Türkiye'nin önündeki radikal değişim ihtiyacını hala tam göremeyenler; "ne var işte, idare edip gidiyoruz" diye düşünenler; ya da eskiden kurumlarımızı orasından burasından biraz takviye edersek durumu kurtarabiliriz zannedenler DSP Kongresi'ne iyice baksın.
Sizce bu partinin öyle küçük değişikliklerle, basit reformlarla kurtulacak gibi bir hali var mı?
DSP bu haliyle "Köhneyen Türkiye"nin simgesi gibi.
Adı demokrat ama parti içi demokraside Soğuk Savaş yıllarının komünist partilerinin bile gerisinde kalmış.
Solcu ama, solculuğu 1970'lerin dünyasında kalmış.
Ve o zamandan beri dünyada olup biten hiçbir şeyi anlayamamış. Üstelik de bu parti, oyları binde birlerde kalmış marjinal bir parti değil, iktidar partisi...
Düşünün ki, Soğuk Savaş yıllarının yüreklere korku salan komünist partilerinde bile, muhaliflerin konuşma yapma hakkı toptan yok edilmezdi. Evet, belki kongreden sonra mahkeme önünde düzmece "itiraf"larının hesabını vermek zorunda kalır ya da sürgün yolunu tutarlardı ama yürekleri yetiyorsa, kongrelerdeki o konuşmalarını yaparlardı.
Bizim demokratik ve solcu partimizde, bu kadarı bile yapılamıyor.
Kırk yılda bir genel başkanlık için bir aday çıkıyor ortaya. Üstelik, herkes biliyor ki, bu sembolik bir adaylık. Pişkinsüt çıkıp bir konuşma yapacak, sembolik bir oy alacak ve kongre birlik beraberlik nutukları içinde kapanacak.
Yani, ortada ciddi bir iktidar alternatifi yok.
Ama buna rağmen, delegelerin başkan adayına yaptıklarına bakın: Hem konuşturmuyor, hem oğlunu dövüyor, hem listesindeki isimleri partiden atıyor, hem de arkasından ...hain... diye bağırıyorlar.