kapat
13.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
AHMET TAN(tana@sabah.com.tr )

Manşet, Başbakan!

Hiçbir şeyden çekmediler "hırsız politikacılardan" çektikleri kadar. Sonunda en iyi çareyi buldular:

- Ülkenin en zengin adamını başbakan yapalım, kurtulalım!

Pekiyi, ya o da çalarsa? Ülke ikiye bölündü:

Çalmayacak! Çalacak olsa, sahnenin en ortasına, herkesin gözünün önüne kendisini atar mı? Kenarda durur bu işi adamlarına gördürürdü.

Bugün İtalya'da seçim var.

Aslında seçim değil, referandum.

Çalar mı, çalmaz mı referandumu?

"Çalmaz" diyenler, 12 milyar dolarlık servetiyle yıllardır İtalya'nın en zengin adamı Silvio Berlusconi'ye oy verecekler. "Çalar" diyenler ise, oylarını Paul Newman görünüşlü Roma Belediye Başkanı Francesco Rutelli'ye atacaklar. Berlusconi yedi yıl önce de başbakandı. Yedi ay görev yapmıştı. O günden bu yana servetini büyüttüğü gibi, kendi kurduğu Forza Italia'yı iktidara hazırlıyor. Nasıl mı?

Ulusal ölçekte yayın yapan üç TV kanalı, gazete ve dergileriyle. Ülkenin en büyük yayıneviyle, reklam şirketi ve finans kuruluşlarıyla...

Berlusconi'nin en büyük silahı elindeki TV kanalları. Başbakanlığı solun "Zeytin Ağacı" ittifakına kaptırdıktan sonra sabah akşam ülke ve toplum kötüye gidiyor duygusu yaratacak ve bu duyguyu kemikleştirecek biçimde yayın yapmayı sürdürdü.

Sahibi olduğu bu üç kanal ile gazete ve dergileri, bir ırza geçme hadisesini, en olağan bir sokak soygunu, en basit bir yaralama olayını büyüterek, sistematik bir biçimde birinci haber olarak verdiler. TV haberlerinin yüzde 60-70'lik süresi toplumdaki kötülüklerin , olumsuzlukların arşiv görüntüleriyle beslenerek yansıtılmasına ayrıldı.

Böylece toplumun her kesiminde, hatta piyasalarda, yabancı çevrelerde bile ülkede işlerin genelde kötüye gittiği, toplumun dokusunun bozulduğu duygusunun yayılmasını ve yerleşmesini sağladı.

Bu sistematik ve kurnaz yayın siyaseti nedeniyle, bugün bu toplumsal güvensizlik, halkın çoğunluğu için bir gerçeğe dönüştü.

Oysa İtalya Avrupa'nın en büyük dört ekonomisinden birine sahip. G-8'ler arasında saygın ve etkili bir yeri var. Sanayiden bankacılığa, Avrupa Birliği içinde rekabeti en güçlü ülkeler arasında. Ama özellikle orta sınıf, "yarın endişesi" içinde.

***
Forza Italia'nın lideri Berlusconi aslında iyi bir reklamcı. Bunu övünerek söylüyor. Zaten belki de birinci özelliği, her zaman sırlarını açıkta bırakacak kadar kendinden emin ve mağrur olması.

Tevazuun zerresine tenezzül etmeyecek kadar burnu Kafdağı'nda yaşıyor ve konuşuyor.

Siyasal başarısının "sırrı"nı soran Avrupalı gazetecilere şöyle diyor:

- Reklamcılık. Mesajını seç. Önce kulağa, hatta akla uygun gelmese de TV'de, gazetelerde kitaplarda dergilerde tekrarla, tekrarla. Bir süre sonra mesaj kendini benimsetecektir. İşte mesajım: Temiz ülkeye, temiz başbakan! Kim ülkenin temiz olmasını istemez?

Sürekli bronz rengi yüzünün ortasındaki demirbaş gülüşüyle Berlusconi, dünyaya meydan okuyan bir yaşam sürüyor. Sürekli büyüyen serveti, yatları, türlü çeşit villaları, oturduğu 70 odalı köşkü, ikinci eşinin güzelliği ve illâ ki demeçleri:

- Dünya siyaset sahnelerinde benimle yarışacak bir tek lider yoktur!

Gerçekten de yoktur.

Seçim kampanyası sırasında kendi yaşamını konu alan kitabından tam 12 milyon adet bastırıp dağıttı. Maliyetin 20 milyon dolar olduğu açıklandı.

AGİT Parlamentosu Başkan Yardımcısı, İtalyan Senatör Tana de Zulueta, son AGİT toplantısında tüm üyeleri şöyle uyardı:

- Faşizm İtalya'ya bu kez postmodern biçimde geliyor! İtalyan Senatör, Berlusconi'nin seçim harcamaları için de "Avrupa tarihinde oynanmamış en büyük siyasal promosyon kumarı" dedi.

***
Bir medya patronunun dünyanın en büyük 8 ülkesinden birisine başbakan olması dünya medyaları için bir bayram olabilir mi? Bunun için bir iki yıl beklemek gerekecek. Berlusconi sözünü tutar da vergileri indirir, işsizliği önler, emeklileri ferahlatır ve kentlerde asayişi sağlarsa, Dünya Medya Bayramı'nın tarihi şimdiden belli:

13 Mayıs.

Elbette ki başbakan çıkartmak, manşet çıkartmaktan çok daha müthiş bir şey!

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır