız eden, araştıran, soruşturan, kirli tezgâhları ortaya koyan bir yayın organı mıdır gazete?
Bu soruyu genç, ama deneyimli gazeteci Hayrullah Mahmud, Alfa Yayınları arasında çıkan "Şimdi Domuzluk Zamanı" başlıklı kitabında "evet" olarak yanıtlıyor. Çünkü Amerikalıların yaptığı bir benzetmeyle gazeteler, ortada hiçbir şey bırakmadan tüm pislikleri yiyen birer "domuz"dur. İşte bu ilkeden yola çıkan Mahmud, kendisi misali genç arkadaşlarına da rehber niteliğinde "basın"ın topografyasını çıkardıktan sonra, meslek hayatına özel bir renk katan röportajlarına yer veriyor.

Orhan Pamuk'tan Kenan Evren'e, Koçbank Genel Müdürü Engin Akçakoca'dan Susurluk olayının kamyon şoförü Hasan Gökçe'ye uzanan yelpazesiyle yalnız sormakla kalmayıp irdeleyen, irdelerken düşündüren bir yazılar toplamı...

ESİR ÇOCUKLAR CEHENNEMİ
Hayrullah Mahmud'un Hasan Gökçe röportajını okurken, yazının üzerine birden Mehmet Altan'ın Birey Yayıncılık tarafından yayımlanan "Esir Çocuklar Cehennemi" kitabının gölgesi düştü. Altan da soruyor: Susurluk kimlerin eseri? Ve tabii başka sorular: Soygun sistemine karşı çıkmadan dürüst olunabilir mi? Demokrasi olmayınca, laiklik yaşanabilir mi? 28 Şubat rejimi nasıl ortaya çıktı? Yabancılaşarak sorun çözülür mü? Altan, Sabah gazetesindeki köşesinde de arıyor bu soruların yanıtlarını ama, "günlük" ve "gündelik" hayatın içinde önemi ne kadar kavranabiliyor ki? Oysa Altan'ın önemi klasik gazete "köşe yazısı" dışında "analiz"i ön planda tutan bir "yazı" kalıbına dökmekte oluşu düşüncelerini... Yazılarının bir kitapta bir arada toplanmasının da önemi işte buradan kaynaklanmakta: Sorgulaması ve çözümleyici bir rota izlemesi...

ANITKABİR RACON ZAMBAK
Bir "gazeteci kitabı" da Faruk Bildirici'nin "günlük yaşamdan aldığı kesitler üzerine araştırmalar" olarak nitelediği Doğan Yayıncılık ürünü "Anıtkabir Racon Zambak".

Bildirici, bir "Anadolu tablosu" oluşturma projesinin parçası olarak planladığı yazılarında mutluluğun resmini yapması istendiğinde yiyecek desenli bir masa çizen mülteci çocuğun hikâyesinden Amerikan askerlerinin Türkiye'deki anılarına, birçok renkli olayı aktarıyor.

Bir başka deyişle Cumhuriyet'in Anıtkabir ve nikâh defterlerine yansıyan yüzünün; raconu kesik mafyanın, tatbikat furyası ile plaket sevdasının; izleri artık hayatımızdan silinen bez mendiller, video kasetler ve kumzambaklarının hikâyesi...

İşte, tanığı olmanız niyetine üç gazetecinin tanıklığının belgesi üç kitap...

HAFTANIN KİTABI

Kalp hırsızı
FBI ajanı Nick Buchanan, üç yıl aradan sonra ilk kez tatile çıkacaktır. Bu sırada eski arkadaşı rahip Tom Madden'den işlenmiş değil de, işleneceği önceden haber verilmiş bir cinayet nedeniyle yardım çağrısı alır. Çünkü katil adayı, rahibin kardeşi Tom'a daha cinayeti işlemeden önce günah çıkarmıştır.

Julie Garwood'un katilin de kurbanın da daha ilk sayfada belli olduğu gerilim romanı "Kalp Hırsızı", "Bilge Kültür Sanat Yayınları" arasında çıktı. Evet, psikopat katil kendisine oldukça güvenmektedir. Polis tarafından asla yakalanamayacağını düşünmektedir. Fakat "Kalp Hırsızı" bu "psikopat katil" çevresinde dönen gerilim dışında, Laurant'ın hakkı olan aile mirasını ele geçirmek içen verdiği uğraş, Nick'in uçak korkusu, Peder Tom'un kanserle amansız savaşı gibi konularla da örülü...

Ve bu tür romanların vazgeçilmez öğesi olarak da elbette "aşk" ile...

Bir "bestseller" romanda bulmayı umduğunuz ne varsa hepsi "Kalp Hırsızı"nda...

Daha ne olsun!

Refik Durbaş

rdurbas@mynet.com.tr

 
2001 yılı Türkiye 1. Futbol Liginin şampiyonu kim olacak?

Fenerbahçe
Galatasaray
Gaziantepspor
Beşiktaş

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır