Negatif beyinler
Maç bitmiş... Futbolcular soyunma odasının yolunu tutmuş. Stadı dolduran binlerce Trabzonlu kazanmış olmanın haklı sevincini yaşıyor. Buraya kadar herşey güzel ama ya sonrası?
200 kadar F.Bahçe taraftarı, belki taşkınlık yaptıkları için, belki küfür ettikleri için, belki de bir başka nedenle 50 kadar polis tarafından ufacık bir alanda kıyasıya dövülüyor. Hoparlörden Karadeniz'e özgü şarkılar çalınıyor aynı anda... Sahanın ortasında bir grup genç kız ve erkek folklor gösterisi yapıyor. Biri sahanın ortasında namaz kılıyor... Bütün bunlar olurken dayak devam ediyor, tribünler, "Oh, oh" diye tezahürat yapıyor...
***
Bu eğlence değil, bu rahatlama ya da intikam alma değil... Bunun adı başka birşey... Bu; başkasının acı çekmesinden, dayak yemesinden, dövülmesinden zevk alma... Adını siz koyun...
Ama sadece Trabzon'da yaşanmıyor bu görüntüler. Sadece Trabzon'a ait değil bu garip duygunun dışavurumu... Kadıköy'de F.Bahçe taraftarları azgın boğalar gibi ellerine ne geçerse atıyor rakip futbolculara... Konuk takımın otobüslerine saldırılar oluyor, taraftarlar dövülüyor. Bunlara da şahit olduk.
Ali Sami Yen'de bir Real maçı seyrettik. Figo'yu dünya gözüyle gördükleri için heyecanlanması gerekenler, her korner atmaya gelişinde kafasına yabancı madde atıyor. Başına birşey isabet edip kaçmaya çalıştığında ise "Yuh" sesleri çekiliyor. Sakatlanan futbolcu için yine, "Oh oh" diye bağırılıyor, ayağa kalkışında, "Yuh" sesleriyle ortalık inliyor... Neden, ne amaçla, bilinmez...
Beşiktaş taraftarı takımını 90 dakika desteklerler. İyi güzel de ya sonra? Fulya'ya gidip futbolculara hakaret etmek, havaalanında gol kaçıranı dövmeye çalışmak, ya da Trabzon'daki kahvehanelere döner bıçağıyla saldırmak da onların fanatiklerine özgü...
***
Bu ne nefret, bu ne öfke ve bu ne saldırganlık... Futbol bir oyun... Ve her oyunun bir kazananı bir kaybedeni olur. Bazen kazanır, bazen kaybedersiniz. Kazanırken eğlenmek, kaybederken üzülmek de normal. Ama biz normal değiliz. Ülke olarak anormaliz. Kötü niyetli, saldırgan, cahil ve eğitimsiz bir ülkeyiz...
Çıkarcıyız; hakemlerin hep lehimize karar vermesini isteriz. Saldırganız; sonunun ne olacağını düşünmeden sahaya yabancı madde yağdırırız. Eğitimsiziz; statlara giriş çıkışı bilmeyiz, sıraya girmesini sevmeyiz...
Bu ülkeyi yönetenler, sadece futbolla yaşayan, gerçeklere gözlerini kapayan 65 milyon negatif beyin yaratmış. Açlık, işsizlik, parasızlık, gelecek korkusu bize vız geliyor da, kazayla takımımızın hakkı yenir ya da şampiyonluğu kaybederse çıldırıyoruz...
Allah hepimize akıl fikir versin...