kapat
13.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

Sibel şair ruhumu bilemedi


Kerem Alışık, 'Sibel'den ayrıldıktan sonra kendimi şiire verdim' dediği şiirlerini bir kitapta topladı: Kerem Misali
Şiir okumalarına şahit olduğumuz Kerem Alışık, nihayet kendi şiir kitabını çıkardı: "Kerem Misali." Şiirler tam da kitabın adı gibi buram buram platonik aşk kokuyor.

Ama o temkinli... Şairlere ve şair dayısı Attila İlhan'a hürmetinden "Şair değilim" diyor. Aslında hürmet etmek kişiliğinin en büyük özelliği. Bir nevi Mükremin Çıtır gibi. Onun gibi bitirim onun gibi anneye babaya saygılı. Mahallenin kızına göz kulak olan, sevdiği kadın için gözyaşı dökebilen biri. Anlayacağınız, nesli tükenen erkeklerden. Kerem Alışık'ın kadınlar tarafından paylaşılamamasını da bu yüzden anlayışla karşılamak gerek!

Kitabınız çıktı, "Artık ben bir şairim" diyor musunuz?

Türkiye'de çok değerli şairler varken bunu demem komik olur. Ben sadece duygularını kaleme alan bir adamım. Yazdıklarıma da şiir diyorum, o kadar. Yalnızlığı seven ve içe dönük biriyim ve kağıt kalem de en iyi dostum. Ama hiçbir zaman kendimi şair olarak görmeyeceğim.

Dayınız Türk şiirinin en önemli isimlerinden Attila İlhan. Aileniz de sanatçı bir aile. Kitabınız için önayak oldular mı?

Muhakkak... Hele şair dayı varken... Dayımla çocukluğumda İzmir'de beraber çok vakit geçirdik. Bana şiiri sevdirdi, okumamı teşvik etti. Babamın da katkısı büyük, o da şair ruhluydu. Ben de hem her ikisinin katkılarıyla hem de yatkınlığımdan kendimi şiir yazan bir adam olarak buluverdim. Tabii yalnız ve mahsun oluşum da bunda etkili.

Neden yalnız ve mahsunsunuz? Oysa biz sizi gayet aktif görüyoruz...

Bunlar benim karakterimin bir parçası. Yani soyut bir yalnızlık...

Şiirlerinizde de hep yalnızlık ve hüzün var. Dayınız Attila İlhan'ın "Ne kadınlar sevdim zaten yoktular" dizesi sizin için de geçerli mi?

Evet, dayım "Hepsi bir hayaldiler" der. Yaşadığım tüm ilişkilerime saygı duyuyorum. Zaten çok fazla da ilişkim olmadı. En fazla 3- 4 tane. Bu da 37 yaşında biri için çok doğal. Zaten karım Sibel'i ayrı bir yerde tutarım. Çünkü o, oğlum Sadri'nin annesi aynı zamanda.

Siz "Az ilişkim oldu" diyorsunuz ama magazin basınında Nazan Şoray, Aydan Şener, Sibel Turnagöl, Ebru Gündeş, sonra yine Aydan Şener, Ebru Cündübeyoğlu, Ecem Ay ve Çağla Şıkel'le birlikte olduğunuz söyleniyor...

Yaşadığım ilişkileri herkes bilir. Diğerleri yok.

Şiirlerinizin sonlarına notlar koymuşsunuz...

Dayımdan kalan bir alışkanlık. Onun kitaplarının arkasında "Meraklısı için notlar" bölümü vardır ya, ben onları kısalttım.

Bu notlar şiirleri bir çeşit mektup yapmış... Okuyan "Bu bana yazılmış desin" istemişsiniz sanki...

Valla kim kendini bulursa, o kadar hoşuma gider. Şiirlerimi Adana'daki Ayşe için de İstanbul'daki Zehra ya da Ali için de yazdım. Birçok şair şiirini birine ithaf eder. Ben etmedim. Sadece neden ve niçin yazdığımı söyledim. Sibel'e yazdığım şiiri herkes bildiğinden gizlememin bir anlamı yoktu ve bu yüzden not düştüm.

Şiirlerde hiç şifre, gizli bir mesaj falan yok mu? Söyleyin de birileri boşu boşuna aramasın?

Hiçbir şifre yok. İçimden gelenleri yazdım. Adam bavuluyla gümrükten geçecekmiş. Görevliler "aç" demiş, o da "İçinde sadece tavuk yemi var" demiş. Sonunda açtığında görmüşler ki, bavul mücevherlerle dolu. Görevliler hani bir şey yoktu demiş, o da cevap vermiş: "Valla ben önlerine koyarım, yerler yemezler! Onlar bilir." Ben yazdım üstüne alan alır, almayan almaz!

KADER AĞLARI
Sibel Turnagöl'le ayrıldığınızda yazdığınız şiiri ona ekranda okumuştunuz. Kavuşma şiiri dinleyecek miyiz?

Mutluluk ve neşe için şiir yazamıyorum. Kader Sibel'le beni uzağa düşürdü. Kimse bu yuvanın dağılmasını istemezdi. Ama oldu. Aynı kader bizi yakına da düşürebilir. Ne olacağını zaman gösterecek.

Yani gökte iki yıldız yan yana gelince mi kader sizi bir araya getirecek. İşaret mi bekliyorsunuz?

Bu sorulara en iyi cevap zamandır. Şu an güzel bir dostluğumuz var. Aile ruhumuz da ölmedi. Şiiri okuduğumda çok etkilendi ve birden o günlere geri döndük. Sonra da basın birleşmemizi arzular oldu. Çünkü Türk toplumu yuvanın bir arada olmasını ister.

Şair ruhu özgür bir kişiliği gerektirir. Bu ise aile yapısında sorun yaratır. Sibel Hanım'la bu tür sorunlar yaşadınız mı?

Acı çekerken şiir yazarım, şiiri acılarım doğurur. Bu yüzden de evin içinde karımlaysam yazma duygusu gelmez. Zaten ne zaman ayrıldık, o zaman şiir yazmaya başladım. Önceden de yazıyordum ama daha çok. Bu yüzden o, benim şair tarafımı sadece birkaç şiirle ya da güzel sözcükle görmüştür. Yoğunluğumu bilemedi.

Babanızın izinden mi gidiyorsunuz?

Küçükken eve geç geldiğimde onu şiir yazarken bulurdum. "Eyvah! Uyku gitti!" derdim. Çünkü bana şiir okurdu. Şurası şöyle olmuş diye eleştirdiğimi hatırlarım. O şiirleri onun anısına kasete okudum. Tiyatroda da perdeyi onun selamıyla bitiriyorum.

BUKET AŞÇI
Oğlan dayıya çeker tabii...

Şiirlerinizden anlaşılana göre aşk efkârlanmak için bir bahane sanki.

Efkârı hep sevmişimdir. Zaten en büyük aşk da kavuşulamayan aşktır. İnsan böyle zamanlarda farklı düşünür, hayallere dalar ve yazar. Fazla da dostum yok. Ben de duygularımı kalem ve kağıtla paylaşıyorum.

Aşkı sizin için bu kadar kutsal kılan ne?

Aşk insanı ayakta tutar ama ayağını da yerden keser. Kişinin illa sevdiği ile birlikte olması gerekmez. Bu duyguya uzaktan da ulaşılabilir.

Bu bakış açısı genetik galiba. Attila İlhan'ın şiirlerinde de bu düşünce var...

Ee! Oğlan dayıya çeker! O da İkizler burcu. Sonra o da benim gibi utangaçtır. İçinde devamlı bir şeyler kıpırdar, sürekli yürür. Ben de öyleyim. İkimiz de yalnızlığı çok severiz.

 
2001 yılı Türkiye 1. Futbol Liginin şampiyonu kim olacak?

Fenerbahçe
Galatasaray
Gaziantepspor
Beşiktaş

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır