Bilgisi, birikimi, pilotluk deneyimi tartışmalı olan Öztürk'ün "Çılgın Fahişe" adını verdiği küçük bir uçakla kalkışacağı bu çılgınlığa izin verilmemesi için dün sabah önce Denizcilik Bakanlığı Müsteşarı Mustafa Korçak'la konuştum... Korçak, böyle bir çılgınlığa Sivil Havacılık Genel Müdürü'nün nasıl izin verebildiğini anlamadığını belirtti ve ekledi:

"1993 yılında çıkan 492 sayılı kanun hükmünde kararname Boğaz'ın güvenliğinden beni sorumlu tutuyor.. Böyle bir deliliğe kesinlikle izin vermem, veremem... Türkiye'de zaten yeteri kadar deli var.. Yeni bir deliye ihtiyacımız yok.."

Ardından Karayolları 17'nci Bölge Müdürü Asım Öztürk'ü dinledim:

"Bu çılgınlığa izin verilmemesi gerektiği yolundaki görüşümüzü, endişelerimizi bu sabah ivedi bir yazıyla İstanbul Valilik Makamı'na ilettim.."

Telefonu kapattım ki; İstanbul Valisi Erol Çakır aradı:

"Yazınızı okudum; böyle bir uçuşa izin vermediğimizi, az önce bir yazı ile Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne, Atatürk Havalimanı yetkililerine, Karaköy Liman Başkanlığı'na, Sahil Güvenlik ve Marmara Boğazlar Komutanlığı'na, İl Emniyet Müdürlüğü'ne, Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü'ne ilettim... İstanbul gibi bir megapolün aort damarı olan ve iki kıtayı birbirine bağlayan köprülerde bu uçuşa izin vermemiz mümkün değildir..."

Gazeteye geldiğimde yüzlerce faks, bir o kadar e-posta mesajı ile karşılaştım.. Gün boyu telefon eden yüzlerce İstanbullu'yla konuştum.. Bir-iki maceraperest dışında herkesin aynı görüşü paylaştığını anladım:

"Rus Ruleti oynamak isteyenler bunu Boğaziçi köprüleri ile yapamaz..."

Bir İstanbullu'nun ise farklı teklifiyle karşılaştım: