Kâr etmek başarı değildi!
Üç büyük bankanın üç aylık kârı geçen yılın aynı dönemine göre yarıya indi. İş Bankası Genel Müdürü Özince, "Krizde kârlılığı artırmak, ticari bir başarının değil, sosyal bir sorumluluk eksikliğinin sonucu olabilir" dedi
Bankalar arasında ayrım yapılmasın
İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, bankacılık sistemindeki sorunları çözmeye dönük girişimleri, yeni yasal düzenlemeyi ve kamu bankalarına yönelik görüşlerini SABAH'a açıkladı.
Özince, bankaların kasalarını, bir dönem yanlış kişilere ve yanlış ellere emanet ettiğini belirtti ve şunları söyledi: "Bunlara dikkat edin aman büyütmeyin, dedik, dinletemedik. Bugün, mevduat güvencesi 1.5-2 yıl daha devam eder deniliyor. Bugün hiç olmazsa vatandaşa dönüp, 'Evet güvence var ama merak etmeyin. Biz sistemi yakından izliyoruz. Kimseye taşıyamayacağı yük yüklenmeyecek. Riski büyütmeyeceğiz. Bankacılık itibar ve güven mesleğidir. Bu nedenle isimlerini açıklamıyoruz ama onlar kendilerini biliyor. Mevduatlarına tavan getirdik."
İmtiyaz eleştirisi
Özince, kamu bankalarının hemen kapıtılmasının aceleci bir yaklaşım olacağını kaydeden Özince, " Bunlar rehabilite edilsin. Aksi taktirde kamu bankalarının sistemdeki rolünü gözardı ederseniz, çok sayıda şirket batma noktasına gelir" şeklinde konuştu.
Fon bankalarının alacaklarını, "imtiyazlı alacaklı" sayma niyetini eleştiren Özince, şu hatırlatmayı yaptı:
"Fon bankalarındaki paralar halkın parası da diğer bankalardaki değil mi? Böyle bir ayrıcalık yaratılması eşitlik ilkesine aykırı. O zaman diğer bankalara, ellerini çabuk tutup, en küçük bir sorunu olan, bankası bulunan gruplara karşı harekete geçme mecburiyeti doğacak. Bu da yanlış."
Bankaların, reel sektördeki sorunlar nedeni ile zorunlu iştirakler edindiklerini, ancak iştiraklerle banka arasında bir kol boyu mesafe bulunması gerektiğine ilişkin görüşler bulunduğunu bildiren Özince, şöyle devam etti:
"Ben, hisseleri Londra'da kote olmuş bankayım. Verimli ise taşıyabiliyorsam bırakın ben düşüneyim. Özel bankaların iştirakleri konuşulurken kamunun iştirakleri ne olacak? Bir geçiş süresi ihtiyacı var ve kabul gördü. Ancak, iştiraklerle ilgili hisse bölünmesi de düşünülmeli."
Biz para kazanmayı seçmedik
İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, dün yaptığı açıklamada krizin kârlılıktan fedakarlık edip spekülatif kazançlara tevessül etmeyenler sayesinde aşıldığını söyledi. Özince, "Bu tür bir ortamda kârlılığı artırabilmiş olmak, ticari bir başarının değil, sosyal bir sorumluluk eksikliğinin sonucunda olabilir" dedi. Özince, bankanın sorumluluk duygusuyla yoğrulmuş "ülke ekonomisini ayakta tutma tutan işletmelere kredi verme" misyonunu kârlılıktan fedakarlık etme pahasına, kriz dönemlerinde dahi sürdürdügünü belirtti.
İş Bankası: 51 trilyon
Garanti: 36 trilyon
Yapı Kredi: 33 trilyon
Son iki kriz banka kârlarını büyük ölçüde eritti. Geçen yıl sonunda 1999 yılındaki seviyeyi ancak yakalayan kârlar, Şubat kriziyle birlikte ciddi ölçüde geriledi.
Dün özel sektörün 3 büyük bankası 2001 yılı ilk üç aylık bilançosunu açıkladı. 51 trilyon net kâr eden İş Bankası, geçen yılın aynı döneminde 110.2 trilyon kâr açıklamıştı. Garanti Bankası'nın kârı 70 trilyondan 36.8 trilyona indi. 2000'in ilk üç ayında 61.9 trilyon kâr eden Yapı Kredi ise 33 trilyon kâr etti.
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, bankanın zor zamanlarda da müşterisinin yanında olmaya, destek vermeye devam ettiğini vurguladı. Özen, aktifler içinde yüzde 37 paya sahip kredilerin bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 79 artarak 2.8 katrilyona ulaştığını bildirdi.
Yapı Kredi'den yapılan açıklamada da krizin etkilerine dikkat çekildi. "İlk çeyrekteki faiz artışı kredi müşterilerine kısmi olarak yansıtıldı, dolayısıyla kâr marjları daraldı" denilen açıklamada, bu durumun faiz dışı gelirlerle kompanse edildiği ifade edildi.
Okan MÜDERRİSOĞLU
|