kapat
13.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
ŞÜKRÜ KIZILOT(skizilot@sabah.com.tr )

SSK kesintileri büyük haksızlık

Son 1,5 yıl içinde, ücretlileri ilgilendiren bir artış oldu. Doğrudan ücret gelirleriyle bağlantılı olan bu artış, bilin bakalım ne? Devlet memurlarının maaşı deseniz, mümkün değil. Memurlarla ilgili artış, sorduğumuz yüzde 476'nın onda bir bile değil. O halde işçilerle ilgili, diyeceksiniz. Yaklaştınız... Peki ne? diye sorarsak yine yanıtlayamayacaksınız. Açıklayalım da öğrenin.

* 8 Eylül 1999'da 182 milyon 100 bin lira olan SSK primine esas kazancın aylık tavanı,

* 1 Nisan 2001'den itibaren 1 milyar 50 milyon liraya yükseltildi.

Başka bir anlatımla, yaklaşık 1.5 yılda yüzde 476 artırılmış oldu.

Konu biraz teknik olduğu için, bir kısmınızın kafası karışmış olabilir ve 1.5 yıl önce 182 milyon lira olan ücretin, 1 Nisan 2001'den itibaren 1 milyar 50 milyon liraya yükseltilmiş olduğunu düşünebilir. Hayır efendim, öyle bir şey yok. Konu işverenlerle ve yüksek ücret alanlarla ilgili.

Bunlar, SSK primi işçi ve işveren hissesini, 8 Eylül 1999'da, 182 milyon 100 bin lira üzerinden ödüyorlardı. Aradan geçen 1.5 yıl içinde bu sınır artırıldı... Ve 1 Nisan 2001'den itibaren 1 milyar 50 milyon liraya yükseltildi yani 1.5 yılda yüzde 476 oranında artırıldı.

Oysa, aynı dönemdeki asgari ücret artışı yüzde 49.5 TÜFE artışı ise yüzde 91.5.

Bu gelişme bize Nasrettin Hoca'nın fıkrasını anımsattı. Hoca'ya sormuşlar;

- Yazı mı seversin yoksa kışı mı?

- Yaz çok sıcak, kış ise çok soğuk. Mecbur muyum ikisinden birini sevmeye? Bu ikisinin ortası yok mu, niye ilkbaharı ya da sonbaharı sormuyorsun?

Fıkrada olduğu gibi bu ikisinin ortası yok muydu?

Bu arada birşey daha sormak istiyoruz. Tavan ücret üzerinden, işçi ve işveren hissesi olarak (işsizlik sigortası primi dahil) ayda 425 milyon yılda da 5 milyar lira ödeniyor. Yılda 5 milyara karşılık, bu sigortalı SSK'dan ne gibi hizmet alıyor biliyor musunuz? Hastaneye gittiğinde bir yıl sonraya ameliyat günü, emekli olursa ayda yaklaşık 200 milyon lira aylık. Oysa bu paranın yarısını özel sağlık ve özel emeklilik sigortasına ödese, en lüks hastaneye gider ve 2-3 misli emekli aylığı alır. Ne dersiniz doğru değil mi?

İki hafta önce, 15 Nisan 2001'den itibaren, gelir vergisinden istisna aylık çocuk yardımının 912 bin liradan 935 bin liraya yükseltildiğini yazmıştık. 15 Mayıs 2001 itibariyle, aylık çocuk yardımı yine yükseltildi. Yeni yardımın tutarı, ayda 1 milyon 30 bin lira oldu.

1 milyon 402 bin lira olan doğum yardımı ise 1 milyon 545 bin liraya yükseltildi. Ancak, bir süre önce taksi tarifeleri yükseltildiği için, bu para doğum yapacak kadını doğumevine götürmeye yine yetmeyecek. Lojman yardımına yine zam yapılmadı ve aylık 200 bin lirada kaldı.

Nasıl iyi mi?

İki kardeşin rekabeti...
İkinci Dünya Savaşı'nın hemen ertesinde, Almanya'nın şirin bir kasabası olan Herzogenerauch'ta, Adolph ve Rudolph Dassler adlı iki kardeş, ayakkabı imal edip satmak için bir atölye açarlar.

Ancak bir süre sonra Adolph, Rudolph'a artık birlikte çalışmak istemediğini, kendisine ayrı imalathane açacağını söyler. Rudolph şaşkındır. Ufacık kasabada, iki kardeş ayrı imalathanelerde rekabet edeceklerdir.

Kardeşine bunun mantıklı olmayacağını, bu ufak kasabada zaten insanların sayılı ayakkabı satın aldıklarını, ikisinin birden iflas edeceğini söylese de Adolph bu uyarıyı dikkate almaz ve kendine yeni bir ayakkabı imalathanesi açar. Gerçekten de aralarında kıyasıya bir rekabet başlar. Rekabetleri doğdukları iki kasaba sınırlarını dahi aşar. İki kardeş ayrıldıktan sonra birbirlerine kırılırlar ve bir daha görüşmezler. Adolph 1978 yılında öldüğünde tam 29 yıldır dargınlardır. Bugün iki firmanın genel merkezi de bu ufak kasabada Herzogenerauch'tadır. Adolph Dassler'in ayakkabı şirketinin adı ADIDAS, Rudolph'unki ise PUMA'dır.

Zafer kazanmak mümkün mü?
Bugün "Anneler Günü", annelerimizin önünde saygı ile eğiliyor ve ellerinden öpüyoruz. Aşağıdaki fıkraları da, "Anneler Günü" için özel olarak seçtik...

KADINLARA KARŞI ZAFER
Bir Fransız, Paris Bulvarı'ndaki kitabevine girdi. Tezgahtara sordu;

- Sizde kadınlara karşı zafer kazanan erkek, isimli kitap var mı?

Tezgahtar, eliyle az ötedeki rafı işaret ederek;

- Var efendim, karşıda masal kitapları bölümünde bulabilirsiniz...

Rakibini kötüleyerek yükselen bir kişi görülmemiştir.

Montaigne

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır