Ortadan cart diye ayırdılar
Leman'ın Lombak çizerlerinden Bahadır Baruter ve arkadaşları 'kendi kanatlarıyla uçmaya' karar verdi. Fatih Solmaz 'babaevinde' kalırken, Baruter "Vakti gelmişti" diyor, "kanatlılar, sürüngenler nasıl oluştu... Bunlara doğa karar verir. Bu türün kanatları çıkmıştı ve uçacaktı. Bünye istedi..."
Sıkı Leman okuyucuları iki haftadır Lombak sayfalarında Bahadır Baruter'in imzasının olmadığını görmüşlerdir. Evet Bahadır Baruter ve dokuz arkadaşı artık Leman bünyesinde değil. Lemanyak'ı çıkaran ekip bu aydan itibaren "Lombak" dergisini çıkarıyorlar. Lombak'ta göreceğimiz çizerler Bülent Üstün, Memo Tembel Çizer, Kenan Yarar, Cengiz Üstün, Andaç Gürsoy, Göxel, Alpay Erdem, Oky, Behiç Pek ve Faruken Bayraktare.
Niçin ayrıldınız Leman bünyesinden?
Bahadır Baruter: Bu konuda polemik yaratılmasını istemiyoruz ama şöyle diyebiliriz: Evrim sürecini tamamladı, doğa kanunları işledi. Daha farklı, daha sert, daha pervasız bir mizah tarzının olgunlaşıp dalından düşmesi gibi.
Bülent Üstün: Ergen çocuğun ayrı eve taşınması duygusuyla yola çıkmış bir kadro.
B.B.: Kendi içimizde muhabbeti olan bir gruptuk. Bünyeyle çok kaynaşmış bir ortam yoktu. Doğal olarak kopuldu. Ama bunu yaratan süreç yavaş yavaş ilerledi. Kendi kaderimizi kendimiz tayin etmek istedik. Mizahın yapısına uygun asi ve maceraperest bir girişim.
Oluşmuş bir yapı varken neden bağımsız olmak istediniz?
Memo Tembel Çizer: Mizah dergiciliği, mizahın dışında bir arkadaşlık ilişkisi, bir samimiyetten kaynaklanan bir şey. Bir arkadaş grubu çevresinde olan, dört-beş kişinin etrafında olan bir şey. Bu arkadaşlık ilişkisini kurmuş bir grup var. Sonra bir kuşak farkı olan ve onları birer abi gibi görmüş olan bir grup var. Arkadaş grubu diğer arkadaş grubu içine kaynayamayınca... Dergiye şöyle eğlendik diye çizemediğimizden insan uzak kalıyor.
B.Ü.: Eğlence olayını sektör haline getirdiğin zaman o muhabbette bir çatlama oluyor. O ergen grubu zamanla birbirine kıllanarak yaklaşmaya başlıyor.
DÜŞMANLIK OLMAZ
* Leman'la bir husumet, bir düşmanlık var mı?
B.B.: Olamaz, çünkü kendi değerleriyle çok heyecanlanan biri için rekabet dünyanın en güzel şeyi. Diğer cephe için nedir kestiremiyoruz. Rekabet edilecek konu da ortak bir konu. Bu hayat, bu sokaklar... Aynı ormana dalacağız, aynı çiçekleri toplayacağız.
B.Ü.: Kim ne kadar samimi; onu da okur anlayacak.
M.T.Ç.: Okur "N'oluyor, bunlar niye itişip kakışıyor" derse genel tirajda bir düşme olur. Ama bu tabii ilk andaki şaşkınlığın yaratacağı bir duygu olur. Dergiyi alıp okuduğunda daha önceki samimiyetin devam ettiğini gördüğü zaman belli bir süreç içinde bu tirajın eski gidişatına oturacağına inanıyorum.
Lombak'ta yeni bir mizah olacak mı? Lemanyak'ın aynısı gibi gözüküyor.
B.B.: İlla olacak. Ben haftalık tempodan aylık tempoya çıkacağım. Bakınca bir tazelenme göreceksiniz. Bir evin içinde kader birliği yapmaktan çok gaza geleceğiz. Yeni projeler var.
M.T.Ç: Eğlence vaadediyoruz.
Rekabet nasıl olacak?
B.B.: Lemanyak devam edecek. Rekabet çok önemli. Biz o şansı yakalayamıyorduk orada. Kendi kendimize eğleniyoruz ama karşımızda başka bir aylık dergi yok. Bu çizerde ister istemez bir rehavet, bir dibe çökme yaratıyor. Şimdi çalkaladık şişeyi. İyiler, kötüler; hepsi harekete geçecek.
B.Ü.: Pozitif olarak bakıyoruz bölünmeye, ayrışmaya. Bu bölünmelerde negatif bir şey yok. Devamlı yeni adam çıkar piyasaya.
B.B.: Kendi içinde iyi anlaşan gruplar halinde parçalanmanın sakıncası yok. Çünkü okur titiz ve son derece duyarlı. Biz okuru anlamayacak, kandırılabilecek, yönlendirilebilecek bir şey olarak görmüyoruz. Biz çiçek, o arı; kokuyu, tadı, rengi ve çekiciliği hemen fark eder. Kendi aramızda verimli gördüğümüz şey okura direkt yansıdı. Ve hiçbir hesap içinde, bir ideoloji sınırında davranmadan yaptık. Bu bir şiddet dergisi mi, seks dergisi mi, underground mu, aksiyon mu, romantik mi; biz anlayamayacak kadar kendi halimizi yansıtıyoruz.
AMATÖR GİBİ HEYECANLI
B.Ü.: Konfor içinde düşmeyi kalkmayı unutuyorsun. Belki biz de özledik o ergenlik dönemlerindeki zorluğu. Kendimizi tekrar etmek istemedik.
Neyinize güveniyorsunuz?
M.T.Ç.: İçimizdeki heyecana.
B.Ü.: Kadronun tümü yaptığı işe tutkuyla bağlı. Kimya tutuyor. Adanmışlık.
B.B.: Başından badireler geçmiş bir korsan grubu Lombak ekibi. Bir sürü derginin çıkıp battığını görmüş...
Mizah dergilerindeki kopmalar kaçınılmaz galiba...
M.T.Ç.: Mizah içten gelen bir şey. Ben dergi kurayım, bu 120 yıl sonra da mizah yapsın diye temel atamıyorsunuz. Kendi kuşağının talep ettiğini verebiliyorsun. Yeni kuşak geldiği zaman onu kurumsal bünyene kabul etmek zor oluyor.
B.B.: Eğer kapsar, içselleştirir, yüceltirse "abiler", böyle bir ayrılmaya gerek olmaz. Biz Lombak'ta veletleri kapsayacağız ve kendimiz gibi yücelterek sunacağız diyoruz. Türlerin ayrışması gibi. Kanatlılar, sürüngenler nasıl oluştu... Bunlara doğa karar verir. Durup dururken kalkışılacak hadise değil. Bu türün kanatları çıkmıştı ve uçacaktı.
BU BİZİM DERGİMİZ
Daha iyi, bağımsız, daha marjinal olmak mı derdiniz? Kendi paranızı kazanmak mı?
B.B.: Para değildi neden, ama bu da gerçekten dünyanın en güzel şeyi.
Ne zaman karar verdiniz?
B.B.: 20 gün oldu. Dınk diye ceketleri alıp yeni dergiyi yapmaya başladık. Bilek sıcaktı ve bu çok önemli. O apartamana gireceğimize, bu apartmana girdik. Lombak'ın ilk sayısındaki "Kahraman Barut"ta yazıyor ne olup bittiği.
Parayı nereden buldunuz?
B.B.: Biriktirdiğimiz üç beş kuruşla.
Arabalar mı satıldı?
B.B.:Yok o kadar değil, ama tatillerden vazgeçildi. Tiraj kötü gelirse çok acıklı olacak. 115 bin basıldı.
Mutlu Tönbekici
|