kapat
12.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )

Moskova'ya Moskova'ya!

Türkiye'de yıllarca solcu yazarlara böyle bağırıldı: "Moskova'ya, Moskova'ya!"

Köftecilerde, kahvehanelerde, lahmacuncularda komünist avına çıkmış olan istihbarat örgütü mensupları yıllar boyunca, "Moskova'dan ruble alan" yazarları, çizerleri enselemek için uğraştı.

Ne Orhan Kemal kurtulabildi bu takipten, ne Çetin Altan, ne Yaşar Kemal, ne Hasan İzzettin Dinamo, ne Aziz Nesin, ne Kemal Tahir, ne Enver Gökçe, Arif Damar, ne Ahmed Arif.

Bu yazar ve şairleri takip eden pardösülü adamlar anlamadılar ki; Moskova'dan ruble alan insan, o eski püskü giysiler içinde ucuz lokantalarda gezip tozmaz.

Yarım ton kömür parası için ona buna mektup yazıp borç istemez.

Telif haklarının ödenmediği bir barbar yazı ortamında medâr-ı mâişet motorunu döndürebilmek için o kadar çırpınmaz.

***
Bu saçmasapan Moskova paranoyası yüzünden az insanın canı yanmadı bu ülkede.

Yazarlar Birliği'nin davetlisi olarak Moskova'ya giden yazarların, orada kimlerle görüştükleriyle ilgili araştırmalar yapılıp, dosyalar tutuldu.

Evinde radyo dinleyen öğretmeni "Rusya ile telsiz irtibatı kuruyor!" diye sorgularda, hapislerde süründürdüler.

Kırmızı lamba eşliğinde gitar çalıyor diye masum öğrencileri tutukladılar.

Portakalı soyarken orak-çekice benzetiyor gerekçesiyle Adanalı gençlerin hayatını kararttılar.

Kibritlerin üstündeki resimde şifreli Stalin portresi aradılar.

Kısacası; Soğuk Savaş döneminini acımasız tiyatrosunda akıllarına gelen her türlü rezilliği uyguladılar.

***
Sonra devran döndü ve Moskova kenti, Türk politikasında bir başka biçimde yankılanmaya başladı.

Şimdi yine Moskova'da kimin kiminle görüştüğü üzerine tartışmalar yapılıyor ama bu kez aktörler değişik!

Ucuz kıraathane köşelerinde kıtlama çay içip tefrika yazan adamları değil, eski başbakanları, özel uçaklarıyla gidip gelen iş adamlarını araştırıyorlar.

"Moskova'da falanca kişiyle görüşmüşsün!"

"Vallahi billahi görüşmedim."

"Yalan söyleme, işte belgesi. Hem biz senin ne mal olduğunu bilmez miyiz!"

Eskiden yazarların, şairlerin başını ağrıtan bu diyaloglar şimdi kudretli, anlı şanlı Türk büyükleri arasında geçiyor.

Ve konu yine Moskova'dan gelen para!

Miktarı büyük, çapı değişik ama yine akçalı işler!

***
Türkiye'nin değiştiğinin bundan büyük kanıtı olmaz gibi geliyor bana.

Artık kimse yazarlara, çizerlere "Moskova'ya!" diye bağırmıyor.

Çünkü bu ülkenin sanatçıları ömür boyu süren eziyetler pahasına Moskova'ya ya da herhangi bir yabancı başkente satılmadıklarını, bu yurdun gerçek sahipleri olduklarını kanıtladılar.

Şimdi sıra siyasilerde ve zenginlerimizde!

Onlar da Moskova'dan para almadıklarını kanıtlasınlar!

Yoksa halkın, onların da arkasından "Moskova'ya, Moskova'ya!" diye bağıracağı günler yakındır.

Belki de bu kez haklı olarak!

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır