Oklahoma Bombacısı Timothy McVeigh'in idamı ertelendi. 1995'te Oklahoma kentinde Federal bir binayı havaya uçurarak 168 kişinin ölümüne neden olan McVeigh'in 16 Mayıs'ta zehirli iğneyle öldürülmesi planlanmıştı. Ancak, Federal Soruşturma Bürosu FBI'ın "depoda unuttuğu" bazı belgeleri mahkemeye vermediğinin ortaya çıkması işleri karıştırdı. Adalet Bakanı John Ashcroft, infazın 11 Haziran'a kadar ertelendiğini açıkladı. Bu gelişmeler Amerikan halkında şaşkınlık ve üzüntü yarattı. Fakat asıl üzüntüyü, eylemin "gizli kurbanı" olarak nitelenen, Oklamoha Bombacısı'nın babası Bill McVeigh yaşadı.
Dünyaca ünlü New York Times gazetesi, basından kaçan 61 yaşındaki Bill McVeigh'i New York eyaletinin Lock Port kentinde bularak konuştu. Baba McVeigh idamın ertelenmesini şu sözlerle değerlendirdi: Oğlum da ben de kendimizi idama hazırlamıştık. Şimdi son 1 aydır çektiklerimiz baştan başlayacak. 30 gün daha cehennem hayatı yaşayacağız. Keşke her şey 16 Mayıs'ta bitseydi. Çünkü 30 gün daha dayanacak gücüm kalmadı...
Timothy McVeigh'in avukatları da idam gününü bekleyen McVeigh'in erteleme haberiyle birlikte bunalıma girdiğini belirtiyorlar. Kendisini ölüme hazırlayan McVeigh'in aynı şeyleri yeniden yaşamaktan korktuğu söyleniyor.
Oklahoma Bombacısı, kendisiyle daha önce yapılan söyleşilerde pişman olmadığını ve ölenler için üzülmediğini defalarca belirtmişti. Baba-oğulun 10 Nisan'da gerçekleşen son görüşmesinde de McVeigh şunları söylemişti: Baba, bu konuda yalan söylemeyeceğim. İnsanlara üzgün olduğumu söylersem yalan söylemiş olurum...
Oysa Bill McVeigh ölenler için belki de kurbanların yakınlarından daha çok üzülüyor. Gazeteleri, televizyonu her açışında, oğluyla ilgili haberleri her okuyuşunda ölenleri ve yakınlarını hatırlayarak acı duyuyor. Ordudan emekli olan ve her sabah bahçesine Amerikan bayrağı çekecek kadar vatansever olan Bill McVeigh, gerçekleştirdiği eylem yüzünden oğlunu affedemiyor. "168 kişiyi öldüren birini nasıl affedebilirsiniz? Edemezsiniz. Evet o benim oğlum, ama korkunç bir şey yaptı. Onu affedemiyorum" diyor. İdam cezasına karşı olmasına rağmen oğlunun idam edilmesi gerektiğini düşünüyor.
Fakat her baba gibi oğlunun ölüme gitmesini çaresizlik içinde seyretmenin sıkıntısını yaşıyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde 33 yaşına basan oğluna tebrik kartı göndermek bile büyük acı veriyor. "Uygun bir kart bulabilmek için günlerce dolaştım" diyen Bill McVeigh, idam mahkumu bir kişinin babası olmanın zorluğunu şu sözlerle anlatıyor: Birkaç gün sonra ölecek birine nasıl 'mutlu yıllar, doğum günün kutlu olsun' diyebilirim. Üzerinde hiçbir şey yazmayan sade bir kart bulana kadar dolaştım. Gönderdiğim kartın altında sadece, 'Sevgiler, baban' yazabildim...
Ertelemeyle birlikte oğlunu bir kez daha görebilme şansı doğan Bill McVeigh, "Eğer o da isterse olur elbette" diyor. Ama infaza katılmayacağını tekrarlıyor. "O gelmemi istemedi. Ben de onun isteğine saygı duyduğum için gitmiyorum"
Oklahoma'daki patlamada 23 yaşındaki kızı Julie Marie'yi kaybeden Bud Welch adlı kişi de Bill McVeigh'le görüşmesinin ardından aynı şeyleri söylüyor. İdam cezasına karşı bütün ülkeyi dolaşarak konuşmalar yapan Welch, New York'a gelişinde Bill Veigh'i görmek istemiş. McVeigh'in bir arkadaşı olan Liz McDermott aracılığıyla görüşme ayarlanmış. Görüşmeden önce her ikisi de gerginmiş. Ancak karşılaştıkları an iki baba da birbirinin hissettiklerini anlayabilmiş. "Bill McVeigh'in 'Üzgünüm' sözleriyle başlayan görüşmeden yaşlı gözlerle ayrılan Welch, "Ona kızmak mümkün değil. O bizden daha büyük acılar çekiyor. Asıl büyük kurban o" diye düşünmeye başlamış.