|
|
|
'Töre'niz batsın
2 ay önce Kadıköy'de, tren yolunun kenarında bulunan genç kız cesedinin, Diyarbakırlı Çimen'e ait olduğu ortaya çıktı. Genç kız 'töre'ye kurban gitmişti
Talihsiz kız tecavüze uğramış ve hamile kalmıştı. Haber çok geçmeden yayıldı. 'Aile meclisi' toplandı; önce 55 yaşındaki tecavüzcüyü sonra da Çimen'i öldürdüler
Kadıköy Yeldeğirmeni'nde, İskele Sokak'ın tren raylarına kavuştuğu bir kenarda bulundu cesedi. Tarih 7 Şubat 2001'di. Yeni bir yüzyılın başlangıcında, başından kurşunlanarak öldürülen bir kadının, töre cinayetine kurban gittiğini kimse tahmin edemedi...
Cesedin üzerinde ne bir kimlik, ne de kime ait olduğunu gösterebilecek başka eşya vardı. Sadece bir paket sigara ve 250 bin lira çıktı ceplerinden. Polis, belki bir tanıyan çıkar umuduyla genç kadının cansız bedenini gösteren fotoğrafı Türkiye'nin dört bir yanındaki karakollara gönderdi. Aradan 2 ay geçmişti ki, Diyarbakır'daki karakollardan birine telefon eden ve ismini açıklamayan biri, "Cama astığınız fotoğraflardan biri Çimen Candan adlı kıza ait" dedi. Meçhul ihbarcı, genç kızın ailesinin adresini de polise verdi.
TECAVÜZE UĞRADI, SAKLADI
Bunun üzerine İstanbul ve Diyarbakır polisi, sır dolu infazı aydınlatmak için harekete geçti. Ve henüz 18 yaşındayken hayata veda eden Çimen'in annesi Radife Candan, sorguya alındı. Korktuğu için ilk başta konuşmak istemeyen gözüyaşlı anne, birkaç gün içinde "aile meclisi", "töre" ve "infaz" kelimelerinin sıkça geçtiği akıl almaz öyküyü anlatıverdi.
Biricik kızı Çimen Candan, başına "o felaket" gelene kadar ne sokağa adım atmıştı, ne de babasından, ağabeyinden başka bir erkek tanımıştı. Ona göz koyan eski evsahipleri, 55 yaşındaki Şehmuz Keleş'ti. Ne yapmış etmiş, kanına girmişti Çimen'in. Gözünün yaşına bakmamış, "Amca dur" diyen sesini dinlememiş, tecavüz etmişti bir ıssız anda...
Anne Radife Candan'a göre, böyle başlıyordu kızını ölüme götüren olaylar. Çimen, "orada" doğup büyüyen her genç kız gibi, töreden haberdar olduğu için saklamıştı yaşadıklarını. Çünkü, ailesinin kendisini suçlayacağını biliyordu. Birkaç gün, birkaç ay, belki de birkaç yıl "fazla" yaşama umuduyla kimseye, annesine bile söylememişti olanları.
KIZINI SAKLAMAYA ÇALIŞTI
Fakat, içinde, o acı olayın hatırasını taşıyan bir canlı büyümeye başlayınca işler sarpa sarmıştı. Bir gün evde bayılıp kalınca anne Radife Candan, Çimen'i doktora götürdü ve kızının 5 aylık hamile olduğunu öğrendi. Haber, çok zaman geçmeden tüm Candan Ailesi'ne yayıldı. Artık, "aile meclisini" toplama, "kararı" alma zamanı yaklaşmaktaydı.
İstanbul'dan Çimen'i öldürmeye gelen silahlı 2 "aile büyüğü" Diyarbakır'da yakalanıp tutuklanınca, anne Radife Candan "fırsat bu fırsat" diyerek kızını saklamaya karar verdi. En iyi yer, İstanbul'da oturan kız kardeşinin eviydi. Koskoca şehirde bulamazlardı Çimen'i, yok edemezlerdi.
ÖNCE TECAVÜZCÜYE İNFAZ
Çimen ortadan kaybolunca, Candan Ailesi, öfkelerini dindirmenin yolunu, genç kıza tecavüz eden Şehmuz Keleş'i, bir kahvehanede otururken, kurşun yağmuruna tutup öldürmekte buldu. Tetiği çeken ise Çimen Candan'ın dayısı Eyüp Çelebioğlu'ndan başkası değildi.
Radife Candan'ın, İstanbul'a gönderdikten sonra bir daha haber alamadığı ve kurtulduğunu sandığı kızı Çimen Candan, bir hastanede "oğlunu" doğurduktan sonra yakalandı ölüme. Henüz çocuğunu basamamıştı bağrına, öpüp koklayamamıştı. Ama izini bulan 2 yakını onu, minik yavrusundan koparıp aldı.
OĞLUNU EVLATLIK VERDİLER
Çimen Candan, kimsenin duymadığı, görmediği bir anda ve yerde başından vuruldu; akan kanıyla törenin susuzluğu giderildi. Cesedi ise Kadıköy'deki tren yolunun kenarına atıldı sonra... Küçük oğlu ise tanımadığı, bilmediği bir aileye evlatlık olarak verildi.
Şimdi polis, "namuslarındaki lekeyi temizlemek için" gözlerini kırpmadan, yeni doğmuş çocuğuna bile acımadan; kendi kanlarından, canlarından olan savunmasız genç bir kızı öldüren 2 katili arıyor.
|
|
|
|