kapat
29.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Kangurum

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

Risotto mimarı İtalya golü attı


İtalyanlar'ın, uzun soluklu 'imaj ve yaratıcılık' temalı pazarlama stratejisi yeniden gündemde. Amaç topyekün İtalyan kültürünü ihraç etmek. Bu gollleri örnek almak gerek
Ay başında İtalya'da dünyanın ilgisini çeken, bizim de ders alabileceğimiz fuar ve sergiler vardı. Milano biliyorsunuz, kuzeyin başkenti gibidir. Sadece sanayi, ticaret sanmayın, yaratıcılığın da merkezidir. Bu sene açılan fuar (mobilya ve aydınlatma) yine dünyanın oraya akmasına sebep oldu. Triennale di Milano çerçevesinde açılan "Made in Italy" başlıklı sergi 1951'de Floransa'da başlayan "İtalyan Moda Atağı" ve 1961'de Milano'da temeli atılan "İtalyan Mobilya Atağı"nın yıldönümlerini konu ediniyor. Bu uzun soluklu, "imaj ve yaratıcılık" temalı pazarlama stratejisine dönüp dönüp bakmamız lazım. Elalem ne yapıyor, nasıl gol atıyor diye...

YARATICI KARDEŞLER
Made in Italy'i mobilya ve moda sanmayın. Aslında topyekün İtalyan kültürünü ihraç ediyorlar. Bunun içinde şarap da var peynir ve salam ya da makarna da... İtalya'nın kuzeyine gelmişken Veneto-Friuli bölgesine de baktık. Türkiye'ye muhtelif vesilelerle gelmiş dostlarımızın davetine icabet ettik. Bir kere şunu söyleyelim: İtalya'nın kuzeyi, insanların Germen disiplini ile çalıştıkları bir yerdir. Renkli bir mutfak kültürleri vardır. Benim takdir ettiğim aşçılar Milano Four Seasons Oteli'nden Sergio Mei, yine Milano'dan Aimo ve Nadia en nihayetinde Ferreri Kardeşlerdir (Mantova'dan). Bunların üçü de sırtlarını bulundukları coğrafyaya yaslamış yüzlerini ise yaşadıkları çağa çevirmiş yaratıcı insanlar. Esasen ev sahiplerimizin ortak karakteri bu. Örneğin Collavini, hemen Slovak sınırında. Yıllardan beri sadakatle aynı üreticilerle çalışıyor. İmalatını modernleştirse de geleneğini terk etmiyor. Sahip olduğu olağanüstü güzellikteki avlulu binayı yavaş elden geçiriyor. Kendi şarapları ile evinde sunduğu yemeğin doruğu da mahalli bir renk: polenta (mısır) ve minik karidesler.

Adriyatik'ten sonra şiir dolu bir kasabaya geçiyoruz, Bassano di Grappa. Antonio Nardini buranın hakimi. 8 nesildir aynı işi yapıyorlar. Nardini İtalya'nın imal ettiği tüm grappanın yüzde 25'i. Bunun çok çok ciddi bir rakam olduğunu söylemeye gerek yok. Nardini ile Palladio'nun yaptığı ahşap köprünün yanı başında yemek yiyoruz. Deniz mahsulleri lokantasının en çarpıcı yemeği bir tür sashimi, bölgeye mahsus, limonla marine edilmiş. Yemekten sonra köprü altındaki barda grappa test ediyoruz. Antonio'nun gözleri parlıyor ürettiklerini sunarken. Fabrikasında altı nesildir çalışan işçileri ile aile gibi olmuşlar. Nihayet Valpolicello'ya iniyoruz. Seraglio Aligheiri. Bu isimde tanıdık bir şey var değil mi? Doğru. Dante Aligheiri'nin 20. kuşak torunu. Dante "İlahi Komedya"yı şimdiki kontun bizi ağırladığı yerde yazmış. Avlu bir tarih gibi, 17. yüzyılda dikilmiş asmalar var. Belki de yaşlı kıtanın en eskileri. Hemen yan komşu ise Masi. Dr. Boscaini ve kızı ile Verona'da bölgesel yemekleri yiyip konuşuyoruz. Et tabağı, muhtelif şekilde hazırlanmış etler, ama sosları ile birlikte.

KÜLTÜR ADAMI
Benim favorim hardal acılı elma. Franko'dan öğrendim ya. Masadakilere anlatıyorum. Amarone'li risotto ise hepsinin gururu. Dr. Boscaini Masi'yi anlatıyor. Ama sanki bir şarap işletmesini değil, bir kültür projesini anlatıyor: Kültürel destek programları, yarışmalar, artık tükenmiş olan üzüm cinslerinin peşine düşüp Avrupa Topluluğu kodeksine dahil ettirmek... Önümdeki adam bir şarap imalatçısı değil bir kültür adamı... Tabii Masi'nin Amarone Classico 97'si. En nihayetinde Verona'ya dönüyoruz. Son gece İl Randolfo ile Bottega del Vino'nun kavında yemek yiyoruz. İtalyan dostlarımızın bile bazıları burayı daha önce görmemiş. 1890'dan beri faaliyette olan lokantanın sahibi G. Pascucci bize büyük bir hoşluk yapıyor. Evsahibimiz Randolfo bölge şaraplarından bir resmi geçit yaptırıyor. Sofradakilerin hepsi İstanbul'a gelmek istiyor. Krizi soruyorlar. Geçecek diyoruz. Nasıl mı, İtalyanlar gibi gol atarak...

Ali Esad Göksel

Faks: 0212 233 18 33

 
2001 yılı Türkiye 1. Futbol Liginin şampiyonu kim olacak?

Fenerbahçe
Galatasaray
Gaziantepspor
Beşiktaş

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır