Nereden nereye gelmişiz... Eskiden Salih Bora veya Bilal Tabur şampiyon olacak diye onların peşinden dünyanın dört yanına turlardık.
Şimdi bakıyorum da grekoromende fırtına gibi esiyoruz. Hatta kasırgaya dönüştük. 4 altın çıkartırsak kimse şaşırmasın. Türk'ün gücü önce minderde belli oluyor. Hamza'nın minderdeki duruşu bile "İşte şampiyon" dedirtiyor. Geç ısınıyor ama şampiyon olacak. Bana söz verdi.
Şeref Eroğlu da İsrailli önünde teknik puanla galip gelirken klasını konuşturdu. Bugün Bulgar'ı devirirse kürsünün tepesine çıkar. Ercan Yıldız'ın ne yapacağı belli olmuyor. Aman, dünya şampiyonu olmuş bir güreşçi olarak evimizde bizi üzmesin.
Onları bir kenara bırakın, iki süper genç kazandık. Şeref Tüfenk ve Selçuk Çebi... İkisi de ilk kez ay-yıldızlı mayoyu giymelerine rağmen seyircinin kalbine girdiler. Şeref Tüfenk, Karadeniz inadı ile yenikken bile pes etmiyor. Aferin ona da...
İlk iki gün mindere Türk damgası vurduk. 17 maçın birini kaybederek üstün bir performans sergiledik. Güreşi manşete taşımaktan çekinmeyelim. Biz eskiden hezimeti bile manşet yapıyorduk. O zaman soruyorum: Şimdi değilse, ne zaman?