Yani bunu yaptıktan sonra daha gerisini getirmeye lüzum yok!

Neymiş efendim?

Gazeteciler olduğu zaman Meclis kulislerinde rahat şakalaşamıyorlarmış!

Çok şakalaşmak isteyen -ki kötü bir şey değil- arkadaşlar evlerinde biraraya gelir, şakalaşır...

"Gazeteciler Meclis kulislerinden çıksın, rahat şakalaşamıyoruz" deyince insanın aklına geliyor...

Bu millet sizi Yüce Meclis'e, şakalaşın diye mi yolladı!?

Daha iyi bir Türkiye için emek harcasınlar diye!

İnsan şüphe ediyor...

Acaba hiç çalışmayıp sadece şakalaşıyorlar da ondan mı basına yansısın istemiyorlar.

Anlamak mümkün değil...

Meclis çatısı altında ne yaptıkları basın aracılığıyla seçmene yansımadıkça, vekiller seçmenlerinden nasıl oy isteyecekler?

"Bakın ben sizin için şunları yaptım, basına şöyle yansıdı" diyebilecekler mi?

Çok özür diliyorum sevgili okurlar.

İşte şimdi "Faute interdite" yaptım...

Ne olur kusura bakmayın, okumaya devam edin.

Ben vallahi daldım gittim...

Milletvekillerini gerçekten biz seçiyoruz sandım!

Onları liderleri atıyor...

Listelerde sıralamalarını lider yapıyor...

Biz partiye oy veriyoruz!

Onların derdi liderlerinin gözüne girmek, halkın değil.

Aslında şaka gibi!

Şaka gibi bir sistemde, "şakalaşamadıkları için" basını demokratik bir oylamayla yasaklıyorlar!

"Ben halkla aramdaki halkayı koparırım" diyor...

Nedeni "Rahat şakalaşamamak" oluyor...

Adı da "millet" "vekili" oluyor!

IMF'ten bir kredi dilimi daha gelecek...

Onun için diyecekler ki...

Milletvekili adaylarını delegeler seçsin, lider tayin etmesin.

Sonra da diyecekler ki...

Milletvekillerinin basına koyduğu sansür kalksın...

Gerçek demokrasi ancak böyle işler!

Başka türlü de para vermeyiz!!

O zaman ne olacak?

O zaman...

İşin pek şaka götürür yanı kalmayacak!

"Milli irade" diyeceksin...

Adamlar "Güldürmeyin bizi" diyecek!

Onun için...

Bu basın yasağı eğer bir şaka ise...

Riskli bir şaka!

Bari koyanlar kaldırsın!