Mesleği nasıl icra etmeye başladınız?
10 küsur senedir bu camianın insanıyım. Şu an 32 yaşındayım ve 17 yaşından beri gece kulüplerine giderim. Tabii o zamanlar müzik yapmıyordum, sadece takılıyordum, ama yine de bir DJ nasıl plak alıyorsa ben de gidip alıyordum. Evimde tesisat vardı. Gidip ufak ufak çalışıyordum. Dergilerden yenilikleri takip ediyordum. 1997 yılında da tam olarak DJ'liğe başladım.
Aileniz duruma hiç bozulmadı mı? Kavga gürültü çıkmadı mı?
Babam çeşitli enstrümanlar çalar ve müzikle ilgilidir. Bu yüzden beni çok desteklediler. Bu işte gece gidersin sabah gelirsin, buna da hiçbir zaman ters bakmadılar. Ben 17 yaşında dışarı çıkarken babam cebime harçlık koyardı.
Evvel ezel gecelerin kadınısınız o zaman.
Gecelerin kadınıyım ben evet. Gündüzü zaten hiç sevmem. Çocukluğumdan beri güneşi, bronzlaşmayı sevmem, denize girmeyi sevmem. Annem yakında bacaklarından asılıp uyuyacaksın diyor.
Zaten bu işin gereklerinden biri de gece kulüplerini sevmek değil mi?
Bu müziği seviyorsanız gece hayatını sevmek zorundasınız. O enerjiye sahip olmak zorundasınız.
Hâlâ plak mı alırsınız yoksa CD mi?
Çok iyi bir CD koleksiyonum var ama plak koleksiyonum onun dört beş katı. CD benim için çok tatminkar değil, plağın verdiği sesi asla vermiyor. Plağın verdiği sesi şu an hiçbir teknoloji veremez. Ayrıca CD'yle istediğiniz gibi oynayamazsınız. Plağa dokunabilirsiniz ve ben dokunmayı çok seviyorum. CD'yle de bu işi yapanlar var ama bu bana çok haz vermiyor.
Bu işi yapmasaydınız ne yapıyor olurdunuz?
Ben zaten diyetisyenim. Kendime ait bir işyerim var ve gündüzleri orada çalışıyorum.
Müşterileriniz aynı zamanda DJ olduğunuzu biliyor mu?
Çoğu bilmiyor. Yaş ortalaması, hayat tarzı olarak o iş bu işle asla bağdaşmıyor. O yüzden de kimse bilmiyor. Diyetisyenlik benim para kaynağım. DJ'likten de para kazanıyorum ama bununla hayatınızı idame ettiremezsiniz, çünkü arşivinizi devamlı yenilemek zorundasınız.
Sizce neden Türkiye'de sadece iki tane kadın DJ var?
Zaten kadınlar daha sokağa zor çıkıyor. Fakat onun dışında bir de bizim yaptığımız iş biraz misyonerlik gibi. Millet hâlâ Nispet'e, Dedikodulu'ya gidiyor, Türkçe pop dinliyor. Bizim kültürümüze uygun bir müzik değil bizim yaptığımız. Biz insanları hâlâ alıştırmaya çalışıyoruz ama tabii seven grubun çok gelişme kaydettiğini söyleyebilirim.
* Benim açımdan alışmak çok kolay değil mesela.
Eğer bir kere dinlerseniz bir süre sonra alışmaya başlarsınız. Mesela jazz dinliyorsanız, bir müddet sonra jazzy house dinlemeye başlarsınız, bir müddet sonra house dinlersiniz, sonra bir bakarsınız her gece klüplere gitmeye başlamışsınız. Bu uyuşturucu gibi bir şey. O müzik kendini sevdiriyor. İki arkadaşım var, ciddi Türkçe pop hayranıydılar. Şimdi o tür müzik yapan yerlere gitmiyorlar. Nu Pera'ya geliyorlar ve club müziğini tam olarak anlamaya başladılar.
Klüplere giderken insanlar genelde bazı uyuşturucu maddeler alıyorlar. En azından birkaç duble içmiş oluyor.
Bu müzik normalde de uçurur insanı. O sizin beyninizin kapılarıyla ilgili. Zaten ben bir şey içerek ya da alarak gelenleri anlamıyorum. Hatta onlar gelmesinler. Temiz kafayla bu müziği sevmiyorlarsa hiçbir yardımcı madde almanın faydası yok. Yine uçamazlar.
Hiç kendi albümünüzü yapmak istediniz mi?
Yurtdışında bütün iyi DJ'ler kendi plaklarını yapıyor. Türkiye'de büyük eksik, herkes sadece plak çalıyor, ama bence bir DJ'in her gece muhakkak kendi parçalarından çalması lazım. Benim çok basit bilgisayarda yaptığım parçalarım var ama Türkiye'de bu iş için gerekli alet edavat çok pahalı. Beni şimdiye kadar dişimden tırnağımdan arttırdıklarımla pek çok alet aldım. Kadınlar genelde kozmetiklerine, mutfaklarına para harcar ben bu işe harcıyorum.
Bir DJ güzel ya da yakışıklı olmak zorunda mı?
Elbette öyle. Çok çirkin bir insan müşterileri rahatsız eder. Kadınların güzel, erkeklerin de yakışıklı olması lazım. Daha doğrusu bir karizması olması lazım. Kişiliğinin o kabinin içinde hissedilmesi lazım.
Hiç tacize uğradığınız oluyor mu?
Bir kere dansöz gibi on milyonlukları başımdan aşağı attılar. Çok beğenmiş müziğimi. Ağır kıroydu. Çok kötü olmuştum.
Başkalarının çaldığı bir kulübe gittiğinizde ne yapıyorsunuz? Gözünüz DJ kabininde mi oluyor?
Bazılarını kıskanıyorum, aşırı kıskanıyorum. Çok güzel çalıyor, keşke ben de onun gibi çalabilsem diyorum. Tabii genelde ne yapıyor diye bakıyorum ama kendimi kaptırıp dans ettiğim de oluyor.
Bir de yedi yaşında bir oğlunuz varmış. Hamileyken de kulüplere gidiyor muydunuz?
Evet gidiyordum. Doktorum gitme, titreşimden doğuracaksın diyordu, yine de gidiyordum. Enteresan olan çocuk müziğe tepki veriyordu. Doğumuna yakın benim sevdiğim tarzdaki müzikte dönmeye, kasmaya başlıyordu ve şu anda muazzam bir kulağı var. Şimdi o da DJ olmanın hayallerini kuruyor.
Aslı E. Perker